Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Seyit Kutub’un hezeyanları!
Seyit Kutub’un Hazreti Osman efendimiz hakkındaki akıl almaz iftiraları ile zekât konusundaki İslam’a zıt, sosyalizm benzeri sözlerini iki yazımda kaleme almıştım. Pek çok okuyucum Seyit Kutub’u böyle bilmediklerini ifade ederek başka hatalarının olup olmadığı konusunda sorular sordular. Bu itibarla kendisi hakkında bir yazı daha almaya karar
Reklam
Karahindibalar ...
Kara hindiba çiçeği hemen hemen her yerde gördüğümüz tohumlarının uçuşunu seyrettiğimiz ama mucizesine dikkat etmediğimiz bir çiçektir. Aklı, şuuru ve bilinci olmayan, dış dünyayı bilmesi imkansız olan bu çiçek neslini devam ettirmesi gerektiğini, bunun için rüzgarı kullanması gerektiğini çok iyi biliyor. Rüzgardan tohumlarının zarar görmemesi ve
Çıktım erik dalına…
Prof. Dr. Mehmet Çelik ... Yûnus Emre'nin; Çıktım erik dalına anda yedim üzümü Bostan ıssı geldi eydür uğruladun kozumu
Eğer “Farzdan önceki farz nedir?” diye sorulursa şöyle cevapla: Amel etmeden önce ilim. Eğer “Farzın içindeki farz nedir?” diye sorulursa şöyle cevapla: İlim ve amelde ihlas. Eğer “Amelden sonraki farz nedir?” diye sorulursa şöyle cevapla: Havf (korku) ve recâ (ümit). (Molla Alî)
HAKİKİ TEVBE NASIL OLUR?
Tâhâ Suresi'nin 82. Ayet-i Kerime'sinde (meâlen): "Ve şüphesiz ki ben, tevbe ve iman edenleri, salih amel işleyenleri, sonra da doğru yolda ölünceye kadar kararlı bir şekilde devam edenleri elbette çok affediciyimdir." buyurulmuştur. Müslüman bir kimse; Allâhü Teâlâ'ya tevbe etmeli, kalbiyle ona yönelmelidir. Allâhü Teâlâ, kulunun samimi olarak yaptığı tevbesini kabul eder. Tevbe, sözlükte dönmek demektir. Allahü Teâlâ'ya tevbe etmek demek ise Allâhü Teâlâ'ya yönelmek ve günahları terk etmektir. İbadet ve Allah'ın isteklerini yapmaya dönmek de bir tevbedir. Namaz kılmayan birinin namazlarını kılmaya başlaması tevbeye dahildir. İşlediği günahı devamlı işlemiş olsa bile o anda kesin olarak terk etmek, tevbedir. Daha önce işlemiş olduğu günahlardan pişmanlık duymak ve o günahlara bir daha dönmemeye kararlı olmak, tevbedir. İşlenmiş olan günah, eğer bir namazın terki ise muhakkak bunun tevbesi, işlenilen bu günaha pişman olmakla beraber, geçmiş olan namazları kaza etmektir. Oruç ve zekat gibi ibadetlerde de durum böyledir. Eğer günah; haksız yere başkasının malını almak gibi bir günah ise bunun tevbesi pişmanlıkla beraber malı aldığı kimseye geri vermek, artık bu günahı bir daha işlememeye yürekten karar vermektir.
Reklam
Osman Gazi
OSMAN GAZİ Dünyanın en büyük devletlerinden birinin kurucusu Osman Gazi; imanını, azmini harc ederek inşa ettiği, 623 yıl payidar olan, büyük ve şerefli İslam devletini kurucusu büyüğümüz... O'nun, Rıza-i İlâhî uğruna gösterdiği ihlaslı gayretleridir ki, şanlı devleti altı asır üç kıtada payidar kılmıştır. Yine yaptığı Kur'an hizmeti
قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: إذا أرادَ الله بعبدٍ خيرًا استعملَهُ. فقيل: كيفَ يستعملُهُ يا رسولَ الله؟ قال: يوفِّقُهُ لعملٍ صالحٍ قبلَ الموت. رواه الترمذي Nebî sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Allah bir kulu hakkında hayır dilerse o kulunu kullanır.” Denildi ki: ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Kulu nasıl kullanır?’ Buyurdu ki: “Ölümünden önce onu sâlih amel işlemeye muvaffak kılar.” Tirmizî, 2142
Sahabe Kiram Radiyallahü Anhüm Ecmain’de Allah Korkusu
Sahabileri düşünen kimse onların hem ciddî bir amel ve çaba, hem de büyük bir korku içinde olduklarını görür. Biz ise, amelde gevşek hatta ihmalkâr olduğumuz gibi aynı zamanda korkudan uzakta, güven hissi içindeyiz. İşte Ebû Bekir Sıddık Radiyallahü Anh O: "Keşke bir mü'minin bedeninde bir tüy olsaydım!" demiştir. Bunu Ahmed b.
Dua
İmam-ı Şazeli Hizbü'ş-Şekva Duası Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla Allahım! Yakarışımızın başında, sevip hoşnut olacağın şekilde Sana, en bereketli, en mübarek, en kutlu, en çok hamd ü senalarla hamd ediyor, Seyyidü'l-âlemîn ve Fahru'l-müslimîn Efendimiz Haz-reti Muhammed Mustafa'yı Senin rahmet, bereket ve selâmınla bir kere
Reklam
Bana kadın düşmanı diyenler bunu okuyunca belki utanır :))
❗ Ahlakın çökmesinde tüm sorumluluğu kadına yükleyen bir din değil benim inandığım İslam. Dişi köpek kuyruk sallayınca erkek köpek peşinden gidermiş güya. Kendine bir köpeği örnek aldığı için sen hayvan mısın diye sormak lazım bu zavallılara! Her arabanın peşinden koşan köpek gibi her kadının peşinden koşan tipler kendilerini bu şekilde savunur
❛❛ SOHBETTEN NOTLAR..
"Tevbemiz de tevbeye muhtaçtır." •| Rabiatü'l-Adeviye✨ ❍ Dil ile istiğfar, yalancıların tevbesidir. Haklı da. Amel ile beraber olmayan istiğfardan ne fayda gelir? ❍ Tevbe, sâliklerin ilk menzili ve tâliblerin ilk makamıdır. ❍ Tevbenin başı kalbin gaflet uykusundan uyanmasıdır önce. Ve kulun, içinde bulunduğu kötü durumu
Sadaka-i Fıtır
Maddî darlık endişesinden ve husûsiyle de günlük nafakasını temin edememek sıkıntısından uzak olmak, bir insan için sevinç ve sürur sebebidir. Dinimiz, bu cihetin de çaresini temin etmiş, Ramazân-ı şerîf bayramı gününde fakir Müslümanların sevindirilmesi için onlara sadaka-i fıtır verilmesini vacip kılmıştır. Fitre, mâlî bir ibadettir. Ödenmedikçe, zimmette ömür boyu borç olarak kalır. Zekâtta olduğu gibi, fitrede de niyet lâzımdır. Niyetsiz olmaz. Sadaka-i fıtrın, bütün hükümleri, zekât gibidir. Ancak mal zâyi olursa zekât düşer, lâkin sadaka-i fıtır düşmez. Fitrenin verileceği yerler, zekâtta olduğu gibidir. Yani zekât kimlere verilirse, fitre de onlara verilir. Husûsiyle talebe-i ulûma (dünya ve âhiret saadetini temin eden dînî ilimleri tahsil edenlere), zâhid, takvalı ve sâlih olan kimselere verilmesi evlâdır. İlmiyle amel edenlere verilmesi ise tamamından daha faziletlidir. Bayramdan önce verilen bir sadaka-i fıtır, hem tutulan orucun noksanlarını tamamlayacak hem de fakir bir Müslümanın hiç olmazsa bir günlük nafakasını temin etmiş olacaktır.
Sadaka-i Fıtır
Maddî darlık endişesinden ve husûsiyle de günlük nafakasını temin edememek sıkıntısından uzak olmak, bir insan için sevinç ve sürur sebebidir. Dinimiz, bu cihetin de çaresini temin etmiş, Ramazân-ı şerîf bayramı gününde fakir Müslümanların sevindirilmesi için onlara sadaka-i fıtır verilmesini vacip kılmıştır. Fitre, mâlî bir ibadettir. Ödenmedikçe, zimmette ömür boyu borç olarak kalır. Zekâtta olduğu gibi, fitrede de niyet lâzımdır. Niyetsiz olmaz. Sadaka-i fıtrın, bütün hükümleri, zekât gibidir. Ancak mal zâyi olursa zekât düşer, lâkin sadaka-i fıtır düşmez. Fitrenin verileceği yerler, zekâtta olduğu gibidir. Yani zekât kimlere verilirse, fitre de onlara verilir. Husûsiyle talebe-i ulûma (dünya ve âhiret saadetini temin eden dînî ilimleri tahsil edenlere), zâhid, takvalı ve sâlih olan kimselere verilmesi evlâdır. İlmiyle amel edenlere verilmesi ise tamamından daha faziletlidir. Bayramdan önce verilen bir sadaka-i fıtır, hem tutulan orucun noksanlarını tamamlayacak hem de fakir bir Müslümanın hiç olmazsa bir günlük nafakasını temin etmiş olacaktır.
1.476 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.