Mezopotamya'da Uygar Top. Gelişmesi/ Sihirsel-dinsel düşünüş farkları
İnanmanın doğuştan, dolayısıyla doğal bir gereksinim olduğunu hiçbir ağırbaşlı düşünür ileri süremez. Doğal gereksinimler bedenseldir; simgesel dünyamızla ilgili değildir. Kimse inanmadığı için ölmemiştir, birçok kişi inananlarca öldürülmüştür. Bu da inanmanın doğal değil toplumsal (kültürel) kökenli olduğunu gösterir. İnsanın bilinmeyen karşısındaki genel psikolojik tepkisi, merak etmektir. Bunun devinime geçirdiği tutum, düşünmek ve araştırmaktır. Eğer inanmak gereksiniminden söz ediliyor ve bilinmeyen şeylere inanılması istenen (düşünülüp araştırılması istenmeyen) hazır bilgiler sunuluyorsa, ortada inanmaktan başka umarı, olanağı kalmamış (ya da bırakılmamış) insanlar ile özel bir “durum” vardır. Ve insanı, düşünme gibi hayvanlardan ayırt edici özelliğini kullanmaktan vazgeçiren bir “sorun” vardır. İnsan, gerçekten bilemediği ya da gerçek nedenin hangisi olduğuna karar veremediği durumlarda, normal ve sağlıklı tepkisini, “bilmiyorum” ve (içinde “olmayabilir” anlamını da saklayan) “olabilir” gibi sözlerle dile getirir. Bilememe olasılığının dışlanıp yerine araştırmayı engelleyen hazır bir bilgiye inanma tutumunun konmasının, endüstriye dayanan bir uygar toplumun bilimsel düşünüş çağında sağlıklı bir psikolojik ve normal bir düşünsel tepki olmadığı söylenebilir. #s. 400=109 no'lu alıntı#
Sayfa 456Kitabı okudu
“İyilik isteğiyle” baş edebileceğini asla tartışmıyorum; ancak insanın dayanamayacağı bazı olaylar ve koşullar vardır: “Bu gibi ayrıntılar kendiliğinden ortaya çıkar” ve kişiyi alır götürür. Baylar, burada bu “duygululuk” üzerine söylediklerim hiç de boş şeyler değil; basit gibi görünmesine karşın, son derece önemli bir konudur, hatta herkesin
Reklam
Hasta olduğum günlerde hislerimin, fikirlerimin izah edilemez, karanlık bir şiir gibi gözüken tarafı vardı. İnsanları sevmemekliğimin sebeplerini buluverirdim. Nefret, kin içindeydim. Her güzellik beni normal zevklerin ötesine çeker, dudaklarım başka dudağa değdiği zaman bir ölümün, bir enerjisizliğin adımlarını duyardım. İnsanlar ölürken böyle mi ölürlerdi? Son nefes denilen şey ne müthiş bir şeydi öyleyse. Hiçbir taarruz kabiliyeti kalmamış bir adamın feveranıyla başkasına sarılırdım... Yeniden yepyeni bir insan olmak için zaman zaman bir volkan haliyle bir şeyler püskürüyordum.
Sayfa 62 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
Ankara'da yapılmasına devam edilen yüz şu kadar milyon liralık yeni Millet Meclisi binasının inşaatı durdurulmuş. Durduran kim? Hükûmet. Fakat dikkate alınacak nokta şudur ki şimdiye kadar CHP'li veya DP'li yahut da müstakil ve tarafsız hiç bir mebus memleketin öteden beri malî kudretine uymayan bu fevkalade lüks inşaat aleyhinde lüzumu kadar
Sayfa 202Kitabı okudu
Ormanda Uyku
“Hasta olduğum günlerde hislerimin, fikirlerimin izah edilemez, karanlık bir şiir gibi gözüken tarafı vardı. İnsanları sevmemekliğimin sebeplerini bulu buluverirdim. Nefret, kin içindeydim. Her güzellik beni normal zevklerin ötesine çeker, dudaklarım başka dudağa değdiği zaman bir ölümün, bir enerjisizliğin adımlarını duyardım. İnsanlar ölürken böyle mi ölürlerdi? Son nefes denilen şey ne müthiş bir şeydi öyle ise. Hiçbir taarruz kabiliyeti kalmamış bir adamın feveranı ile başkasına sarılırdım… Yeniden yepyeni bir insan olmak için zaman zaman bir volkan haliyle bir şeyler püskürüyordum.”
Sayfa 53
Hasta olduğum günlerde hislerimin, fikirlerimin izah edilemez, karanlık bir şiir gibi gözüken tarafı vardı. İnsanları sevmemekliğimin sebeplerini bulubuluverirdim. Nefret, kin içindeydim. Her güzellik beni normal zevklerin ötesine çeker, dudaklarım başka dudağa değdiği zaman bir ölümün, bir enerjisizliğin adımlarını duyardım. İnsanlar ölürken böyle mi ölürlerdi? Son nefes denilen şey ne müthiş bir şeydi öyleyse. Hiçbir taarruz kabiliyeti kalmamış bir adamın fevera niyla başkasına sarılırdım... Yeniden yepyeni bir insan olmak için zaman zaman bir volkan haliyle bir şeyler püskürüyordum.
Reklam
26 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.