Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
9 Eylül 1943'te, faşizmin yıkılışıyla birlikte, bu kez Kuzey İtalya'da Alessandria'da Almanlar tarafından esir edildim. Onlar hesabına çalışmak istemediğimden, Polonya'daki bir toplama kampına gönderildim. Birçok Alman toplama kampını dolaştım. 1945'te bulunduğum kamp İngilizlerin eline geçti, beş ay sonra İtalya'ya gönderildim. Esirlikte geçen günlerim, hayatımın en yoğun çalışma dönemi olmuştur. Canlı kalabilmek için elimden gelen her şeyi yapmam gerekti. "Beni öldürseler bile ölmeyeceğim" diye özetleyebileceğim bir programa kesinlikle kendimi vererek başarıya ulaştım. (İnsan kırk beş kiloluk bir kemik torbasına dönüşür; üstelik bit, tahtakurusu, pire, açlık ve hüzün de buna eklenirse canlı kalmak kolay değildir.) İtalya'ya döndüğümde, birçok şeyi, özellikle de İtalyanları değişmiş buldum. Bu değişiklik iyi yönde mi olmuş yoksa kötü yönde mi diye öğrenmek için oldukça uzun bir süre çaba harcadım. Sonunda hiç değişmediklerini anlayınca, öylesine üzüldüm ki evime kapandım.
Dupduru deniz suyunun içinde, pek çok kez beklenmedik değişik biçimde, oldukça iri hayvanlar görmüştü: Denizanası türünde bir yaratık; suyun dışında yumuşak bir billura benzer, suyun içine yeniden atılınca, saydamlık, renk eşitliği, kaybolacak derecede, oradaki ortama katılır. Bundan şu sonuca ulaşmıştı: Değil mi ki canlı saydamlıklar suda yaşıyordu, bunlar kadar canlı daha başka saydamlıklar da havada yaşayabilirlerdi pekâlâ. Kuşlar hava yaratıkları değillerdir; onlar hem havada, hem de karada yaşıyorlardı. Gilliatt ıssız havaya inanmıyordu. Diyordu ki: “Madem deniz doludur, hava neden boş olsun?” Hava rengindeki yaratıklar ışık içinde görünmez olurlardı, böylelikle de gözümüzden kaçabilirlerdi; bunların havada bulunmadığını kim kanıtlayabilir?
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
İlim Bilgeliği Hikmetin bilgisi ilim ve irfana dönüşerek sır muhafızı dört büyük insanın sırları ile zırha büründü. İlim ile akan bilgi asil kanla buluşup bir bedende o gün bugündür bir başka türlü dolaşmaya başladı. İnsan ruhunun iki ışığı var; biri bilgelik diğeri delilik! Delirmeye gerek duymadı, yetti bilgelik. Sen kimsin ki şetan ile baş
Ben ölümü bilirim, eskiden beri onun hizmetkarıyım (doktor) Gözde fazla büyütülüyor, inanın bana. Ölümden önce çekilen eziyetleri ölüme mal edemeyiz, onlar insanın canlı olduğunu ve yaşama ve sağlığa dönebilmek için debelendiğini gösterirler. Dönen olursa da ölümün nasıl bir şey olduğunu size söyleyemez çünkü biz aslında onunla hiçbir zaman karşılaşmayız. Karanlıktan gelir, karanlığa gider, arada da deneyimlerden geçeriz. Ama başlangıcı ve sonu, doğumu ve ölümü hiçbir zaman yaşayamayız. Öznel bağlamda onların bilincinde değiliz.
Sayfa 239
SAHİP OLMAK YADA OLMAK “Biliyorum ki ben, Tatlı bir sevgiyi, küçük bir sevinci tattığım anlar dışına, Hiçbir şeye sahip değilim.” Goethe Eğer sevdiğim halde, karşımda bir sevgi doğuramıyorsam, yani sevgim bir karşı sevgi üretmiyorsa; yaşamımı seven bir insan olarak dışa vurmam beni sevilen biri haline getirmiyorsa, sevgim güçsüz
“Ya hayatlarının anlamını bulamayanlar?” diye söze girmişti kızılderili. “Onlar ne olacak?” Onlar da, göğüslerinde bir et parçasıyla canlı canlı çürüyecekler. Ve buna da, yaşamak demeye devam edecekler!”
Reklam
Bismillahirrahmanirrahim Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a âit olmasın... (Hûd, 11/6) (Sadakalar) kendilerini Allah yoluna adayan, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremeyen fakirler içindir. İffetlerinden dolayı (dilenmedikleri için), bilmeyen onları zengin sanır. Sen onları yüzlerinden tanırsın. Onlar insanlardan arsızca (bir şey) istemezler... (Bakara, 2/273) Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir harcamadır. (Furkân, 25/67) Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. Ben, onlardan bir rızık istemiyorum. Beni doyurmalarını da istemiyorum. (Zâriyât, 51/56-57)
İşte her yıl böyle olur. Beş mayısı altı mayısa bağlayan gece Hızırla İlyas dünyanın bir yerinde buluşurlar. Onlar buluştukları an dünyadaki bütün yaşam durur, tekmil canlılar ölürler. Hemen sonra da daha gür, daha canlı, daha doğurgan dirilirler. Ve biri mağrıptan, birisi de maşrıktan kopup gelen iki yıldız gökyüzünün ortasında tokuşur, birleşirler. Birleşip ışık olurlar, yeryüzünün üstüne top top sağılırlar...
Sayfa 281
"Geçenlerde sandalıma aldığım bir kadın bana aynen şöyle dedi: "Öldüğümüzde başımıza ne gelecek? Cehenneme de öte dünyaya da inanmam." Görüyor musun? Onlar bile kardeş... canlı birer ruh...
Sayfa 126Kitabı okudu
Ormandaki ağaçlar nasıl bahçedeki gibi canlı bir ağaçsa, halkın her ferdi de yüksek tabakaya mensup insanlar gibi bir insandır. Onlar da yaratılırken akıllı ve eşit yaratılmışlardır. En yüksek ruhsal gelişime sahiptirler. Yalnız bunlara özen göstermek, milyonlarca halk yığınlarından herbirine tam anlamıyla adam olması için imkân sunmak gerekmektedir.
Reklam
"İnsan-hayvanların gelip gitmelerini, kampta dolaşmalarını izliyordu. İnsanoğlunun kendi yarattığı tanrıları izlemesine biraz benzer bir şekilde bakıyordu onlara. Hakikaten üstün yaratıklardı onlar, tanrıydılar. İnsanlara göre tanrılar nasıl mucizeler yaratırsa, insanlar da Beyaz Diş'in bulanık anlayışına göre öyleydi. Onlar efendiydi; bilinmeyenin her türlüsünün ve imkânsız güçlerin sahibi, canlı olan ve olmayan her şeyin hâkimiydiler. Hareket eden şeylere boyun eğdiriyor, duran şeyleri hareket ettiriyor, kuru odunlarla ölü yosunlara can vererek onlardan güneş renkli, yakıcı ve ısırıcı canlıyı üretiyorlardı. Ateş yakanlardı onlar! Tanrıydılar!"
Sayfa 100 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Birden düşümde koltuğa oturmuş durumda tabancayı elime aldığımı ve kalbime, başıma değil kalbime dayadığımı gördüm; oysa önceden kesinlikle tam şakağıma ateş etmeyi düşünmüştüm. Göğsüme tabancayı dayadıktan sonra bir iki saniye bekledim; mum, masa karşımdaki duvar birden hareket etmeye, dalgalanmaya başladı Hemen tetiğe dokundum. Bazen düşünüzde
Sayfa 777 - 778, 779, 780, 781, 782 Yapı Kredi Yayınları
Onlar sizin sayenizde gelir ama sizden değildir. Sizinle birlikte olsalar da size ait değildir. Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi değil… Onlar gibi olmaya çabalayabilirsiniz,ama onları kendinize benzetmeye çalışmayın. Çünkü ne geri gider yaşam ne de oyalanır dünle. Sizler yaysınız, çocuklarınız da bu yaylardan fırlatılan canlı oklar.
"Ya hayatlarının anlamını bulamayanlar? " diye söze girmişti kızılderili. "Onlar ne olacak? " "Onlar da göğüslerinde bir et parçasıyla, canlı canlı çürüyecekler. Ve buna da yaşamak demeye devam edecekler!"
Sayfa 251Kitabı okudu
Mobbing Bank Diyor ki;
Türk Fırtınası Nereden bilebilirdim yaşamımın bir fırtına estirmeye ait bir görev olduğunu! Dokuz yaşında aldım ilk yaramı on iki Eylül sabahında! O yara büyüttü beni!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.