Bir körlük ile başladı tüm kaos,doğrusu birisinin kör olduğunu fark etmesiyle.Akabinde salgın gibi yayıldı tüm köşe bucağa.Korku,panik,çaresizlik ve kabullenme ile iyice çığırından çıktı.Bedenle yetinmeyip akılları,yürekleri de körleştirdi.Körlüğün metaforik şekilde kaleme alınmasıyla farklı bir eser ortaya çıkmış.Kitaptaki olaylar, adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir şehrinde geçer.Çünkü aslında vurgulanmak istenen körlük tek bir yerle sınırlı değildir.Romandaki hiçbir kahramanın adı da yoktur, herkes sıfatları ile anılır.Nitekim tüm insanlar ismi farklı olsa da aynı sıfatlara ve benzer körlüğe sahiptir.
Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük, Gören körler mi, Gördüğü halde görmeyen körler.
Neler görmek zorunda kaldığımı bir bilebilseydin, gözlerinin görmemesini isterdin.
Öldü...
Öldü işte o kadar,neden öldüğünün önemi yok, bir insanın neden öldüğünü sormak saçma bir davranış, ölüm nedeni zaman içinde unutulur, yalnızca o tek sözcük kalır,
Öldü !!!
*Kadının gücüne şahit olacağımız bir eser bizi bekliyor.
Oliver Sacks kitabı ile karşınızdayım. Diğer birçok incelemede Oliver Sacks'ın yazım tarzından bahsetmiştim. Diğer kitapları gibi yine kendi hastalarını basit bir dille anlattığı bir kitap olmuş.
Genel olarak bir kaç hastayı örnek vermek gerekirse :
• İlk vakada geçirdiği bir kaza nedeniyle aniden renkkörü olan
