Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kayserili bir arkadaş şöyle diyor: "Artık bizim orda evlenecek kızlar iki yüz metrekare olmayan daireleri beğenmiyor." İnşaatçılar bu sebeple daireleri 200-250 metrekare yapıyorlarmış. İnsaf yani. Nohut oda-bakla sofada yaşayan dede ve ninelerimiz sefalet içinde miydi? Nedir bu gösteriş merakı? Nedir bu ayağını yorganından bir metre dışarıya çıkarmak. Hz. Peygamber "orta yolu" tavsiye etmiştir. İsraf haramdır. Kısacası "lüks bize ters" arkadaşlar. Tez bu yoldan dönelim. Kapitaliz'in tekerine çöp sokmanın ilk şartı budur. Alın lüksünüzü başınıza çalın!
Sayfa 27 - Dergah Yayınları 7. Baskı 2017Kitabı okudu
Sabahları güne, düzenli temizlik görmeyen, nohut oda bakla sofa evinde, zifir gibi demli bir çay ve sigara içmekle başlıyor; günün büyük kısmını da vakit öldürerek geçiriyordu.
Reklam
"O gemi bir gün gelecek."
21.Yüzyıl Başları/Çöl "Senin anlıycağın yaşarken çok acı çekti rahmetli.” "Sonra n'oldu?” "İkon oldu. Dergiye kapak oldu, tişört oldu, telefon kabı oldu. Kendine dikkat et Bıdık, farklısın valla hiç acımazlar ikon ederler seni de yakaladıkları yerde. Daha n'olduğunu anlayamadan telefon kabı olarak bulursun kendini ona
Sayfa 225 - Küsurat YayınlarıKitabı okuyacak
"Kitap Dolu Oda" bölümünden...
Konfüçyüs Tanrıya şöyle yakarmış: “Tanrım! Bana kitap dolu bir evle çiçek dolu bir bahçe ver!” O yaşımda çiçek dolu bir bahçeye gereksinmiyordum. Ama kitap dolu bir ev, hayır bir ev değil, kitap dolu bir oda, bir odacık için yanıp tutuşuyordum. İçi kitap dolu bir küçümencik oda yeterdi bana. Eski Istanbul evlerinin boyutları büyüktü
Sayfa 223 - Nesin Yayınevi 17.Baskı
Sahip olduğumuz şeyler, boynumuza astığımız kolye, duvara astığımız diploma, ne kadar pahalı olursa olsun bindiğimiz otomobil, giydiğimiz en markalı kıyafetler, ister küçük, ahşap, nohut oda bakla sofa bir kulübecik olsun, isterse yüzlerce odası olan bir saray olsun oturduğumuz evler, kredi kartımızın limiti, kartvizitimizde yazan ünvanlar... Hiçbiri “Ben kimim?” sorusunun aklımızda ve kalbimizde cevap bekleyen yerini doldurabilecek kadar büyük değildir... Çünkü bizi birer BEN yapan onlar değildir. Biz birer ben olarak bu dünyaya onlarla birlikte gelmediğimiz gibi, onlarla birlikte gidecek, yahut giderken onları da yanımızda götürecek değiliz...
Sayfa 83 - Uğurböceği Yayınları
Yüz yıldır tanıdığın birine iç rahatlığıyla şımarma, kızma, surat asma, bozuk çalma, onunla kavga etme hakkını. Birinin seni leb demeden leblebi diyecek olmasını kaybediyordun. O, seninkilere dolanmış köklerini söküp atarken, seni de yerinden ediyordu.
Sayfa 18 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Son Bir Çay
Ama şimdi gidersem vesilesi olduğum hüsranın ağırlığıyla sokağa çıkar çıkmaz bir kamyonun altında kalmaktan korkuyorum. Onunkinden değil, kendi ahımdan korkuyorum. Ben bu hayatta en çok kendi ahlarımdan korkuyorum.
Sayfa 39 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.