Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kitabı sevmek zorunda değilsin, biliyorsun. Ama okumayı sevmemek diye bir şey olduğuna inanmıyorum. Bence asıl mesele okumaktan hoşlandığın şeyi bulmakta.
Okumayı sevmek hayataki can sıkıcı saatleri en güzel saatlerle değiştirmektir.
Reklam
Kitabı sevmek zorunda değilsin, biliyorsun. Ama okumayı sevmemek diye bir şey olduğuna inanıyorum. Bence asıl mesele okumaktan hoşlandığın şeyi bulmakta.
Kitabı sevmek zorunda değilsin biliyorsun ama okumayı sevmemek diye bir şey olduğuna inanmıyorum…
“Yaşamayı sevenimiz var mıdır, dersiniz? Yaşamayı sevmek mi? Sözü bile kulağınızı tırmalıyor, değil mi? Hayır, biz okumayı, tartışmayı severiz; gelecekle ilgili düş kurmaya bayılırız…”
Dikkatlerini çekerek çocuklara bir dili. okumayı, nasıl davranacakları ve düş kuracaklarını öğretiyoruz. Ceza ve ödüllerle bir köpek ya da başka bir hayvanı nasıl evcilleştiriyorsak insanları da öyle evcilleştiriyoruz. Eğitim diye adlandırdığımız şey insanın evcilleştirilmesinden öte bir şey değil. Cezalandırılmaktan korkuyoruz, sonraları bu korkumuza ödüllendirilmeme, anne baba, kardeş ya da öğretmenin gözünde yeterince iyi olmama korkusu da ekleniyor. Kabul edilme gereksinimi böylece doğuyor. Bundan önce kabul edilip edilmemeye aldırmıyoruz. İnsanların ne düşündüğü bizim için önemli değil. Önemli değil, çünkü önceleri bütün istediğimiz oyun oynamak ve anda yaşamak.
Reklam
Okumayı sök; sevmek, sevişmek konusunda kendini eğit! Kurumlaşmaya karşı çık, yürüyüşlere katıl, slogan at! Seni de bir binanın bilmemkaçıncı katından aşağı yuvarlayacaklardır nasılsa
Okumak
Okumayı sevmek,hayattaki can sıkıcı saatleri,güzel saatlere değişmektir.
Sevmek, kalpten okumayı öğrenmek, okumaksa ilim tahsil etmekti.
İçimi okumuş .
Kültürümüz bütün erdemi, evrensel nezaket erdemine indirgedi ki bu da aslında bir erdem sayılmaz. İnsanlar sık sık şöyle diyorlar: "Ah, ne nazik bir kadın" veya "Ah, ne nazik bir adam!" Gerçekte sözü edilen adam ya da kadın, bu yorumda bulunan kişiyi rahatsız edecek bir şey söylememiş veya yapmamış, suyu bulandırmamış, kimseyi daha erdemli olmaya teşvik etmemiştir. Bir açıdan bu kişi, kimse olmadığı için hayranlık duyulan biridir; en azından kimsenin yoluna çıkmıyor, öyle değil mi? Umarım beni tanıyan hiç kimse, bu bağlamda beni "nazik" biri olarak değerlendirmez. Arada bir etrafindaki insanları rahatsız etmeyi, zaman zaman onlan silkelemeyi, rahatsız edecek şekilde onlara meydan okumayı severim. Bana yakın olan insanlarla zaman zaman nezaket çizgisini aşmazsam, o zaman asla istediğim gibi bir evlat, kardeş, arkadaş, işveren, meslektaş, vatandaş veya insan olamam Sevgi bizi böyle davranmaya zorlar. Birini sevmek, bazen o kişiye duymak istemeyeceği şeyleri söyleyebilmeyi gerektirir.
Sayfa 77 - Yakamoz iletişimKitabı okudu
Reklam
“Okumayı sevmek,” Montesquieu’ya göre,”kişinin hayatında olabilecek sıkıntı vakitlerini hoş saatlerle takas etmesidir.”
Sayfa 135Kitabı okudu
“Dostlarım, yaşam bizim için can sıkıcı, bıktırıcı, ağır bir yük gibidir. Onu taşırken ahlar oflar, yükümüzün ağırlığından dolayı durmadan sızlanırız. Yaşamayı sevenimiz var mıdır, dersiniz? Yaşamayı sevmek mi? Sözü bile kulağınızı tırmalıyor, değil mi? Hayır, biz okumayı, tartışmayı severiz; gelecekle ilgili düş kurmaya bayılırız... Demek oluyor ki biz yaşamı platonik, döl vermeyen bir seviyle, seviyoruz...”
_Hayat öylesine sürprizlerle doludur ki, sırtındaki küfeyi alır kiminden, elmasları yükler taş yerine. _Onların zırvalara inanmalarının sebebi, cahillikleri. _Sefil egolarının değer ölçüleriyle ölçüp, gerçeğe, güzele ve iyiye ağızlarından salyalar saçarak nutuk çekiyorlar. _Köle tiplerden oluşmuş hiçbir devlet yasayamaz. Köleden doğan yine köle
_İnsanIar, kuşIar gibi uçmayı, baIıkIar gibi yüzmeyi öğrenmişIer ama insan gibi yaşamayı öğrenememişIer. _Görmek isteyenler için ışık, istemeyenler için karanlık vardır. _Hiçbir şeyi kendisi kadar sevmeyen insan, sevdiği varlıkla, kendi kendisiyle baş başa kalmaktan çok hiçbir şeyden korkmaz. Her şeyi kendi için arar ama en çok kendinden kaçar.
191 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.