Yazmayacağım diyorum, içimde bir kıpırtı, bırak lan diyerek seviye düşürüyorum, yine de olmuyor. Sen nasıl adamsın kardeşim. Bu kalınlıkta bir kitabın içine nasıl bu kadar çok şeyi sığdırabiliyorsun. Bir de basit görünümlü derin derin cümleleri nasıl kuruyorsun, o aforizmalar yok mu, şaşkınım. Okurken çok mutlu ettin beni, bazen istemsiz elimi
~~~~~~~~~~KİTÂB-I AŞK~~~~~~~~~~
Türk ve Dünyâ Edebiyatı’ndan aşka, sevdâya, muhabbete dâir alıntılar... Katkıda bulunmak arzu eden sevgili okurlar davetlidir; lütfen buyrunuz!..
1
Sevgiliye sadakatin özü ve özeti, aşkını sır gibi saklamak, iyilik gördüğünde de, kötülük gördüğünde de bu tavrı değiştirmemektir...
Kitab-ı Aşk, İskender Pala
Çoğunu okumadım sağdan soldan derledim:
Aşkın Şehidi - Ahmet TURGUT (Bozkırın Sırrı Türk Peygamber romanını öneririm)
Aşkın Elçisi - Ahmet TURGUT
Aşkın Secdesi - Ahmet TURGUT
"Yayan dolaşırım,
mütenekkiren seyahat ederim
oktay rifat'la melih cevdet'tir
en yakın arkadaşlarım
bir de sevgilim vardır pek muteber;
ismini söyleyemem
edebiyat tarihçisi bulsun..."
ısmini söyleyemezdi, çünkü sevgilisi ankara'da evli idi ve tanınmış bir kadındı.. bir cemiyet toplantısında "orhan benim," diyebilecek kadar da orhan veli'yi sahiplenmiş bir kadın, nahit hanım...
bu kitapta orhan veli'nin nahit hanım'a yazdığı mektuplar var.. çaresizlik içinde bir orhan veli bulacaksınız bu mektuplarda, fakat biraz da -naçizane fikrim- toy, ergen bir orhan veli.. salt duygularla yazılmış mektuplar olması, bu kitabı bende değerli kıldı.. gizlice yaşanmış bu hazin aşk hikâyesini 64 yıl sonra bizlere ulaşması da ayrıca mutluluk verici.. (nahit hanım ölmeden, onunla bu konuda yapılan son röportajda ise: "orhan'ın yazacağı vardı, ben olmasam da yazacaktı, bana denk geldi, demesi, benim nazarımda hâlâ orhan veli'ye duyduğu sevgi ve saygıyı gösteriyordu.. kitap dışı bir bilgi oldu bu, fakat kitabı okursanız, bence gerekli bir bilgi de...)
Orhan Veli "Oktay'a Mektuplar" adlı şiirinde
"Ve bugünlerde Melih'le ben
Aynı kızı seviyoruz."
der. O şiir çıktığı günlerde kaç kişi bana da, Orhan'a da sordulardı, kim bu kız, diye. Bir tanıdığımızın evinde Hasan(Ali) Yücel bizi görünce, "Allah Allah" diye şaşkınlığını açığa vurduydu. "Nasıl oluyor bu iş? Kavga etmiyor musunuz be yahu?"
Kavga etmiyorduk. Çünkü Orhan'ın aşık olduğumuzu söylediği kızın bundan haberi yoktu ki.