" yüreğinde anla ve duy ve başkalarına da duyur. İyilik çok daha üstündür kötülükten."
" yeryüzünde yürüyen ve soluk alan yaratıklar arasında insandan daha güçsüz bir yaratık beslemez toprak ana."
Ve böylece dünyanın en önemli destanlarından #odysseia da bitti okurken hem #ilyada ile biraz kıyasladım, hem kendimi Odysseus
Gözüm hâlâ kaptandaydı. Gözleri hevesliydi. Odada ve benim üstümde dolaşıp duruyorlardı. Adam ayağa kalktı. "Hanımım." dedi. "Adınız? Yerneğimiz için kime saygılarımızı sunmalıyız?”
O zaman yapacak, onları kendilerinden koparacaktım. Ama Telegonos salona giriyordu. Harmaniye giymiş, beline bir kılıç takmıştı. Bir erkek kadar uzun boylu ve dik duruşluydu. On beş yaşındaydı.
"Helios kızı tanrıça Kirke'nin ve oğlu Telegonos'un evindesiniz. Geminizin yan yattığını gördük ve burası ölümlülere genellikle kapalı olmasına karşın adamıza gelmenize izin verdik. Burada kaldığınız sürece size elimizden geldiğince yardım etmekten memnunluk duyacağız."
Sesi çatlaksız, yıllanmış keresteler gibi sağlamdı. Gözleri babasınınkiler kadar koyu renkti ama içlerinde sarı benekler parlıyordu. Adamlar bakakaldı. Ben bakakaldım. Telemakhos'tan senelerce ayrı kalan Odysseus'u düşündüm, oğlunu birden büyümüş halde görmek nasıl bir şok olurdu kimbilir.
Kaptan diz çöktü. "Tanrıçam, yüce efendi," dedi. "Kutsal Moira'lar bizi buraya getirmiş olmalı."
Okuduğum en müthiş eser. ~200 yıl sözlü olarak saklanıp ~2500 yıldır yazılı bir başyapıt. Tüm batı sanat dünyasını, gerek konuları ile gerekse karakterleri ile hala beslemekte, okuyunca seyrettiğim tüm filmler yerine oturdu. Ve hatta reklam dünyasında yaratıcılık ikonu olarak gösterilen “mor inek” ikonu dahi Homeros un destandaki “mor öküzü”
Yunan yarımadasındaki halkların Batı Anadolu’daki Troya ya savaşa gelmesi ve savaş sonrası yurtlarına dönmeleri çerçevesinde ana karakter Odysseus un 20 yıl Akdeniz ve Ege de başından geçenler evine dönme çabası. Yurdunda ise oğlu ve karısının onu beklerken yaşadıklarını kanatlı sözler ile anlatıyor Tanrı ya eş Homeros…
MÖ 800-700 yıllarında yaşamış olduğu düşünülen büyük ozan Homeros un o çağın insanının ve dünyasının; günlük yaşam, tanrısal yaşam, mitler, korkular, sevinçler ve hayalleriyle bezediği, müthiş anlatım teknikleri tüm insanlığı çağlar boyunca etkilemiş ve kaynak teşkil etmiş görünüyor.
OdysseiaHomeros · Can Yayınları · 20135,4bin okunma
Kitap ,ismi itibariyle çok okunası gelmişti ancak pek de beklentimi karşılamadı. Yazarın emeğine sağlık ama okurken mitoloji değilde günümüz ilişkilerini okuyor izlenimi yarattı bende.
Ailesinin pek de sevmediği , aşağıladığı, değersiz gördüğü tanrı kirke ,büyüyle ve otlarla ilgilenmeyi sever ve bitki özlerinin neler yapabileceğini keşfeder. Gluakos ile skylla'yı yaptığı büyülerle birer canavara dönüştürüp zeus ve babası Helios 'un tüm gazabını üzerine çeker ve bir adaya sürgüne gönderilir . Adada ölümlü odysseus ile karşılaşmasıyla kendini ve ilişkilerini yeniden keşfeder.
Ben, KirkeMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202133,8bin okunma
Odysseus, Laertes'in oğlu, büyük seyyah, kurnazlıkların, hilelerin ve binbir numaranın prensi. Bana yara izlerini göstermiş, karşılığında da benim hiç yaram yokmuş gibi yapmama izin vermişti.
Gemisine bindi, bana bakmak için döndüğünde orada yoktum.
...Agamemnon gene de bir zorba olarak gösterilmez İlyada'da, aslında talihsiz bir adamdır: Akhilleus'u kırdığına bin pişman olur, barışmak için ödün vermeye razıdır. Yiğidin olumsuz tepkisiyle karşılaştıktan sonra, bir daha aynı uysallığı gösterir ve özür dileyerek barışır (İl. XIX, 85 vd.). Her davranışında sanki bir sakarlık vardır Agamemnon'un: Aulis'te avlanırken Artemis'i kızdırması, bu yüzden kızı İphigeneia'yı kurban etmek zorunda kalışı bu kralın hatalarını ne kadar pahalıya ödediğini gösterir (İphigeneia). Karısının ve onun âşığı olan kendi amcaoğlunun elinden öldürülmesi bile aynı yarı komik, yarı trajik kaderin belirtisidir (Klytaimestra, Aigisthos).
İlyada onun kahramanlıkları ve öldürdüğü Troyalı yiğitlerin adıyla doludur, ama Agamemnon burada da tam başarılı değildir, ne savaşta bir Akhilleus ya da bir Aias olabilir, ne de kurultayda bir Nestor ya da Odysseus gibi üstün bir akıl gösterebilir. Onun kişiliğinde Homeros ve yolunu izleyen bütün ozanlar krallık kurumunun kusur ve eksikliklerini ortaya sermek istemişlerdir sanki.