Hastalığa karşı, zayıflığa karşı ileri sürülecek herhangi bir şey varsa o da, insandaki asıl iyileşme içgüdüsü olan direnme ve savunma içgüdüsünün kırılıp çözülmesidir.
“Friedrich Nietzsche’’ adıyla tanınan bu küçük dinamit parçasının aynı zamanda bir soytarı da olabileceği konusunda okuyucularını uyarır. Bu konuda Nietzsche dikkatimizi papazca özlemlerine yöneltmemizi ister ve kendisinin kurtuluş öğretilerine şüpheyle yaklaşmamız gerektiği konusunda bizi uyarır. Çalışmasını onayladığımızda kendimizi şunun gibi sorular sormaya zorlanmış hissederiz ve zaten Nietzsche de bizi bu tür sorular sormaya teşvik eder: Böylesine zeki miydi Nietzsche? Böylesine bilge miydi? Böylesine parlak kitaplar yazdı mı gerçekten de? Nietzsche bir yazgı mıdır? Nietzsche’nin düşünme biçiminin amacı, yeni bir din yaratmak değil, yeni bir özerklik yaratmaktır.
“Bir okuma etiği” olarak adlandırmak istediğim şey, Nietzsche'nin pedagojisinin kalbinde yatmaktadır. Ne zaman Nietzsche’nin kimliğine dair sorular soracak olsak -Nietzsche kimdir? Bizim için ne ifade eder?- aynı zamanda kendi kimliğimizi de sorguluyoruzdur.
İşle bu anlamda, ilk kusursuz nihilist bizi gerçekten eğitebilir ve kışkırtabilir. Onun felsefesiyle karşı karşıya gelerek çağımızın - alçaklığın ve yüksekliğin, hastalığın ve sağlığın- belirtilerini kavrayabiliriz. Yapmamız gerektiği gibi, Nietzsche'nin “ötesine geçmek” (übergehen) bu şekilde olanaklıdır.
"Bourget'ye göre modern Avrupa'nın hastalığı olan nihilizm, 'düşüncelere fazlasıyla gömülmüş insanlıktan' mustarip Avrupa'nın 'kendi düşüncesinden gına getirme'si olarak açıklanabilir ve eylemden çekinme, kendi öz yıkımına duyulan arzu şeklinde dışarı yansır. Nietzsche böylesi bir nihilizmden olsa olsa nefret edebilirdi, çünkü ona göre 'hayat', gerçek tek 'değer'di. Tersine Nietzsche, 'aktif' nihilizmini, yani hayata karşı değerlerin tahribini amaçlayan kendi projesini, Zerdüşt'ün haber verdiği kutlu 'dönüşüm'ün vazgeçilmez bir adımı olarak görür."
Sayfa 177 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
“Böyle Söyledi Zerdüşt ” kitabını anlayabilmemiz için Nietzsche’yi tanımanız gerekiyor. Kitaba henüz başlamadıysanız en azından biyografisini okumak bile Zerdüşt’ü anlamanızda büyük rol oynayacaktır. Bundan dolayı da incelememin ilk kısmında Nietzsche’yi biraz irdelemek istiyorum çünkü Zerdüşt’ü ondan ayrı düşünemeyiz. Böylelikle kitabı okuyup
Ben Nasıl Bu Kadar İyi Yazabiliyorum? ( Ecco Homo)
Nietzsche ile ilgili söylenebilecek çok şey var birincisi dandik liselerde gördüğümüz dandik felsefe derslerinde öğrendiğimiz şu Nihilist olma olayı üzerine bu adamın kesinlikle bir Nihilist olmadığını söyleyebilirim. İkincisi bu adam bir Hedonist ya da Diogenesçi Kinik ya da bir Sinikte değil. Hepsinin karması istese Ortadoğuda kolayca bir
Tam da burada görüyordum insanlık için büyük tehlikeyi, ayartılışının ve baştan çıkarılışının en yüce biçimini –neye ama? hiçliğe mi?– tam da burada görüyordum sonun başlangıcını, durakalışı, bakışları geriye çevrilmiş bitkinliği, istencin yaşama karşı cephe alışını, son hastalığın şefkat ve hüzünle gelişini haber verişini: giderek daha da yaygınlaşan, filozoflara bile bulaşıp hasta eden bu merhamet-ahlakını, dehşet verir hale gelmiş Avrupa kültürünün en dehşetli belirtisi olarak algıladım. Avrupa kültürü bu dolambaçlı yol üzerinden yeni bir Budizm'e, bir “Avrupalı Budizmi”ne - nihilizme mi gidiyordu?..