Geri dönüşü olmayan pişmanlıkların yer aldığı hayat hikayeleri beni paramparça ediyor.
.
İstanbul'dan uzakta bir beldede öğretmenlik yapan Zehra, herkesin çok sevdiği, başarılı ve idealist bir öğretmendir. Ancak bir eksiği vardır: Acımak Duygusu. Derse geç kalan öğrencilerini dinlemeden, arkalarındaki nedeni duymadan cezalandırır, yaşadıkları
"Bir kitap okumuştum. Daha doğrusu bir antoloji." Afgan acele etti:
"Şiirden nefret ederim. Kafiyelerden, beyitlerden."
"Şiir antolojisi değil. İntihar mektubu antolojisi. Dünyanın her yerinden toplanmış intihar mektuplarını bazı başlıklar altında bölmüşler. 'Aşk', 'Yoksulluk', İhanet',
Umutsuzluk ölümcül bir hastalıktır. Ölümcül hastalık olmasının nedeni bu hastalığın bedensel ölümle sonuçlanmasından değil, kişinin acı içinde can çekişmesine rağmen ölememesidir. "Ölesiye hasta olmak ölememektir. Bu sadece yaşamaya dair bir umudun olmaması değil, ölmeye dair de bir umudun olmamasıdır. Ölüm en büyük tehlike olarak görüldüğü zaman, yaşamayı umut ederiz. Ancak daha büyük bir tehlikeyi bilmeyi öğrendiğimizde, ölmeyi umut ederiz. Tehlike büyüdüğünde, ölüm umut halini alır. Öyleyse umutsuzluk ölmeye muktedir olamamanın çaresizliğidir."
DENGENİN ÖNEMİ
Daha formda bir vücuda sahip olmak, yaza girerken aldığımız kararların başında geliyor. İnsanlar bu amaç uğruna sık sık ağırlık kaldırıyor veya koşuyor ama genellikle denge çalışmanın önemini unutuyorlar. Dünya genelinde trafik kazalarından sonra en yaygın kazara ölüm nedeni "denge kaybı sonucu düşme". Bu konuda bir şeyler yapmadığınız sürece yaşlandıkça dengeniz bozulacak. Üstelik dengenizin iyi olması, ne kadar uzun ve sağlıklı yaşayacağınızın da güçlü bir göstergesi.
Dengenizi ölçmek için tek ayak üzerinde ne kadar durabildiğinize bakabilirsiniz. Ayakkabılarınızı çıkarın, ellerinizi kalçalarınıza koyun ve tek ayak üzerinde dumn. Havadaki ayağınızı yere bastığınız veya yerdeki ayağınızı hareket ettirdiğiniz anda test sonra erer.
Sevgili Derda,
Nereden başlayacağımı biliyorum ama bu mektubun nasıl biteceği hakkında hiçbir fikrim yok. Öncelikle sana, sen, diyeceğim. Siz, değil. Belki seni ilk gördüğümde bunu yapamayacağım ama benim için sen, sensin. Hatta seni ilk gördüğümde, o kadar heyecanlanacağım ki, büyük ihtimalle, adını söylemeyi bile unutacağım. Oysa sana bu
Sanki başka bir gezegende bulunuyormuş, her gün gördüğü bir takım şeyleri ilk kez görüyor gibiydi. Hepsinden de kötüsü hiçbir nedeni, açıklaması olmayan aşırı korku duygusuydu, o gezegende yapayalnız olma bilincinin getirdiği panik. Ölüm.
MARTIN EDEN || JACK LONDON
"Dünyanın asıl devleri yazan insanlardı."
Selam,
Baştan söyleyeyim inceleme spoiler içerir.
Uzun zamandır paylaşmayı düşündüğüm Modern Klasikler Dizisinden Martin Eden incelemesiyle geldim. Jack London, Martin Eden'ı kendi yazarlık serüveninden ve hayatından esinlenerek yazmış. Yani yazar ve karakteri
BİR YAZARIN GÜNCESİ (VİRGİNİA WOOLF) KİTAP ANALİZİ
Kitabı daha iyi anlayıp, analiz edebilmemiz için yazarın hayatından kısaca bahsetmekte fayda görüyorum. 1882'de Londra'da dünyaya gelen Virginia Woolf, Victoria Devri’nin tanınmış yazarlarından Stephen’in kızıydı. Annesi ve babası daha önce başkalarıyla evlenmişler, dul kaldıktan