Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Biz şimdi öldük mü?" dedi Will kayıkçıya. "Fark etmez," dedi adam. "Buraya, öldüklerine hiç inanmadan gelenler vardır. Yol boyunca, canlı oldukları, bir hata yapıldığı, bunu birine ödetecekleri konusunda ısrar ederler ama hiç fark etmez. Bir de, ölümü dört gözle bekleyenler vardır, zavallıcıklar. Hayatları acı ya da
Sayfa 309 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Çocuklar
Çocuklarınız, sizin çocuklarınız değildir. Onlar, oğulları ve kızları Yaşam' ın kendine duyduğu hasretin. Sizin sayenizde gelirler ama sizden değiller, Ve sizinle olsalar dahi ait değiller size. Sevginizi verebilirsiniz onlara, ancak düşüncelerinizi değil, Zira, onların kendi fikirleri var. Bedenlerini misafir edebilirsiniz de ruhlarını edemezsiniz, Çünkü onların ruhları sizin rüyalarınızda bile ziyaret edemeyeceğiniz bir yer olan, yarının ülkesini mesken tutmuştur, Onlar gibi olabilmenin derdine düşebilirsiniz ama onları kendiniz gibi yapmamaya gayret edin. Çünkü yaşam ne geriye gider ne de dünle oyalanır. Sizler yaysınız, çocuklarınız ise o yaylardan ileri atılmış canlı oklar. Ebediyete uzanan yolda hedefi görür okçu ve sizi kendi gücüyle öyle bir büker ki okları hızlı ve uzağa gitsin. Bırakın okçunun elinde bükülmek memnuniyet versin size. Çünkü o, ne kadar seviyorsa uçan oku, sağlam duran yayı da o kadar seviyordur.
Sayfa 16
Reklam
"İyi ya işte. Mesele sevdiğiniz kitapları hayatınızın kırılma anlarında yeniden okumaktır. Kitapların canlı olduklarını, tıpkı insanlar gibi yaşayıp huy değiştirdiklerini o zaman anlarsınız" dedi Akif. "Yani kitaplardaki karakterler, cümleler zamanla değişir mi?" dedi Ayvaz. "Esasında siz değişirsiniz. Siz değiştiğiniz için onlar da değişirler.
Sayfa 145Kitabı okudu
Elimizde kitaplar var, o kadar. Ama onlar da görüşmelerimizdeki canlı sohbetlerin yerini tutamaz. İzin verirseniz belki pek isabetli olmayan bir karşılaştırma yapacağım: Kitaplar nota okumaya, sohbetler ise şarkı dinlemeye benzer.
"Kelimeler! Sadece kelimeler! Ne korkunçtu onlar! Ne kadar apaçık, canlı ve insafsızdılar! Insan kelimelerden kaçamıyordu. Öte yandan kelimelerin ne incelikli bir büyüsü vardı! Biçimsiz şeylere esnek biçimler kazandırır gibiydiler. Bir viyola ya da lavanta sesini andıran tatlı bir melodileri vardı sanki. Sadece kelimeler... Kelimelerden daha gerçek ne vardı ki?"
Çocuklara dair
Bebesini göğsüne bastırmış bir kadın dedi ki, bize Çocuklardan Söz Et. O da dedi ki: Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil. Onlar Hayat'ın kendine duyduğu hasretin oğulları ve kızları. Onlar sizin sayenizde gelir ama sizden değildir. Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi değil... Zira kendi düşünceleri var onların. Onların bedenlerini barındırabilirsiniz ama ruhlarını değil... Çünkü ruhları geleceğin evinde, sizin düşlerinizde bile ziyaret edemeyeceğiniz o yerde yaşar. Onlar gibi olmaya çabalayabilirsiniz, ama onları kendinize benzetmeye çalışmayın. Sizler yaysınız, çocuklarınız da bu yaylardan fırlatılan canlı oklar. Okçu sonsuza giden yoldaki hedefi görür ve okları tez gitsin, ırak gitsin diye gerer sizi var gücüyle. Okçunun elinde gerilmek mutluluk versin size; çünkü O sağlam yayı da sever, uçan oku sevdiği kadar. Çünkü ne geri gider yaşam ne de oyalanır dünle.
Reklam
Kendisini çağıranlar, bu üç katlı ve ahşap binada olmalıydılar. Allah nasip ederse bu defaki tahmini daha isabetli olacaktı. Yine de, sol taraftaki mezar taşlarının yanından geçerken içinde bir şüphe yok değildi. Açık bırakılmış kapıdan içeri girdiğinde kendini, tavandan sarkan avizedeki onsekiz kandilden çok, kelimelere dökülmesi gayrı kabil bir
Allah’ın Rahim ismini anlatırken mü’minlere karşı nasıl rauf ve rahimdir, onu anlatacağız inşallah! Resullullah (s.a.v.) Efendimiz âlemlere karşı nasıl rahmet olmuş; yani Allah’ın Rahman ismi onda nasıl tecelli etmiş buna iyi bakmamız lazım. Öyle bakacağız ki Allah’ın Rahman ismini anlayabilelim. Allah’ın Rahman ismi bütün âlemler için tecelli
Saygı
Sizin diye bildiğiniz evlatlar gerçekte sizin değildirler, Onlar kendini özleyen Hayat'ın oğulları ve kızlarıdırlar. Sizler aracılığıyla dünyaya gelmişlerdir, ama sizden değildirler. Sizlerin yanındadırlar, ama sizlerin malı değildirler. Onlara sevginizi verebilirsiniz, ama düşüncelerinizi asla. Çünkü onların kendi düşünceleri vardır. Onların vücutlarını çalabilirsiniz, ama canlarını asla. Çünkü onların canları geleceğin sarayında oturur ve sizler düşlerinizde bile orayı ziyaret edemezsiniz. Kendinizi onlara benzetmeye çalışabilirsiniz, ama onları kendinize benzetmeye kalkışmayın hiç. Çünkü Hayat ne geriye gider ne de geçmişle ilgilenir. Sizler, evlatların birer canlı ok gibi fırlatıldıkları yaylarsınız. Yayı geren, sonsuza açılan yolda kendine hedef edinmiştir ve okların en uzağa eriştirebilmek için kendi gücüyle sizleri gerer. Yayı gerenin elinde seve seve bükülün. Çünkü oku atan o güç, uzaklaşan okları sevdiği kadar elindeki sağlam yayı da sever. Halil Cibran
Sayfa 34
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.