Türkler soykırım yaptı, diye hak aramaya kalkanlar İsrail Müslümanları katlederken neredeler acaba. Milleyete, dine göre adalet, vicdan değişiyor mu? Olmayanı var gibi gösterirken gözlerinin önünde olanları görmüyorlar mı?
*İnsan Ne ile Yaşar?*
Birbirinden bağımsız ama her biri farklı, ders çıkarılması amacıyla yazılmış olan üç hikaye yer alıyor kitapta. Kısa sürede bitirebileceğiniz sade ve akıcı bir kitap. Her hikayede Tanrı sevgisine ve kadere olan inanca rastlıyorsunuz.
Basit gibi görünen fakat her biri hayatımızın içinden olan hikayeler. Belki de bu yüzden
....bu günlerde ana kitap olarak tutunamayanları okuyorum.hep ertelediklerim arasındaydı
sonlara doğru geldikçe belki bir çok okurda olduğu gibi Selim karakteri oldukça etkili. hatta düşüncelerinin içerisine girip yüzmek , fırtınada dalgalarla boğuşmak isteği geliyor.
Turgut boşuna demiyor "çiçeklerden papatyayı, insanlardan Selim i
Foucault Bilgi iki anlamda yalandır diyerek başlıyor işe. Bunu, söz konusu söylemlerin “soybilimsel boyutu” olarak, yani bu söylemlerin belirişlerinin ve ihlallerinin koşulları şeklinde tarif ederek devam ediyor: Yasadışı durumlar, sapmalar ve anomaliler, düzensizlikler, itiraflar, hakikati söylemeye yönelik sözler, Dil ile iktidarın birbirini
Kitap, birbirini çok seven ama birbirilerinin hayatına ait olamayan aynı zamanda çıkmayı da beceremeyen iki sevgilinin mektuplaşması gibi kurgulanmış. Çok güzel seven kadınlar var hayatta bir de onların aşkına layık olamayan, sahip olduğu bedenleri "aşk" sanan erkekler! Yoo yoo feminist ruhum kabarmadı henüz ama kitapta ki şizofren karakter çok seviyormuş gibi görünüp kızın hayatını mahvettiği için bi gıcık olmadım da değil :))
Kitabın üslubunu sevmedim açıkçası! Tabiri caizse pis bir dille yazıldığı için okurken rahatsız eden satırlar vardı ama bi o kadar da hissedilen çaresizlik ve acıyı öyle güzel dile getirmiş ki, hani hislerime tercüman deriz ya o hesap...
Hani bir kitabı defalarca okursun, her defasında farklı bir lezzet alırsın ama kitabın sonu değişmez ya , işte öyle bir tat vardı kızın yaşadıklarında! Defalarca evrilen bir ilişki ve şimdi ne olduk biz seninle gibi cevapsız birsürü soru... Sevgi, özlem, kızgınlık, kırgınlık ama dönüp dolaşıp aynı noktaya geri dönmek...
Hayatı akışına mı bırakmalı, üstüne üstüne mi gitmeli , olmayanı zorlamalı mı, yoksa her şeyi olduğu gibi mi kabullenmeli bilinmez ama şu bir gerçek ki kendimizi paralasak da su akıp yolunu bir şekil buluyor. Şizofren de olsa bir gün gerçekleri görüyor! :))
[ ] Keyifli okumalar dilerim.
"Eğer
dostluğumuz zaman ve uzaklıkla sınırlıysa, o
yok demektir. Zaman ve uzaklıkla sınırlı olmayanı yaşıyoruz biz. Uzaklığı yenince hep
aynı yerdeyiz, zamanı yenince hep aynı anın
içindeyiz. Böylece her an için birlikte
olacağımızı düşünmedin mi?”