Çıtır çerez bir romandı. İçinde birden fazla hikaye barındırıyordu. Her hikaye aynı kalite ve aynı sürükleyicilikte olsaydı daha kolay okunabilirdi. Bazı hikayeleri okumuş olmak için okudum. Genel olarak otobüste, arabada okuyabileceğiniz ara bir kitap.
Dünyanın her yanında yüz binlerce çocuk ölüyor. Ve biz bu ölü çocuk bedenleri üzerinde tepiniyoruz. Bu utanılası aptallık sözde en akıllı tür olan bize özgü...
"Şiiri sözcüklerle sınırlamayın. Şiir, müzikte, fotoğrafta, bir yemeğin hazırlanışında, esin kaynağı olan herhangi bir şeyde olabilir. Günlük yaşantımızdaki hemen her şeyde olabilir, ama sıradan olmamalıdır. Örneğin gökyüzü ya da bir kız hakkında yazabilirsiniz, ama bunu yaparken yazdığınız şiirin kurtuluş gününü, kıyamet gününü ya da herhangi bîr günü çağrıştırmasına dikkat edin. Önemli olan yazdıklarımızın bizi aydınlatması, heyecanlandırması ya da kendimizi ölümsüz hissetmemizi sağlaması değildir"
Hiç hissetmedin ne kadar kırgın olduğumu. Cenaze taşımak gibi ölü bir ruh taşıyorum içimde. Köşeye geçmiş, yüzü duvara dönük bir çocuk gibi ağlayasım geliyor, bilmiyorsun.
“Anılar onun yokluğundan başka bir şey değildirler; solan, uzaklaşan, erişilemez bir geçmiştir ölü, anılarda.
Bununla birlikte, sevdiğim varlığı ölü saymam kesinlikle olanaksızsa, varlığı nasıl belli olacak?”
Hâlâ bir şeylere tutunmaya çalışıyorum, bir gülüşe,minik bir yüreğe, içtiğim bir dal sigaraya, doğduğum yere, geçmişime, geleceğime.. ama olmuyor hep eksik bir şeyler. Yıllardır içimde nedenini bilmediğim bir kaos ve karanlıkla boğuşuyorum. Çok zor yüzünde mutluluk maskesiyle nefes almak. An geliyor doğan Güneş ısıtmıyor, Dünya bir gül gibi soluyor gözümde. Kendimle yalnız kalmak istemiyorum. İnsanlardan kaçıyorum fakat onlar olmadan da delirecek gibi hissediyorum. Herkese, her şeye kırgınım. Şu hayatta en kötü şey gönül kırgınlığı ile yaşamakmış.
Yaşamak zorunda olmakmış.
Yoruldum artık. Ruhum ölü ve bedenim hayata tutunamıyor... Sevemiyorum hayatı. Zaten sevmeden de yaşamayı öğrendim bu hayatı..
Hayat, rahat bir hayatta kalmaya feda verilir. Yalnızca canlı bir ilişki, gerçek bir birliktelik acıya muktedirdir. Buna karşılık cansız, işlevsel bir bir aradalık bozulduğunda bile acısızdır. Canlı bir birlikteliği ölü olandan ayırt eden acıdır.