Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Niye kimseyle muhabbetimiz yok neden bu ıssız adam rolleri
Şöyle bi geriye dönüp bakıyorum ömrümede slm bile vermeyi haram saymam gereken tiplere hayatımız yer verip umut bağlamışız. O kadar pis o kadar rezil zihinlerden medet ummuşuz. Düşünüyorum günahkarız da bu tiplerle bu zihniyetlerle muhattap olacak kadar ne günah işledim acaba kabeyi mi yıktım, kuranı mı değiştirdim. Bilemedim hangi günahın bedeli bu kadar ağır. Kabul ediyorum ne çok iyi bi insanım nede öyle bi alameti harikam yok. Öyle çok iyi insanları da hak etmemişimdir ama gerçekten bu güne kadar ki muhattap olduklarımla da cezalandırılacak kadar kötü değilim. Şimdi kestim herkesten herşeyden umudu. Herkes kendi gibi olanla sınav olsun ama yinede insan selam bile vermeye tenezzül edilmeyeceklere harcadıpı gençliğine üzülüyor. Tek şükrüm aptallığımı ileri götürüp de onlardan biriyle evlilik vs gibi bi geri dönüşü olmayan cehenneme atmamışım kendimi. Züğürt tesellisi de olsa buna da şükür. ilk defa 3, 4 yıldır huzurum var. Pişmanlığımın gölgesinde.
"Elbette kusurlarımız var-hepimizin var. " dedi. "Bir açıdan, eskiden olmadığı kadar çok kusurumuz olduğu söylenebilir;demem o ki kusursuzluk çıtamız her geçen gün daha da yükseliyor sanki. Ama yılmıyoruz çünkü kayıtlarımız gerçekten de kazanım elde ettiğimizi gösteriyor- hem de azımsanmayacak bir kazanım.
Sayfa 105 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
Reklam
Sınırlarımız ne kadar doğru ise, o kadar az öfke duyarız! Olgunlaşmış sınırlara sahip bireyler, dünyadaki en az öfkeli kişilerdir. Sınırlar üzerinde çalışmaya henüz başlamış olanlar, öfkelerinin artmakta olduğunu görür; bu durum, sınırların serpilip gelişmesiyle ortadan kalkar.
İnanın bana, dinler, ahlak dersi vermeye kalkıştıkları ve birtakım emirler yağdırdıkları andan itibaren yanılırlar. Suçluluğu yaratmak ve cezalandırmak için Tanrı zorunlu değildir. Benzerlerimiz, kendimizin yardımıyla yeterlidir bunun için. Son Yargı'dan söz ediyordunuz. Bırakın da saygıyla güleyim buna. Gözümü kırpmadan bekliyorum onu. Daha kötüsünü tanıdım ben, insanların yargısını. Onlar için hafifletici nedenler yoktur, iyi niyet bile suç olarak düşünülür. Hiç tükürük hücresinden söz edildiğini işittiniz mi, bir halkın dünyanın en büyük halk olduğunu kanıtlamak için son zamanlarda icat ettiği hücreden? Tutuklunun içinde ayakta durduğu, ama hiç kımıldayamadığı daracık bir dört duvar. Onu çimentodan kozasına sımsıkı kapatan sağlam kapı çenesinin hizasında durmaktadır. Bu durumda adamın ancak yüzü görülür ve gelip geçen her gardiyan bu yüze ağız dolusu tükürük atar. Hücrede sıkışıp kalan tutuklu, gözlerini kapamasına izin varsa da, yüzünü silemez. Alın size, azizim, bir insan icadı. Bu küçük şaheser için Tanri'ya ihtiyaçları olmadı insanların Öyleyse? Öyleyse, Tanri'nın tek yararı, masumluğu güvence altına almaktır ve ben dini daha çok büyük bir temizleme girişimi olarak görürüm, zaten onun özü bu olmuştur, ama kısaca, ancak üç yıl süreyle, o zaman da adı din değildi onun. O zamandan beri sabun bulunmuyor, burnumuz pis ve karşılıklı olarak burnumuzu siliyo- ruz. Hepsi tembel, hepsi cezalı, üzerlerine tükürdük mü yallah boğuntu hücresine! ilk kim tükürecek oyunudur bu, o kadar. Size büyük bir sır söyleyeceğim, azizim. Son Yargı'yı beklemeyin. Her gün içindeyiz onun.
Sayfa 79 - Albert CamusKitabı okuyor
O kadar uzun zamandır içimden gelerek gülmüyorum ki.... Sadece ayıp olmasın diye gülüyorum, Ya da bastırılmış ağlamalarım gülme olarak dışarı çıkıyor...
Boğuntu hücresinde yaşamak gerekiyordu. Sahi, ortaçağda boğuntu hücresi adı verilen o zindan hücresini bilmezsiniz. Genellikle insan Ömür boyu unutuluyordu orada. Bu hücre şaşılacak boyutlarıyla ayrılıyordu ötekilerden. Bir insanın ayakta duramayacağı kadar alçak, yatamayacağı kadar da dardı. Engelli bir durum almak, köşegen biçiminde yaşamak gerekiyordu orada; uyku bir düşüş, uyanıklık bir çömelmeydi. Azizim, sözcüklerimi ölçerek söylüyorum, bu basit buluşta deha vard. Her Allah'ın günü, bedenini uyuşturan o hareketsiz baskı altında mahkûm, suçlu olduğunu ve masumluğun keyifle gezinmek demek olduğunu öğreniyordu. Doruklara ve yüksek köprülere alışkın bir adamı bu hücrede düşünebiliyor musunuz? Ne dediniz? Bu hücrelerde yaşanabilir ve aynı zamanda masum olunabilir mi? Olası değil, hiç olası değil! Yoksa düşünme gücüm güme giderdi. Masumluğun kambur yaşamaya zorlanması varsayımımı bir an bile göz önüne alamam. Kaldı ki, hiç kimsenin masum olduğunu kesinlikle söyleyemeyiz, oysa herkesin suçlu olduğunu kesinlikle onaylayabiliriz. Her insan başkalarının suçuna tanıklık eder, inancım ve umudum bu benim.
Sayfa 78 - Albert CamusKitabı okuyor
Reklam
431 syf.
6/10 puan verdi
·
59 günde okudu
Herbokolog
Üç beş teoloji kitabı okuyarak teolog, felsefeye giriş kitabı okuyarak felsefeci, tarih kitabı okuyarak tarihçi, astroloji okuyarak astrolog, bilim kitabı okuyarak bilim insanı ... olamazsınız ancak Herbokolog olabilirsiniz. Ev yapa yapa mimar, kitara çala çala kitaracı oluruz demiş Aristoteles. Fiziksel becerilere sahip olabilmek için ciddi bir tecrübe gerekirken zihinsel birikimler için de elbet bir o kadar tecrübe gereklidir. Oysa yazarımız, birçok farklı alanda okuduğu üç beş kitap alanın uzmanları gibi konuşmuş. Bu yetmemiş bir de o alanların gedikli yazarlarını eleştirmiş. Mesela, alanın uzmanları bile bugün Spinoza'nın Etika'sını açıklarken temkinli davranırken yazarımız fütursuzca Spinoza'nın bazı fikirlerini eleştirmiştir. Elbet Spinoza'nın dile getirdiği her düşüncesi doğru değildir ancak eleştiren de biraz mürekkep yalamış olmalı. Kitabı okuyacak genç arkadaşlar, kitapta anlatılanların doğruluğuna kapılmadan ve bir yargıya varmadan önce konuları iyi araştırmış olmaları gerek. Aksi taktirde onlar da yazar gibi hemen dünyanın sırrına vakıf olmuş gibi görebilirler kendilerini ve yazarın fikirlerini benimseyip savunabilirler. Elbet dile getirdiği her düşünce yanlış değil lakin eleştirdiği her şey de doğru değil. Dilin kemiği olmaya bilir ama bir ölçüsü olmalı. Vesselam
Agnostisizm ve İlahi Tragedya
Agnostisizm ve İlahi TragedyaDiamond Tema · Mitra · 2022254 okunma
İşsizlik sorununun farkına ilk olarak 1928'de vardım. İşsizliğin sadece bir kelimeden ibaret olduğu Burma'dan daha yeni dönmüştüm ve oraya gittiğimde henüz çocuktum ve ekonominin savaş sonrasındaki yükselişi daha son bulmamıştı. İşsiz insanları ilk kez yakından gördüğümde beni dehşete düşüren ve hayret etmeme yol açan şey, çoğunun işsiz
Sayfa 91 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ders çalışacağı saatte veya çocuk için ders kadar gerekli oyun saatinde, omzunda boyundan büyük bir sandıkla ev ev dolaşan ayakkabı boyacısı çocuğun acısını; Anayasa herkes için ilk öğrenimi gerekli ve parasız kıldığı halde, yaşayabilmek ve evindekileri yaşatabilmek için o yaşta çalışmak zorunda kalan ve okula gidemeyen ve birçok yetişkinlerin bile taşıyamayacakları bir hayat yükünü ufacık omuzlarındaki küfede taşıyan; insan olarak erişebileceği düzeye ömrü boyunca erişememeye daha çocukluğunda mahkûm olan bir hamal çocuğun yoksunluklarını, o çocuktan daha çok duyabiliyorsanız ve onun bedenini yükten, kişiliğini zincirlerden kurtarma sorumluluğunu kendinizde görebiliyorsanız, ortanın solu tabiatında bir insansınız demektir.
"O kadar sefildim ki bazen bir düzine lanete maruz kaldığımı düşünürdüm, bunlardan herhangi biri normal bir insanın hayatını ezip geçebilirdi."
Sayfa 13
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.