Her çocuk, bence zevkle okunmaya değer meraklı bir kitap; karşısında uzun uzun, hayran hayran düşünülecek bir bilinmeyenler âlemidir.
Yirmi bir yıldan beri bu kitapları yaprak yaprak, satır satır okumaya ve anlamaya çalışıyorum.
Fakat hâlâ “Çocuk” adlı kitapta anlayamadığım, sökemediğim cümlelere rastladığım olur.
Bu itirafımdan sonra, okuyucularım bu eserde, tecrübelerin haklı; fakat herhâlde soğuk ve tatsız gururunu elbette aramayacaklardır.
Hayır, sevgili okurlarım elinizdeki kitap; ağırbaşlı, psikolojik bir eser olmak iddiasında değildir. Buna bir “hikâye kitabı” da denilemez. Çünkü içinde bir damlacık hayal bulamayacaksınız.
Ben bu kitapta sadece, gördüklerimi ve duyduklarımı değil, hissettiklerimi sunuyorum. O kadar çok sevdiğim “Küçük Dostlarım”ı, daha doğrusu binlerce küçük dostumdan rastgele birkaçını okurlarıma da tanıtmak istedim.
HALİDE NUSRET ZORLUTUNA
İstanbul’da doğan Halide Nusret, Meşrutiyet döneminde Kerkük’te mutasarrıflık yapan, II. Abdülhamid devri gazetecilerinden Mehmet Selim Bey’in kızıdır. Babası, kendi adından daha çok Avnullah Kâzımî takma adıyla tanınır. Kerkük’te özel hocalardan Türkçe, Arapça, Farsça dersleri alan Halide Nusret, I. Dünya Savaşı başladığı sıralarda ailesi ile birlikte İstanbul’a döner ve ortaöğrenimini Erenköy Kız Lisesi’nde tamamlayarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’ne devam eder. Özel olarak İngilizce öğrenir.