- Bütün bu söylediklerimiz doğruysa, onlardan şu sonucu çıkarabiliriz: Eğitim birçoklarının sandığı şey değildir. Onlara göre eğitim, bilgiden yoksun bir ruha bilgi koymaktır. Kör gözlere görme gücü vermek gibi... - Öyle derler gerçekten. - Oysa ki, bizim konuşmalarımız da şunu gösteriyor: Her ruhta bir öğrenme gücü ve bu işe yarayan bir örgen
Sayfa 235 - 239Kitabı okudu
Küçük Prens İthaf Bölümü
Leon Werth için Bu kitabı, koskoca bir adama adadığım için küçüklerden beni bağışlamalarını dilerim. Ama önemli bir özürüm var: Şimdiye kadar bu adamdan daha iyi bir başka dostum olmadı. İkinci özürüm de şu: Bu adam, her şeyi değerlendirebilir. Çocuklar için yazılmış kitapları bile. Sonra üçüncü bir özürüm daha var: Bu adam Fransa’da oturuyor şimdi, aç, üstelik açıkta. Avutulmak ister. Bütün bu sayıp döktüğüm özürler yetmezse ben de kitabımı onun bir zamanki çocukluğuna adarım tabii. Bütün koca adamlar bir zamanlar çocuktular (gerçi aralarında bunu hatırlayanlara az rastlanır ya.) İşte gerekli değişikliği yapıyorum: Çocukluk günlerindeki Leon Werth için
Can ÇocukKitabı okudu
Reklam
ilk şey
Nasıl şekil vereyim sana ey bu dostu ondan o mu ayırdı? şeyi adlandırdım,­ dedim: mal edindim. ancak sen şimdi ürkersin ve adın ürkeri adlandınyorum? bu senin mekanın? senin ışığını değiştirdi ama benim nefsim olmadı? ben sen? ancak ışığın uzaklaşıp yayılmadıateşi birikti köklerim üstünden gelip gidecek sözcüklerimi uyararakyavaşça nerede, hangi, nasıl adlandırayım seni, sana nasıl şekil vereyim, ey dostum?
"Söylesene bana, Damiana, neyi hatırladın?" "Hiçbir şeyi hatırlamamıştım," dedi, "ama bu sorunuz hatırlattı onu bana." Göğsümde bir sıkıntı hissettim. "Ömrümde hiç âşık olmadım," dedim. Hemen karşılığını verdi: "Ben oldum." Sonra da işini yarıda kesmeden sözünü tamamladı: "Yirmi iki yıl sizin için gözyaşı döktüm." Yüreğim hop etti. Onurlu bir çıkış yolu arayarak şöyle dedim: "Biz ikimiz boyunduruğa koşulmuş iyi bir çift olurmuşuz." "Bunu bana şimdi söylemeniz ne kötü," dedi, "çünkü bu artık bana bir teselli bile olamaz."
Sayfa 39 - can yayınlarıKitabı okudu
Canım sıkılıyordu. Yüz metre ötede bezgin, zayıf, çirkin bi köpek gördüm. Alüminyum doğramacının önündeki çöp poşetini karıştırıyordu. Bi müddet köpeği inceledim, sonra tepkisini ölçmek için “Rorhh! Rovarh! Rrrr i Roft!” diye ona havladım. Bana baktı, sonra yeniden çöp poşetine yöneldi. Arsızlık edip tekrar havladım. Çok uzun bakınca hafif tırstım ama kendime hâkim olamıyor, havlıyordum. Bakmayı kesmiyordu bu sefer. “Abi ben dostum, iyi niyetliyim” mesajı vermek için dudaklarımı büzerek ıslık çaldım. Hızlı adımlarla, hatta koşarcasına bana doğru gelmeye başladı. Durup dururken başımı belaya sokmuştum. Geri gitsin diye ayağımı yere vurarak “hoşt moşt” dedim ama durmadı. Yerden taş alır gibi yaptım yine olmadı. Baktım durmayacak, mezarlığın duvarına çıktım. Duvarın karşısına geldi durdu, bana baktı, sonra yere uzanıp uyuklamaya başladı. Duvarın üzerinde oturup Semih’i beklemeye koyuldum.
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir her sözcük dilimin ucunda küfre dönüşüyor çünkü Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de yırtılan ve parçalanan bir şeyler olmalı mutlaka hiç durmadan yırtılan ve
Reklam
476 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.