Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ne denli koyu bir geceyle sarilyız! Ne çok acı ve zor yoldan geçiyoruz. Ruhumuz yerin dibindeki dehlizlerde nasıl da yolunu bulmaya çalışıyor. Sonsuz acilar içindeki Kahraman, ölümsüz Odysseus! Buna karşın yürüyoruz hep yürüyoruz, belimiz bükülüyor, bata çıka yürüyor, pislikten boğularak yüzüyor, kötülük dolu kaygan ka- yalara tırmanıyoruz. Ağlyoruz, umarsızlığa kapılıyoruz korkuyla haykırıyor, acıyla uluyoruz. Yine de durmuyor, yürüyor, acı çekiyor, dişimizi tırnağımıza takarak yolu- muzda ilerlemeye çabalıyoruz
Gezdim, aldım, döndüm.
Edebiyat tarihçileri yazarların düşünsel yolculuklarını bu anlatıya yerleştirdiler. Bu yerlici “Geri Dön! Her Şey Affedildi” anlatısında her şey sanki bir Peyami Safa romanının apansız bildung’undaki gibi gerçekleşir. Yahya Kemal “mektepten memlekete” döner. Tanpınar “cezri bir Garpçılıktan” Şark’a döner. Necip Fazıl Paris arzusunu geride bırakıp “Büyük Doğu”ya döner. Cemil Meriç “yarım asır Avrupa tefekkürü ile uğraştıktan sonra” esas limana, “bu ülke”ye döner. Peyami Safa’nın kendisi de “Garp treni”nden tam zamanında inip millete döner. Bir modernlik coğrafyasına yelken açan, nice badireler atlatan, gittiği yerden alacağım alıp eve dönen Türkiyeli Odysseus. Gezdim, aldım, döndüm.
Sayfa 30 - MetisKitabı okudu
Reklam
"Metanetli Odysseus'tu o, bu isim derisine işlenmişti. Onu gören herkes selam durup şöyle demeliydi: Dünyayı görmüş bir adam var karşımda. Anlatacak hikayeleri olan bir kaptan."
Sayfa 220 - İthaki yayınlarıKitabı okuyor
Geri dönüş:
Artık itiraz etmedi; birdenbire eski okumalardan, filmlerden, kendi belleğinden ve belki de atalarıkinden su yüzüne çıkan resimlerle büyülendi: yaşlı annesine kavuşan kayıp oğul; bir zamanlar zalim bir kaderin kendisinden koparıp aldığı sevdiği kadına geri dönen adam; herkesin içinde taşıdığı baba evi; çocukluğun kaybolan adımlarının izlerinin kaldığı yeniden keşfedilen patika; yıllarca dolaştıktan sonra adasını tekrar gören Odysseus; geri dönüş, geri dönüş, geri dönüşün o büyük sihri.
Yaşamı terk etmeli diyecektir Nietszche tıpkı Odysseus'un onu sevmekten ziyade kutsayarak Nausikaa'yi terk ettiği gibi
Sayfa 82 - Fol Kitap
Antik YakınDoğu
Yunan kültüründe, gizem dinlerine ilişkin ayinlerin gerçekleştirildiği yeral­tı bölgeleri vardır (örneğin Eleusis) ve bazı kahramanlar (örneğin Odysseus ve Aineias), ne kadar korkunç olduğunu Hesiodos'tan öğrendiğimiz öte dünyanın kasvetli sisleri arasında tehlikeli maceralara atılırlar. Klasik mitoloji, kelime­ lerle anlatılamaz zalimlikte olaylarla doludur: Kronos kendi çocuklarını yer; Medea kendisini aldatan kocasından intikam almak için çocuklarını katleder; Tantalos tanrıların idrak gücüne meydan okumak için oğlu Pelops'u pişirip on­lara sunar; Agamemnon tarıları kendi tarafına çekmek için kızı Iphigeneia'yı kurban etmeye hazırdır; Atreus, oğlunun etini kardeşi Thyestes'e sunar; Ai­gisthos Agamemnon'un karısı Klytaimnestra'yı elde etmek için Agamemnon'u öldürür; Klytaimnestra ise oğlu Orestes tarafından öldürülür; Oidipus da, bilerek olmasa da, babasını öldürür ve ensest bir ilişki yaşar. Bu, kötülüğün hakimiyetinde bir dünyadır, çok güzel insanlar bile "çirkin" ve korkunç eylem­ler gerçekleştirir.
Reklam
Homeros ve İlyada
Homeros antik dünyanın yüce dehası olarak tanınır. Antik Yunanların onu, her ikisi de MÖ dokuzuncu ya da sekizinci yüzyılda oluşturulmuş destansı şiirler İlyada ve Odysseia'nın yazarı olarak tanımlaması dışında hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Antik Yunanlar bu destanlara kültürel sembol ve ahlaki rehber kaynağı olarak saygı duyuyorlardı. İlyada, Yunanlar tarafından MÖ 1250'ye tarihlenen Miken Yunanlıları ile Truva arasındaki efsanevi Truva Savaşı'nın hikâyesini anlatır. Odysseia, Yunan Kahraman Odysseus'un Truva'dan İthaka'ya on yıllık yolculuğundaki maceralarını anlatır. Efsaneye göre Homeros kördü ve Sakız Adası'nda yaşıyordu. Eserleri, destanların yazılı değil, yüksek sesle dile getirildiği sözlü geleneğin bir parçasıydı. Homeros'un şair için "şarkıcı" anlamına gelen "aidos" kelimesini kullanması bu geleneği yansıtır. Bazı uzmanlar kendisinin bilfiil yazamadığını ama bir yardımcıya söyleyip yazdırdığını ve birçok kişinin geliştirdiği şiirlere son hâlini verdiğini ileri sürer.
Sayfa 142 - Kronik KitapKitabı okudu
Anlat bana tanrıça binbir düzenli yaman adamı, kutsal Troya'yı yerle bir etmişti hani, sonra sürünmüş durmuştu ordan oraya, ne çok yerler görmüş ne çok insan tanımıştı, ne çok acı çekmişti denizlerde yüreği. 'Odysseus'
Odysseus Sirenler'in Şarkısına kulak verebilmekle düşünce üstüne düşünme fırsatını yakalayan insan olur. Bu fırsatı kullanabilecek midir? Odysseus bu fırsatı yakaladığı anda bundan vazgeçmek zorunda kalır çünkü onun sanata yaklaşma biçimi düşünsel bir olay değil, onun tamamıyla düşünceden kopup kendisini Sirenler'in Şarkısına bırakmasını, bu şarkıyla özdeşleşmesini gerektiren, sanatın ilkel kökenlerini hatırlatan bir olaydır.
Sirenler'den kaçan Odysseus sanatı keşfeder. Bu yepyeni bir düşünce ve varoluş biçimidir. Bu andan itibaren hiçbir şey düşünürken düşündüğü şey üstüne de düşünen bir düşünce olmadan anlaşılmayacaktır.
Reklam
Baba Kronosoğlu, tanrıların en güçlüsü, mutlu tanrıların şimdi isteği ne, çok akıllı Odysseus'un evine dönmesi mi?
Odysseus'tan da müşkül, tehlikeliydi hâli. O zar zor, büyük emekle ilerlemişti böylece; Zar zor, büyük emekle ilerledi o da. Fakat insanın düşüşünden hemen sonra Oradan geçip gitmişti ki, tuhaf bir değişiklik oldu! Günah ve Ölüm onun peşinden geldi alelacele; Böyleymiş Cennet'in iradesi
Sayfa 101Kitabı okudu
Tıpkı gece söktüğünü Gündüz yeniden ören Penelope gibi Benim de yeniden başlamam gerek. (Penelope, Homeros'un Odysseia destanında Odysseus'un eşidir. Savaşa giden kocası yirmi yıl sonunda dönmeyince, talipleri arasından eş seçimini ertelemek için elindeki örgüyü bitirdikten sonra evleneceğini söyler ve bitirmemek için de gündüz ördüğünü gece söker. Sadakatin simgesidir.)
Odysseia
Darılma bana, Odysseus, insanların en akıllısı, Ne yapalım ki, tanrılar dertlere boğdu bizi: Çok gördüler bize yan yana yaşamamızı Gençliğin tadını çıkartıp ihtiyarlığın eşiğine varmamızı.
Sayfa 134 - MK Merkez Kitaplar.Kitabı okudu
"...Bir mızrağı baston niyetine kullanabilirsin ama doğasını değiştiremezsin" Odysseus
Sayfa 205Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.