Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
haklısınız ben ölümümden sonra aynaya bakmaya yeltenmedim hiç ve o kadar ölüyüm ki ölümden başka hiçbir şey kanıtlayamaz varlığımı
"Dikkat et Selim... canın acıyacak dur... söz veriyorum... her şeyi yeniden konuşacağız. Selimciğim Işık... hepsi hak verecek sana... durmadan başlarını sallayarak, haklısınız, haklısınız, diyecekler... sen gitmek istesen de bırakmayacaklar seni... ne olur biraz daha kalın, daha yeni başlamıştık konuşmaya... söyleyecek o kadar söz vardı ki... canım Selim... hayır Süleyman Kargı! İnanmıyorum Selim'in öldüğüne. Reddediyorum! Inkâr ediyorum."
Reklam
Müslüman mezarliginda insan her ölü için durup ağlamak ister, o kadar her ölü uysal ve cana yakindir. Mezarlıklarınızı sehirlerin ortasinda kurmakta da haklisiniz. Bunlar öyle bahçelerdir ki ağaçlarının yetiştirdiği meyveler, yaşayanların tatması lazim gelen his ve fikir meyveleridir.
"haklısınız ben ölümümden sonra aynaya bakmaya yeltenmedim hiçbir zaman ve o kadar ölüyüm ki ölümden başka hiçbir şey kanıtlayamaz varlığımı
Sayfa 64
haklısınız ben ölümümden sonra aynaya bakmaya yeltenmedim hiç ve o kadar ölüyüm ki ölümden başka hiçbir şey kanıtlayamaz varlığımı ah, acaba siz gecenin himayesinde, bahçenin bitiminden aya doğru koşan bir ağustosböceği sesi duydunuz mu hiç?
Sayfa 245 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
"En büyük eksiğimiz bu bizim, sınıflandırmayı bilmiyoruz, ayıklamayı, atmayı beceremiyoruz. O kadar isterdim ki düzenli bir evim, bir atölyem olsun. Olmadı. Bu saatten sonra da olacağı yok. Ama kayıt işi biraz da böyle bir ihtiyaçtan ortaya çıktı. Geçmişi derleyip, toplamak istiyorum. Hesap günü... Evet, kıyamete kadar bekleyecek halim yok. Hem mahşer meydanında bana sıra gelene kadar kimlerin kimlerin defterleri açılacak, günahları ortaya saçılacak. Hele ki dünyada yaptıklarının hesabını görmemiş olanlar, yaptıkları kötülükleri unutmuş olanlar, unutulduğunu zannedenler... Gülüyorsunuz. Haklısınız. Dünyada hakkı yenmişlerin tesellisidir bu mahşer tiyatrosu. Keşke öyle bir mahkeme olsa, değil mi? Ama olsa bile insanın kendini yargıladığı mahkemeden daha üstün olamaz. Ben buna inanırım en çok. İnsanın vicdanıyla baş başa kaldığında hissettiklerine..."
Sayfa 66 - Can YayınlarıKitabı okudu
haklısınız ben ölümümden sonra aynaya bakmaya yeltenmedim hiç ve o kadar ölüyüm ki ölümden başka hiçbir şey kanıtlayamaz varlığımı
haklısınız ben ölümümden sonra aynaya bakmaya yeltenmedim hiçbir zaman ve o kadar ölüyüm ki ölümden başka hiçbir şey kanıtlayamaz varlığımı ah...
Hocaların anlattıklarına başımı sallıyordum. Haklısınız diyordum. Ne var ki, ortada haklı olunacak bir durum yoktu. Bir şeyler yaşamışlardı, o kadar. Belki de yaşantılarıyla haklı çıkmağa çalışıyorlardı, yaşantı kırıntılarıyla. Ben Paris'te..." diyordu Refik Bey. Bu Paris'in, bildiğimiz Paris'le bir ilgisi yoktu. Refik Bey Paris'iydi bu. Yani adamlar çok ilerlemişlerdi. Evet, şarap içmişlerdi tabii: Refik Bey ısmarlamıştı. Başımı sallıyordum. Çok haklısınız hocam. (....) Refik Bey, Tanzimat'tan beri ülkemizin mutlu azınlığının tanıdığı bir aydın ürününün temsilcisiydi. Yani aramızda kendisi olarak bulunmuyordu.
Reklam
haklısınız ben ölümümden sonra aynaya bakmaya yeltenmedim hiçbir zaman ve o kadar ölüyüm ki ölümden başka hiçbir şey kanıtlayamaz varlığımı
"Haklısınız, siz suçlu değilsiniz, suçlu olan alkol," dedim alay edercesine. "Suçlu siz olamazsınız. Asıl suçlu, arkasına saklandığınız bahaneler." Zaten neden onlar suçlu olsun ki? Suçlayacak o kadar şey varken onlar neden olsun?
"haklısınız ben ölümümden sonra aynaya bakmaya yeltenmedim hiçbir zaman ve o kadar ölüyüm ki ölümden başka hiçbir şey kanıtlayamaz varlığımı ah acaba siz gecenin himayesinde, bahçenin bitiminden aya doğru bir ağustosböceği sesi duydunuz mu hiç? sanırım bütün yıldızlar yitik bir göğe göçüp gitmişler ve şehir, şehir ne sessizdi yol boyu solgun heykellerden ve süprüntü ve tütün kokan birkaç çöpçüden ve uykulu, yorgun bir bekçiden başka hiçbir şey çıkmadı karşıma yazık ben ölüyüm ve gece hala o anlamsız gecenin devamıdır sanki"
Hocaların anlattıklarına başımı sallıyordum. Haklısınız diyordum. Ne var ki, ortada haklı olunacak bir durum yoktu. Bir şeyler yaşamışlardı, o kadar. Belki de yaşantılarıyla haklı çıkmağa çalışıyorlardı, yaşantı kırıntılarıyla.
Sayfa 23 - İletişim Yayınları, Gülhane, İstanbul, 2023.Kitabı okudu
515 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.