Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Onun da gözlerinin bir yerinde saklıydı ilk gençlik vedası.. Yarım kalan bir şey; kimseye göstermediği ve bu yüzden kıymetinden hiçbir şey eksiltmediği... Ve biliyorum ki sizin de saklı bir yerinizde bir hafıza kartı. Bu ilk aşk, ilk veda değil.. 'Büyümek' denilen meselenin çöpüne atılan diyetler.. Zaman denilen acımasız, şakası yok büyücüye verdiklerimiz. 'Daha az üzüleyim bu hayatta, daha güçlü olayım' dileğinin karşılığında bizden aldıkları.. Şarkılar daha az ağlatıyor artık değil mi? Çocuksu geliyor heyecanlar? Yapılacak onca ciddi ve önemli şey varken."
"Onun da gözlerinin bir yerinde saklıydı ilk gençlik vedası.. Yarım kalan bir şey; kimseye göstermediği ve bu yüzden kıymetinden hiçbir şey eksiltmediği... Ve biliyorum ki sizin de saklı bir yerinizde bir hafıza kartı. Bu ilk aşk, ilk veda değil.. 'Büyümek' denilen meselenin çöpüne atılan diyetler.. Zaman denilen acımasız, şakası yok büyücüye verdiklerimiz. 'Daha az üzüleyim bu hayatta, daha güçlü olayım' dileğinin karşılığında bizden aldıkları.. Şarkılar daha az ağlatıyor artık değil mi? Çocuksu geliyor heyecanlar? Yapılacak onca ciddi ve önemli şey varken."
Reklam
552 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Eleştiride bulunanlar yedirememiş olsa gerek
Öncelikle kitap roman olarak islamı anlatmış yani 2sini bir arada yapması islamı resmen yaşatmış.İlk başlardaki kişi detayları o dönem insanlarının islama bakış açılarını çok iyi yansıtıyordu.Diğer bir yandan bilalin aşkına karşın nefsiyle olan mücadelesi,Feyzanın yaptığı şeylerden ne denli etkilenip tövbe edişi.Bu 2 farklı kişilik sayesinde hidayet yolunu ve bilalin yaptığı gibi hidayet sonrası tebliğ yoluna kapı aralamış küçük kız hilalin okulda yaptıkları çocuk okurlara bunu heveslendirtmiş düşüncesindeyim.Kitap, islam davasının sade,çok detaya girmeden anlatılmış hâli okurken sürekliyici sıkmıyor.Kitaba nefret ile bakanlar Bilal vr Feyzaya karşı safta olup yedirememiş olsa gerek :) Gelelim eleştirilere vay be ne sondu diyeceğim diye bekkiyordum ama olmadı öyle yani bi anda kesilmiş içinde ukte kalmış gibi oldu ama bi 10 sayfa daha eklenseysi yada feyzayı öldürmeseydi kitap 100 200 sayfa daha uzayacaktı en az yani nerde bitirirse bitirsin hep yarım kalıcak bir hikayeydi.birde sonra doktor celille karşılaması biraz zorlama olmuş gibi ama onun dışında dediğim gibi mükemmeldi birde madem böyle bitti bilale olan vedası biraz daha uzun yada daha anlamlı daha değişik bir şekilde olabilirdi bilmiyorum ama sade gibi geldi biraz.Herkese tavsiye ederim hayırlı okumalar.
Huzur Sokağı
Huzur SokağıŞule Yüksel Şenler · Timaş Yayınları · 202115,8bin okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kalbimin derinliğinde kırılan bir şeyler var.
Bu kitap bana tıpkı bu alıntı gibi hissettirdi. Eski ispanyada baharın doğayı süslediği ve okurken portakal çiçeklerinin kokusunun, o yemyeşil alanların defalarca betimlendiği, bu baharın ortasında klişe bir şekilde "başka dünyalara ait" olan bir çiftin aşkını anlatıyor. Baharlar açıyor açmasına da, dünyada gerçek denen şey ne yazık ki kaderimizin orta yerinde ve yine ne yazık ki bizler bir peri masalında değiliz. Bu hayat gerçekliğinin çiftimizin hayatında fazlaca can yaktığı bir hikaye. Bundan sonrası spoi içermekte!!! Hikayeyi uzunlamasına anlatmayacağım ancak söylemek istedigim birkaç şey var. Leonara her ikisinin de farklı dünyalara ait olduğunu bilmelerine rağmen Rafael'in duygularına karşı biraz daha dirayetli olsaydı, onu reddetmeye devam edebilseydi belki de bu acı hayatı yaşamamış olacaklardı. Ve Rafael, aşkından kölen olurum dediği kadını bir otel odasında onunla dünyanın öbür ucuna gitmek icin sözleşmişken terk etmeseydi, ona verilen bu şansın kıymetini bilseydi, ilişkide daha cok yara olan taraf olmazdı. Hikaye kısaca beni mahvetti. Özellikle son sahnesi, bir kaldırım taşı üzerinde birbirlerine bakarlarken arkalarına dönüp gitmeleri, Rafael'in artik onun hayalini bile kuramayacak olduğunu anlamasıyla bundan sonra bir ölü olduğunu düşünürken iş hayatındaki başarının haberini alması, Leonara'nın o dimdik, istikrarlı soğuk vedası. Bazı vedalar edilmeli. Bazen birinden gitmeli. Artık her portakal kokusu duyduğumda aklıma gelecek bir kitap oldun. Baharların açması, kışı içimizde taşımadığımız anlamına gelmiyor ve her hikaye malesef mutlu sonra bitmiyor.
Baharlar Açarken
Baharlar AçarkenVicente Blasco İbañez · Yazko Yayınevi · 198350 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
Güneş Batarken
Shūji Tsushima. Bilinen adıyla Osamu Dazai. “Yaz çiçeklerini sevenler, yazın ölür derler.” Bu eser başlı başına Osamu Dazai’nin insanlığa son bir vedası gibi geliyor bana. Yaz mevsiminde doğmuş ve yine yaz mevsiminde hayatını sonlandırmış birisi Osamu Dazai. Bu detayı hatırlamak söylediği söze yüklenen anlamı değiştiriyor haliyle. Tekrar ve
Güneş Batarken
Güneş BatarkenOsamu Dazai · Sel Yayıncılık · 20232,615 okunma
152 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
“Balkanların Maxim Gorki’si” olarak adlandırılan, “serseri dahi” olarak bilinen bir yazar Panait Istrati. 51 yıllık yaşamında özgürlüğünün peşinden koşan, kalıplara girmeyi reddeden bir işçi sınıfı yazarı. Yoksul bir aileden gelen, babasını hiç tanımayan, annesinin çamaşırcılık yaparak okuttuğu Istrati, bir dönem Bolşevizm’e ilgi duymuş, ancak
Minka Abla
Minka AblaPanait Istrati · Varlık Yayınları · 1967343 okunma
Reklam
624 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Zülfikarın Hükmünde başlayan macera Erbain Fırtınası ile sona erdi. İlk kitapla başlayan, burada devam eden, yenileri eklenen gizemler ve tüm soru işaretleri çözüldü. Emanetler geri alındı; ocağın geleceği güven altına alındı. Behruz Usta’nın vedası efsaneydi; iki kitap boyunca konuşulan Elif etkileyici bir sahneye çıkış yaptı; gelecek kitaplarda hikayesini en heyecanla beklediğim usta oldu kendisi. Deneyimli bir fantastik hikaye okuyucusu olarak, başlangıçtan itibaren biriken sorularım cevaplarını fazlasıyla buldu. Alamut ve Hasan Sabbah efsanesi, karanlık da olsa kötü değildir; grinin farklı tonlarında dolaşırsınız Alamut söz konusu olduğunda. Ne iyidir ne de tam anlamıyla kötü. En azından benim için öyle. Hikayede yer alan Alamut başından beri negatif çağrışımlar yapıyordu. Hafif bir hayal kırıklığı yaratmıştı. Fakat kitabın sonunda, ‘Dağın ışığı üzerine vursun, Alamut’tan selam olsun.’ cümlesiyle efsaneyi hakettiği yere oturtan sürpriz detay çok iyi geldi. Spoiler vermeden inceleme yazmak bu kadar zor olmamıştı hiç. Zülfikarın Hükmünü okurken hikayenin zenginliğinden çok etkilenmiştim. Bu kitabı diğer fantastik hikayelerden ayıran bu zenginlik ve hikayenin yaşanan zamana entegre edilmesi bana göre. Şimdiye kadar, sayısını unuttuğum kadar fantastik kurgu okudum. Benim için David Eddings farklı bir yerdeydi. Şimdi onun yanına Saygın Ersin’i de ekliyorum.
Erbain Fırtınası
Erbain FırtınasıSaygın Ersin · April Yayıncılık · 2020274 okunma
90 syf.
·
Puan vermedi
·
9 saatte okudu
Kitapların Anlamı Açısından
Kitap "1998 ilkbaharında Bluma Lennon, Soho'daki bir kitapçıdan Emily Dickinson'ın Şiirler'inin eski bir baskısını aldı ve ilk köşe başında tam da ikinci şiiri okumaya başladığında bir arabanın altında kaldı."(s.11) cümlesiyle başlar. Bluma'nın kitaba vedası yine bir kitapla olur ve bu metaforik vedanın devamında yazar, "Kitaplar insanların kaderini değiştirir." cümlesiyle bizi derin düşüncelere gark eder. Gerçekten de kitaplar biz okurların düşüncelerini ne derecede etkiler? Okuduğumuz kitaplardaki kahramanlar bizlere neler söyler? İnsanların ister kaderini ister kendini değiştirsin kitapların gücü tartışılmazdır. "...bir okur zaten var olan bir yolda ilerleyen bir yolcudur. Ve bu yol sonsuzdur."(s.44) Bluma'nın ani ölümüyle onun derslerine girmeye başlayan anlatıcının, serüvenini anlatır bu uzun hikâye. Bir gün bir paketin içinden Bluma'ya gönderilmiş çimento ve kir kaplı eski bir "Gölge Hattı" baskısı çıkar. Artık anlatıcı bu kitabı kimin gönderdiğinin peşine düşer ve kitap bu şekilde devam eder. Kitap bittiğinde ise aklınızda şu soru kalacak: "Kitap okumanın/almanın amacı nedir?" "Kitap okumak için bütün bir günü, isterse gecesi olan bir adam düşünün. Ve istediği kitabı satın alabilecek paraya sahip bir adam. Sınırı yoktur. Arzusunun insafına kalmıştır. Peki arzunun en çok neye ihtiyacı vardır? Ukalalık gibi görmezseniz eğer...Sınırının belirlenmesine..."(s. 46) Kitaplar, hayat yolculuğumuzda bize yol gösteren birer deniz feneridir. Kitaplarla kurduğumuz ilişkiyi sorgulamamız açısından tavsiye ederim.
Kâğıt Ev
Kâğıt EvCarlos María Domínguez · Jaguar Kitap · 202012,2bin okunma
130 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.