Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sellcalinka

Sellcalinka
@nonsteroid
Sıkı Okur
“ Kitaplar bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım, ve kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim.” | TÜRK, TÜRKçü, AtaTÜRKçü .. | _
Acil Tıp Teknisyeni / UMKE (Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi)
5 Temmuz
1229 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
128 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kimi sevsem sensin .. Kimi sevsem aslında seni arıyorum, hep bir sana benzeyen hikayesi benimkisi. Senin gibi kokan, senin gibi gülen, hani ki senin gibi seven.. Ustanın bir ömrün özeti diye nitelendirdiği 92 sayfa sayısı ile insanı duygudan duyguya götüren o kitap. Her satırda bir arayış, her satırda bir daha asla olmayacakmış ama o yolda kayboluş bitmeyecekmiş hissini okuyucuya derinlerde hissettiriyor
Attila İlhan
Attila İlhan
. Yalnızlığı, platonik duyguları, İstanbul’u, mevsimleri, hatta bazen de aileyi betimliyor. Gel gelelim işin gerçekliğine. Bizi büyüten, ehlileştiren, derinleştiren, ruhumuzu saran, çorak bahçemizi yeşerten ama gerçek olmayan o duyguya. Bir keresinde “Ne kadınlar sevdim, zaten yoktular” diyor İlhan. Sonra “ Kimi sevsem sensin/ Hayret.“ Aşk tam da böyle, var ama yok, değişen, dönüşen bir varlık olan insan için mümkünsüz. Peki neydi bu aşk şiirlerine şarkılarına sarılmamızın sebebi? İnsan olaylara ve nesnelere anlam yüklemeyi sever, yaşamanın ön koşullarından biri de ait ve sahip olmaktır. Aslında İnsan, sevmeyi sever. Keyifli olsun, verimli olsun..
Kimi Sevsem Sensin
Kimi Sevsem SensinAttila İlhan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20223,949 okunma
Reklam
88 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Eristik Diyalektik
Eristik Diyalektik
mi dersin yoksa ben mi gerçek ismini açıklayım narsistin el kitabı :) İlginç ama bir o kadar da öğreten ve keyif veren bir deneme türü ile geldim. Eristik diyalektik için kısaca “tartışma sanatı” başka bir anlatımla “haklı çıkacak şekilde tartışma” diyebiliriz. 19. Yüzyıl Felsefesi önemli isimlerinden
Immanuel Kant
Immanuel Kant
ın öğrencisi
Arthur Schopenhauer
Arthur Schopenhauer
Eristik Diyalektik
Eristik DiyalektikArthur Schopenhauer · Sel Yayıncılık · 20112,379 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Ta ta ta tammm :) Yine beni ters köşe yapan bir kitabın incelemesi ile geldim. Kıymetli okur arkadaşım
Saliha
Saliha
‘nın alıntılarından etkilenip listeme eklediğim
Göğü Delen Adam
Göğü Delen Adam
bir Afrika kabile reisi gözünden, topraklarına çöreklenmiş ve kendilerini sömürmekten asla çekinmeyen bir Avrupalıyı, bir beyaz adamı “papaligi” yi anlatıyor. İnsanoğlunun modernleşirken bir yandan da nasıl köleleştiğini anlatan kitap başlarda gitmiyor gibi hissettirirse de birazcık devam edince tıkır tıkır ilerliyor. Diyalogları insanı hiç beklemediği yerden vuran
Göğü Delen Adam
Göğü Delen Adam
ın manifesto tadında ki anlatımında beni en çok sorgulatan kısmın, beyaz adamın bütün kutsalların önüne koyduğu “para” betimlemesi olduğunu söyleyebilirim. "...beyaz adamın gerçek tanrısı , kendisinin " para " adını taktığı yuvarlak metal ve ağır kağıttan başka bir şey değildir.. Hasılı, Bir modernizm, sözüm ona uygarlık, hayatının büyükçe bir kısmını adada yaşayan bir kabile reisinin kaleminden Avrupalı insanı eleştirisi olan bu eseri herkes 2 kere okumalı :) Bu vesile ile canım Saliha’m
Saliha
Saliha
a da teşekkür etmeyi unutmayalım :) Keyifli olsun. Verimli olsun..
Göğü Delen Adam
Göğü Delen AdamErich Scheurmann · Ayrıntı Yayınları · 202013,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
104 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz Sessizce
den sonra
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya
ne iyi geldi .. Bu kitapla birlikte net olarak söyleyebilirim ki ben deneme türü yazıları çok seven bir okurum, ve bir gün yazacağım o kitap deneme türünde olacak ..
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya
yı okurken birden fazla duyguya kapıldım. Yine eşi, kıymetlisi Ömür Hanım vardı, ona olan özlemi, onsuz geçen günlerin sevimsizliği, kavuşma ümidi. Şiir vardı, şair olmak vardı. İnsan olmak vardı, insan ilişkileri vardı. Bir de siyaset vardı ki, altını ayrı, üstünü ayrı çizdim o satırların. Her sayfada ayrı bir cümleye tutuldum. Sanki onun ses tonuyla takip etti gözlerim satırları. Korkusuzca kaleme aldığı 1993 Sivas Katliamı yazısını nöbette, gece 03 saatlerinde dudaklarımı ısırarak okudum. Sonra sayfa bulanıklaştı, cümleler karıştı. “Dönüp elli yıla varan zamana bakıyorum. İçimde göllenen güzel acılara, ıslık çalan sokaklara, saçlarını duvarlarda tarayan arkadaşlarıma. Derinlerde bir çocuk sessizce fısıldıyor: İyi ki şiir yazmışsın. İyi ki yazmışım diyorum ben de. İyi ki kalbim, dünyanın bütün mazlumlarının kederiyle ve sevinciyle çarpmış. İyi ki gaz lambasının duvarlara çizdiği o büyülü resimlerin zamanında büyümüşüm. İyi ki devrim düşüncesi beni insanların acılarına ve rüyalarına getirmiş. İyi ki Ömür Hanım, o büyük yalnızlıkta elimden tutmuş. İyi ki elma bahçelerinin, üzüm bağlarının, mısır püsküllerinin kokularıyla sabahlara çıkmışım. İyi ki.. “ diyor bir defasında.. Evet iyi ki .. İyi ki harflerden bir insan olmuşsun. Ömrün sağlıklı olsun, ömrün uzun olsun ..
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya
Çırpınıp İçinde Döndüğüm DünyaŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20214,307 okunma
228 syf.
7/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Kısmi uzatmalı yol arkadaşım Oğullar ve Rencide Ruhlar ile herkese merhaba :) Üçlemenin (
Oğullar ve Rencide Ruhlar
Oğullar ve Rencide Ruhlar
,
Cehennem Çiçeği
Cehennem Çiçeği
,
Kıyamet Park
Kıyamet Park
) ilk kitabı ile tanışmam okuma grubum vesilesi ile oldu. “Beş yaş insanın en olgun çağıdır, sonra çürüme başlar.” cümlesi ile başlıyor macera. Alper Kamu. Henüz 5 yaşında, bu haliyle ona dünyanın en küçük dedektifi diyebiliriz. Sadece Karakterin yaşı sebebiyle bile çok nükteli bir anlatımı olmuş romanın, zira baş karakter 20 li yaşlarda olsaydı sanmıyorum ki bende yine zekice yazılmış bir kurgu hissi bıraksın. İlk 15 sayfada sizi tam da çok bilmiş, günümüz folik asit bebelerinin hayıflandığımız tavırlarına mazhar bir çocuk anlatıcı karşılıyor ve bence bu başlangıç enfes.. Siz seversiniz sevmezsiniz, onaylarsınız onaylamazsınız ama kitabın ilk sayfaları benim için vitrindir :) Biraz ilerleyince “böyle uyurdu zerdüşt” çıkacak karşınıza, biraz tökezleyip ya şimdi burası ne alaka diyeceğiniz başka bir konuya geçeceksiniz ya da benim donanımsal sıkıntılarım var alaka kuramadım (kuvvetle muhtemel). Sonra kaldığınız yerden küçük Sherlock’un çözmeye azmettiği olaya geri döneceksiniz.
Alper Canıgüz
Alper Canıgüz
‘ün kalemini, kurgusal zekasını çok sevdim. Üçler miyim? Kesinlikle evet. Güldüren, düşündüren, 5 yaşında ki bir karaktere cesaret ve zekanın bu kadar yakıştığı bir romanı bence herkes okumalı :) Keyifli olsun, verimli olsun ..
Oğullar ve Rencide Ruhlar
Oğullar ve Rencide RuhlarAlper Canıgüz · Alfa Yayınları · 202010,9bin okunma
Reklam
144 syf.
7/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Kabil. Bir çok ülkede tartışmalara neden olan
José Saramago
José Saramago
romanının neden bu kadar çok konuşulduğunu anlamak güç değil. Öyle ki incelemeye “bu kitabı okurken, dini hassasiyetlerinizi” bir kenara bırakmalısınız diyerek başlamalıyım. İnsanlığın varoluşunun tüm kutsal metinlerde ki başlangıcına değinerek yola koyulan roman, Ademden olma Havva’dan doğma
Kabil
KabilJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202311,1bin okunma
252 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Berber .. Hani bir filmi yapılsa şimdi, kirpik oynatmadan izlenecek bir kara roman. Anlatımda Distopik görünen, gerçekten çok da uzak olmayan bir Türkiye, bitmeyen bir kış. Babadan oğula geçen garip bir iş bağlantısı. “Berber” önlüğünün arkasına sığınmış, “sadık bir kiralık katil.” Peşinden gelen faili meçhul cinayetler, din istismarı, politikanın görünen ama üç maymunu oynatan yüzü, kadın, aşk, şehvet… Manolya pastanesi sohbetlerini sanki okumadım izledim .. Başlarda beni rahatsız eden, hatta okurken kısmen motivasyonumu düşüren karakter isimlerini söylemeden geçmek istemem. M’nin iş konusunda …. ? N, o akşam bir toplantıya? Mesela Neden Mehmet değil de M ? Neden Nevzat değil de N? CK? Sanırım bir yazar okur buluşması yapsak, yazara soracağım ilk soru bu olur. Herkesin aslında bir başkası olduğu, sarı karların yağdığı, kıyamete giden bu uzun ve karanlık yolda, bir katilin kendi ağzından yolculuğu.. Bence eleştiriye kapalı, enfes bir kurgu ve betimleme .. Berber, asgari hoşnutsuzluklar dahilinde, severek nihayete erdirildi. Aynı hislerle tavsiye edilir. Keyifli olsun. Verimli olsun..
Berber
BerberTayfun Pirselimoğlu · İletişim Yayınları · 201672 okunma
72 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İyi Aile Yoktur
İyi Aile Yoktur
,
İyi Toplum Yoktur
İyi Toplum Yoktur
Bütün Çocuklar İyidir
Bütün Çocuklar İyidir
üçlemesinin son kitabı .. İlk kitabı İyi aile yoktur’u dikkatle okudum sevgili Nihan Kaya’nın ve hayatımda bir çok alanda değişmeme, dönüşmeme sebep olan kitaplardan diye anarım adını hep. Sıralamayı bozup İyi Toplum Yoktur’u atlayıp belki de isminde bir tılsım hissederek başladım Bütün çocuklar iyidir’e. Üzülerek o
Bütün Çocuklar İyidir
Bütün Çocuklar İyidirNihan Kaya · İthaki Yayınları · 20193,476 okunma
84 syf.
9/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz Sessizce
.. Şükrü Erbaşın eşi, Şahgülü, Ömür hanımı, Hatice Erbaşı kaybettikten yaklaşık 1 yıl sonra yayınlanan şiiir kitabı. Kapağı ilk açtığınızda Hatice hanımın sözü karşılıyor sizi; “Babanız içerde şiir yazıyor diye çocuklarımı sessiz ağlattım ben.” .. Devamında ki satırları okurken yazılar bi bulanıklaşıyor, takip ettiğiniz her mısrada Hatice hanım ve
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
ın kirpiğinin titreyişi var .. Neden kimse sana benzemiyor Hatice diyor sık sık, ölümü neden senden öğrendim ? Hasılı, gövdesi kalbine darağacı bir aşığın özlemini, kitabın ismindeki gibi sessiz sessiz yaşayışını anlatan, aşkı ve şiiri yücelten bu dizeleri herkes okusun da dilerim. Keyifli olsun, verimli olsun.
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201612,8bin okunma
448 syf.
9/10 puan verdi
·
34 günde okudu
Hayli uzun zamandır, sırf kapak fotoğrafı ve sayfa sayısı nedeniyle tanışmayı ertelediğim, Yeraltı Edebiyatının Türkçe ilk örneği
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve Kayra
nın bende uyandırdığı ilk his yine bir geç kalınmışlık. 442 sayfa üç bölüme ayrılmış. “Kinyas, Kayra ve hayat, Kayra’nın Yolu, Kinyas’ın yolu. Bazı kitaplarda bazı bölümlerin altı çizilir, kelimeler sizi büyüler, dönüp yine bakarım dersiniz. Kinyas ve Kayra benim için paragraf paragraf, sayfa sayfa çizilecek bir roman. Kendi içinde zıtlıklar olmakla beraber , 2 karakter üzerinden yaşamın temelini sorgulatan, insanın içinde barındırdığı vahşiliği, iyiliği, ve aslında bunların birbirine uzak görünsede çok yakın olduğunu gösteren ifadelerle dolu. Okuyucular tarafından sık eleştirilen, imla hataları, devrik cümleler beni hiç rahatsız etmedi, kelimeleri amuda kaldırmış, takla attırmış, bunlardan düzenli olmayan enfes cümleler, aforizmalar, kinayeler, mecazlarla dolu paragraflar yapmış. Cümlenin akışı benim en son takılacağım şey .. Ben anladım arkadaşım :) Biraz anarşist, biraz varoluşçu, çokça nihilist, bende eleştirilecek yeri yok ( buraya koyacak çok bilmiş yüz emojisi bulamadım.) :) Hoşunuza gider, gitmez bilmem, uzun uzun yazamayacağım bir alıntı var ki kitabın bir yerinde “ hepsi ben ölene kadar.” diyor son cümlesi.. Okunsun efendim vakit kaybedilmeden.. Keyifli olsun, verimli olsun.
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 201826,7bin okunma
Reklam
56 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Yemek yemeyi, su içmeyi, uyumayı ertelettiren, verecek başka puan olmadığından 10 ile yetindiğim, herkese “lütfen oku” diyeceğim bir öykü ile geldim. Ukrayna asıllı Rus roman ve oyun yazarı
Nikolay Gogol
Nikolay Gogol
, Monarşinin hüküm sürdüğü çarlık döneminde yazdığı
Palto
Palto
‘da Modern düzenin bürokrasisi altında ezim ezim ezilmiş, maddi sıkıntılar çeken, işini kaybetmekten korkan, gerek sosyal gerek iş hayatındaki tüm insanlar tarafından aşağılanan, hor görülen, alay edilen, kendini gösterebildiği tek şey tutkuyla yaptığı işi olan, o ışıltılı toplulukta, yine o topluluğun el birliği ile silik hale soktuğu Akakiy Akakiyeviç’in trajikomik hayatını anlatıyor. Bir paltoyla başlayan bu hikayenin bize verdiği ders, toplumun ve siyasilerin aşağılık yanları, dışlanmış ve eziyete uğraşmış insanların hayatlarını müthiş bir ustalıkla anlatıp, bizlere bu gerçekler ile yüzleşme fırsatını sunması. “ Hepimiz Gogol’un Paltosundan çıktık.” sözünü duyanınız var mı bilmem, bu sözün gerçekliği de tam olarak, Paltonun sadece Rus edebiyatıyla kalmayıp, dünya edebiyatına kattığı bakış açısı, Tolstoy, Çehov, Dostoyevski gibi bir çok ustaya verdiği ilham.
Palto
Palto
yu herkes okumalı!
Palto
Palto
elden ele dolaşmalı .. Keyifli olsun, verimli olsun.
Palto
PaltoNikolay Gogol · Can Yayınları · 202036,8bin okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Yine bir arkadaşım var da benimle dertleşiyormuşçasına okuduğum ve asla sıkılmadığım bir
Ali Lidar
Ali Lidar
klasiği .. Şiir türünde olduğu iddiasına rağmen bence şiir de değil okuduklarım .. Ne bileyim şiir de bir kafiye ararsın, öyle bir yazmış ki yine; seni, beni, bizi, çocukluğumuzu, ergenliğimizi, sevdiğimizi, yerdiğimizi, uğradığımız haksızlığı, aşklarımızı, yanılgılarımızı öve söve bir güzel yazmış adam. Asla şiir gibi bayram gelir ellere, sevgi verir dillere kıvamında da değil öyle yani, bayağı dümdüz yazmış hem de ne güzel yazmış. Bazen kırgınlığını anlatırken dudağı titreyen bir beyefendi, bazen uğradığı haksızlığa söven bir züppe olmuş. Çok az insanda var bu rahatsız etmeyen üslup. Betimlemeleri de öyle bir güzel, okurken olayın tam içinde buluyorsunuz kendinizi. Her kitapta işte bu dediğim bir favori alıntım muhakkak vardır. Öyleyse tıpkı onun üslubunda bir dilekle; “Ulan keşke o yazmasaydı da bu sözü ben düşünüp yazmış olsaydım.” diyeceğim bir alıntı ile nihayete erelim. “Öfke nüfuz ederken şiddetle damarlarımıza, ve kırmak birbirimizi başka her şeyden kolayken, akıl etsek keşke o an ölümü ve ayrılığı. Ölümü düşünen insan kendini nasıl önemser? Ne daha önemlidir mahkeme-i kübradan? Ölüm fikri en büyük ego terbiyesidir. Ölümün olduğu yerde öfke hükmünü yitirir.” Keyifli olsun, verimli olsun ..
Yolun Başı
Yolun BaşıAli Lidar · İthaki Yayınları · 20162,530 okunma
152 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Düşünsenize, o bilmiyor yazdıklarını okuduğumuzu .. Ya da görüyordur bir yerlerden bilmiyorum .. 13 Ekim 1987’de henüz 29 yaşında, kendi elleriyle sonlandırdı dünya sürgününü .. Nilgün Marmara, yüzü gözü hüzün kokan kadın. Kağıtlar, bazen bir iş dönüşü, bazen bir arkadaş toplantısından sonra, gece uyuyamadığında, bazen gün doğmadan uyandığında, kimi zaman dostlarına öylece, sıradan ve en doğal haliyle yazdığı mektuplar, şiirler, denemeler ve notların sessiz bir çığlıkla kitaplaştırılmış hali .. işte o kağıtlar kendi el yazısıyla sol tarafta. Anı, mektup, günlük ve biyografi türünde okunabilecek en hüzünlü ve gerçekçi eser desem abartmış olmam. Metinlerinin hemen hepsinde var olan ölüm ve hayat içinde, sınırsız tutkularıyla sınırlı bedenine hapsolmuş bir yalnızlık var Marmara’nın, ne yapsa içinden çıkamadığı yalnızlık.. Sevildi, burun sızısıyla okundu .. Tavsiye edilir. Keyifli olsun, verimli olsun..
Kağıtlar
KağıtlarNilgün Marmara · Everest Yayınları · 20161,054 okunma
56 syf.
7/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Halihazırda okuduğum kitap bitip etrafta okunacak bir şeyler var mı diye aranırken bir monitör arkasından elime geçen
Stefan Zweig
Stefan Zweig
tek parça uzun öyküsü. Size 56 sayfada, aslında şu hayatta memnun etmeniz gereken tek şeyin kendiniz olduğunu anlatan bir konu seçmiş Zweig. Baş karakter, Yaşlı adam Salomonsohn.. Henüz çocuk yaşta çalışmaya, para kazanmaya başlamış, evli ve bir kız çocuğu babası. Bütün hayatını ailesini memnun etmeye, daha varlıklı, daha konforlu, daha sosyetik bir yaşam sürmeleri için harcamış, bütün bu cömertliğine rağmen asla sevgi dolu bir aile bağı kuramamış, hatta yorgun, bitkin, meczup görünümüyle bilhassa karısı tarafından devamlı yanında gezdirilmekten utanılan bir adam halini almış, küçümsenmiş, ruhu örselenmiş Salomonsohnun hayattan önce ruhen sonra bedenen adım adım kopuşuna giden bir yaşam öyküsü. Salomonsohnun bu karşılıksız çabayla sürdürdüğü hayatın okuyucuya verdiği dersler çok manidar. Benim için ilk’i hep savunduğum, ilişkilerde denge ve ayna kuralı .. Ne eksik, ne fazla, aynı ile karşılık verme. Üzülerek, yaşadığımız yüzyıl ve toplumsal dejenerasyon her koşulda sürekli optimist ve almadan verenleri yorar, bir kalemde harcar.. Bir diğeri, Tıpkı Salomonsohun karısının yaptığı gibi; “Körün gözü açılır ilk bastonunu kırar.” Dünya hassas kalpler için cehennemdir, eyvallah. Ama hassas kalp olmakla, aptal olmak arasında da kırmızı kalın bir çizgi var. Daha fazla spoi vermeden :) Tavsiyedir diyelim. Keyifli olsun, verimli olsun.
Bir Kalbin Çöküşü
Bir Kalbin ÇöküşüStefan Zweig · Zeplin Kitap · 201816,5bin okunma
320 syf.
8/10 puan verdi
·
29 günde okudu
Bu roman Türkçe yazıldı, 17 dile çevrildi ! Yeterli mi :) okuma grubumuzdan bir abimizin tavsiyesi ile tanıştığımız kalem Saygın Ersinin 48 yaşında olduğunu öğrenmem, kitabın nasıl bir emek ürünü olduğunu anlama noktasında tek başına bir değer, öyle ki, tarihi terimlere, hanedanda ki işleyişe, baharatların varlığına, yemeklerin yapımına, sunumuna kadar her detayın profesyonel anlatımı öyle enfes ki, bir araştırma ön hazırlık olmaksızın böyle bir eser ortaya çıkarmak oldukça zor .. Şimdi konuya yemekten baharattan girince sanmayın ki bu bir yemek kitabı.. Biraz aşk, biraz gastronomi, tarih, siyaset, entrika ve bir çok öğeyi bir araya gerçekçi bir kurgu buna rağmen hiç sıkmayan masalsı bir üslupla yazmış
Saygın Ersin
Saygın Ersin
. Bir çok ülke okuyucusu tarafından bu kadar değer görmüş, baskısı yapılmış bir kitabın ve yazarının ülkemizde az duyulmuş olması açıkçası beni şaşırttı. Daha çok okunmalı, daha çok duyurulmalı. Keyifli olsun, verimli olsun.
Pir-i Lezzet
Pir-i LezzetSaygın Ersin · April · 2023625 okunma
135 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.