Çünkü aşk kendisini en iyi hâl diliyle ifade eder. Bu yüzden vaz geçmelidir sözden: “Susayım, susayım da aşk kendisini kendisi anlatsın”, I/201.
Hâl “Anlatmaya sığmaz”, V/124, daima daha zengin. “Dil sözüyle furkan nûru arasında yüz binlerce fark var”, V/323.
“Gerçek, susmada gizli” V/121. “Sözü bırakan kişi ebedî söze nail olur”, V/411.
Öyle bir yer ki, şimdi söyleyen susar, susan söze gelir.
Öyle bir yer ki susmak soru, susmak cevap.
Susmak anlam, susmak devran.
Susmak “yokluktan var etmek”, susmak ümit.
“Sustum, sustum”, işte “şu şiir Divan’ım”, der Mevlâna o yerde.
Çünkü susmak şiir. Çünkü şiir susmak. Susmak ki en çok söylemek o yerde.
“Hâl geldikten sonra lâfı ne diye isteyeceğiz” o yerde, V/299.