82 syf.
1/10 puan verdi
Prenses
Mükemmelliyetçilik bu okulda bir kuraldır. Taç Puanı da varolmak için gerekli bir sistem. Peri Anne karakteri olmasa da olurdu. Dilek Dersleri, Kraliyet Geçit Töreni, Deniz Kabuğu Arabası varken sihirli bir çalar saat olabilirdi ama sıradan bi saati tercih etmiş yazar..Dileğin gerçek olduğunda ise sadece 24 saat geçerli olması büyük haksızlık! Kötülük yapan Perfecta da nasıl olurda hatasından dönme kararı olur. Prenses okulu bu kitabı hayal kırıklığı. Bence karakterler yönünden çok eksik kalmış.
Prenses Okulu 2 - Prenses Katie ve Gümüş Midilli
Prenses Okulu 2 - Prenses Katie ve Gümüş MidilliVivian French · Doğan ve Egmont Yayıncılık · 200647 okunma
Zenginlik, şöhret ve cinsel hazlar üzerine;
Duyusal hazlar zihni öyle bir cezbeder ki, neredeyse uyuş­turur, sanki üstün iyiye sahiden de erişmiş gibi olur in­san, bu yüzden de başka hiçbir nesneyi düşünemez; böyle zevkler tatmin edildiğinde, ardından aşırı melankoli hali gelir, ki bu durumda zihin cezbolmuş olmasa da rahatsız ve donuk haldedir.
Reklam
Sovyetler Birliğinde bir film vizyona çıkmadan önce Sinemacılar Birliği'nden bir komisyon toplanır ve Birinci Kategori, İkinci Kategori veya Üçüncü Kategori şeklinde bir sınıflandırmaya tabi tutulurdu. Birinci kategori alan bir filmin hem bilet fiyatı biraz da ha pahalı olur, hem de yönetmene daha fazla prim ödenirdi. Şöyle ki, yönetmenler, senaristler, görüntü yönetmenleri, kısacası bir filmde çalışan her meslekten insan belirli bir stüdyonun kadrolu elemanı olduğu için çalışsa da, çalışmasa da mutlaka her ay maaşını alır. Yani bir yönetmen on yıl film yönetmese de her ay yaklaşık olarak bir profesör maaşı alırdı. Bir senarist de aynı şekilde on yıl senaryo yazmasa yine maaşını alırdı. Yönetmen film çektiği zaman film bittikten sonra veya senarist senaryo yazdığı zaman senaryonun çekimi onaylandığında 10 bin ruble gibi bir prim alırdı. (Film tek seriliyse) 10 bin ruble Sovyetler Birliğinde başka hiçbir geliri olmasa bile bir aileyi en az üç yıl çok rahat geçindirirdi. Eğer yönetmen aynı zamanda senaryonun yazarıysa hem senarist hem de yönetmen primi, yani 20 bin ruble alırdı. Dolayısıyla, Sovyetler Birliği tek kelimeyle bir sanatçı cennetiydi.
Sayfa 152Kitabı okudu
Bizler, bir olaylar dizisindeki insani varlıklar değil, "olay-oluşum"un bütüncül bir sürecindeki insani oluşlarız. Diğer taraftan, olay per se var olmaz, bir sürecin ürünü ve üreticisi olarak var olur. Higgs parçacığının, kendisi olmasa kütlesiz kalacak parçacıklara kütle kazandırması gibi, ütopya kavramı da soyut umuda kütle kazandırdığı için somuttur. Her-günkü olumsallıkta kendi ütopya biçimlerimizi sonuna kadar yaşıyoruz zaten; onlar mevcut olduğu için değil, aksine tam da yok oldukları fakat geçmişin, şimdinin ve geleceğin tüm olumsal olaylarında bulunmaları gerektiği için.
Sayfa 126 - Ayrıntı Yayınları, 2021, 1.Baskı.Kitabı okuyor
BRİTON, KELT, NORMAN, SAKSON: İNGİLİZ
Böylece Sakson, ırksal yapının sağlam duvarlarını Britanyalıların temelleri üzerine inşa etmişti; güzellik konusunda hiçbir düşüncesi olmasa da, güçlü ve doğru yapısal çizgilerle gayet iyi inşa etmişti. Yapıyı bitiren ve süsleyen Norman'dı, ancak bu çizgilerden hiçbirini değiştirmedi; İngiltere'nin konuşması, özellikleri, kurumları ve alışkanlıkları özünde bugün Sakson iken, Norman'ın etkisi yalnızca dekoratif yüzeylerde bulunuyor. Bu nedenle, bir İngiliz kendini büyük bir gururla bir Britanyalı olarak adlandırdığında, oldukça hatalı bir adlandırma yapmış olur. Kelt Britanya, yedi yüzyıllık Sakson egemenliği altında kulaçlar kadar derinlere gömüldü ve ardından, yok oluşu daha eksiksiz hale getirmek için Norman'ın parlak cilasıyla kaplandı. Ve eğer bu melez ürün olan İngiliz halkı herhangi bir ırk kaynağına sahipse, bu Tötondur. Dolayısıyla, İngiliz ve İrlandalıları homojen bir halk yapmanın imkânsızlığı burada yatıyor olabilir. İngiliz Töton ve İrlandalı Kelt doğaları gereği birbirlerine zıttır, parçacıklar kimyasal olarak birleşmeyi reddederler ve ancak (kimyagerin diliyle) mekanik karışımla bir araya getirilebilirler.
219 syf.
·
Puan vermedi
+359
Netoçka Nezvanova - Dostoyevski Yarım kalmış bir hikayenin yansıttıkları… İnsan ruhunda gezintiye çıkıp tüm olaylara dönemin psikolojisiyle yaklaşan Dostoyevski bu hikayeyi yazmaya başladıktan sonra sürgüne gitmesinden sebep yedi bölüm olarak tasarladığı bu hikayeyi üç bölüm olarak ele almıştır. Sürgünden döndükten sonra hikayeye devam etmek
Netoçka Nezvanova
Netoçka NezvanovaFyodor Dostoyevski · İletişim Yayınları · 20162,392 okunma
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.