Edirne
“Nereden bilirmiş onlar Edirne’yi. Bizi trenle bırakmışlardı oraya. Buranın kavruk çocukları, Edirne’yi hem de Çingeneleri ne bilir. Bir güzel şehirdi ki Edirne şehri. Naciye, “Edirne böyleyse anacığım,” demişti, “İstanbul kim bilir nasıldır?” Apaydınlık camileri vardı. Meriç Nehri derler o koca suyun sesi nerede olsak duyulurdu. Bahardı biz Edirne’ye girdiğimizde. Meriç Nehri coştukça coşardı. Bir çınar ağaçları vardı orada, bakmakla bitmez. Vatan toprağıydı işte, gelmiş kavuşmuştuk. O Edirne şehrini gördüğümde, gitmem diye direnmelerimi unutmuştum. Orada her şeye, ağaçlara, sulara, insanlara yer vardı. Hele Edirne’nin o taş köprüsü yok muydu. Apak mermerden, orta yerinde padişah oturma yeri. Şaşmıştık ona. Güneş her yanlarından giriveriyordu. “Ne cana can katarak yapmışlar bu Edirne şehrini,” demiştim. Kapalıçarşısını gezdiğimizde yabancı yabancı, el el, kimse bize demedi neredensiniz diye. Oralara yakışmıştık biz. Oranın insanıydık sanki.”
Sayfa 114Kitabı okudu
hiç çalmadı mı o şarkı?
Aklına bir şeyler düşmüş müydü?
Sayfa 148 - Ivan PetroviçKitabı okudu
Reklam
O sevgiler ki yoktular.. onlar ümitlerimizdi..
Mümkün müydü beynimi yok saymak ? Kolay mıydı yılların birikimiyle hesaplaşmak ?
Sayfa 112Kitabı okudu
“Her şey benden önce olmuşsa, bana olacak bir yer, durum kalmıyor muydu? Bana ait tek kişilik bir iskemle, o da yok muydu bu dünyada?”
~ Pekala! Yeni baştan! ~
❝ En iyi yıkıcıdır cesaret: merhameti de yıkar. Ama en derin uçurumdur merhamet: insan ne denli derinine bakarsa yaşamın, o denli derinden görür acıyı. .. Oysa en iyi yıkıcıdır cesaret, saldıran cesaret: ölümü bile yıkar, çünkü der ki: Bu muydu yaşam? Pekâlâ! Yeni baştan! ❞
Sayfa 154 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Ne var oğlum? — Hiç anne!.. Ne olacak? Annem, bu «hiç»in ne muhteşem bir «hep» belirttiğini seziyor muydu acaba?
Epub
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.