Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bakın bakın size anlatacağım
29 Ekim 1933 günü Cumhuriyet Bayramı törenlerinin yapılacağı hipodrom alanı çok kalabalıktı. Mustafa Kemal törende Kurtuluş Savaşı'nın başladığı günden, varılan noktayı anlattığı 10. Yıl Nutku'nu okuyacaktı. Töreni filme kaydetmek üzere Sovvet ekibi haricinde davet edilen diğer yabancı film ekipleri de alanda yerini almıştı. Ekipler, tüm hazırlıklarını tamamlamıştı. Soyvet ekibinin kabloları, diğerlerinin yanında biraz kalın olması garip hatta gülünç karşılanmıştı. Tören için hipodrom alanına hızla giren Atatürk'ün arabası kabloların üzerinden geçmişti. Tüm kablolar kopmuş, bir tek Sovyet ekibinin kablosu sağlam kalmıştı Mustafa Kemal'in mikrofonların önünde okuduğu onuncu yıl nutku, günümüze o kalın kablolar sayesinde ulaşmıştı.
Sayfa 110 - Sapiens yayınevi 1 basım Nisan 2022
ONUNCU YIL SÖYLEVİ (NUTKU) Türk Milleti! Kurtuluş savaşına başladığımızın 15'inci yılındayız. Bugün cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun! Bu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim. Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu
Reklam
Atatürk bizzat kendisi, 1933'te söylediği Onuncu Yıl Nutku'nda Türkiye'nin bilim ve eğitim politikasının hedefini de tesbit etmiştir: Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak. Bu hedefe varış, hem bilimde hem de san'atta yücelmeyi gerektirirken, aynı zamanda halk kütlelerinin de bilgilendirilmesi, eleştirel düşünceyle tanıştırılması ve bağımsız bireyler olmalarının sağlanmasını zorunlu kılıyordu. Yedi küsur yıl süren Milli Eğitim Bakanlığı döneminde Hasan-Ali Yücel bu hedeflere varabilmek için, okulların müfredat programlarının ıslah edilmesini, yeni tür okulların açılmasını ve halka dönük tercüme ve ansiklopedi yayını gibi işlerle halkın bilgi ve görgü düzeyinin yükseltilmesini hedeflemiştir. Büyük bir fikir ve icraat adamı olan Hasan-Ali Yücel bu amaçlarına varamadan hem sağ hem de sol görüşlü kişiler ve politikacılar tarafından, bilerek veya bilmeyerek sabote edilmiş, onun bakanlıktan ayrılmasından sonra Türkiye'nin Atatürk ile başlayan aydınlanma hamlesi durmuştur. Türkiye 1 946 yılından beri adım adım uygar dünyanın dışına yürümüştür. Bu yürüyüş bugün artan bir hızla sürmekte ve ulusun ve ülkenin bulunduğu çevrenin emniyetini tehdit etmektedir.
Sayfa 480
Sadece çocuklar büyümedi. Cumhuriyet de büyüdü. Her yil 29 Ekim'de büyük bir coşkuyla kutladık, ilk gün nasılsa her yıl öyleydik. Mustafa Kemal Paşa, Onuncu Yıl Nutku'nu okurken ben de oradaydım. Ama bu kez ne çörek satmak için ne şerbet satmak için ne de gazete manşetlerini bağırmak için. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir öğretmeni olarak öğrencilerimle birlikte tören yerindeydim Cumhuriyet'e çok şey borçluyduk, bu borcu ancak çalışarak ödeyecektim.
Sayfa 114Kitabı okudu
CUMHURİYETİN ONUNCU YIL NUTKU Türk Milleti; Kurtuluş savaşına başladığımızın on beşinci yılındayız. Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu, en büyük bayramdır. Kutlu olsun. Bu anda, büyük Türk milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın, en derin sevinci ve heyecanı içindeyim. Yurttaşlarım Az zamanda çok ve büyük işler
ONUNCU YIL NUTKU (29 Ekim 1933) Türk Milleti! Kurtuluş Savaşına başladığımızın 15nci yılındayız. Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun!
Reklam
Sadece çocuklar büyümedi. Cumhuriyet de büyüdü. Her yıl 29 Ekim'de büyük bir coşkuyla kutladık, ilk gün nasılsa her yıl öyleydik. Mustafa Kemal Paşa, Onuncu Yıl Nutku'nu okurken ben de oradaydım. Ama bu kez ne çörek satmak için ne şerbet satmak için ne de gazete manşetlerini bağırmak için. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir öğretmeni olarak öğrencilerimle birlikte tören yerindeydim. Cumhuriyet'e çok şey borçluyduk, bu borcu ancak çalışarak ödeyecektim.
Sayfa 114 - KronikKitapBaski1Kitabı okudu
onuncu yıl nutkunda yapılan düzeltmeler hakkındadır. -2-
Onuncu yıl nutku, ilkin yazıldığı şekilde birkaç değişme daha görmüştür. Bunlardan bir tanesi de İnönü' nün teklifi üzerine olmuştur... Cumhuriyetin onuncu yıl dönümüne yaklaşıldığı günlerin birindeydi: Atatürk'ün sofrasında idik. İnönü de hazırdı. Atatürk, nutkun müsveddesini o gece bir daha okuttu. Daha okunurken İnönü, "elinde
Sayfa 217 - "Hatıralar: Onuncu Yıl Nutkunda Atatürk ve İnönü", Cumhuriyet Gazetesi, 19uncu Yıl, Sayı: 6550, 10 İkinciteşrin 1942, s.2Kitabı okudu
…Atatürk'ün yaptıklarını gayri millî bulan birtakım insanlar türemiştir. Bunlar, milliyetçiliği birtakım geri fikirlere, bu milleti uzun yıllar bir Orta Çağ topluluğu hâline getiren geleneklere bağlı kalmak, gençleri birtakım hayaller peşinde sürüklemek şeklinde anlayan insanlardır. Atatürk en büyük milliyetçilerden biri idi, fakat o milliyetçiliği bu çeşit insanlar gibi anlamazdı. Atatürk'e göre milliyetçilik, Türk milletini en ileri, en kültürlü, en kuvvetli, en mesut milletler seviyesine çıkarmaktı. Bunun için de ilk önce kendini küçük görmeye alışmış Türk milletini bu aşağılık duygusundan kurtarmak istedi. Tarih ve Dil üzerindeki çalışmalarının bir sebebi de budur. Atatürk, Türk'e âşıktı. Onun içindir ki Onuncu Yıl Nutku'nu "Ne mutlu Türk'üm diyene!" sözleriyle bitirmişti.
Sayfa 12 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
Atatürk neşeli ve sağlıklı idi. Bana Selanik'i ve doğduğu evi uzun uzun anlattırdı. Duygulandı. O sıralarda Onuncu Yıl Nutku'nu yazmış okuyordu. "Kısa olmasını istedim" dedi. "Ne mutlu Türk'üm diyene" ibaresi üzerinde özellikle duruyordu. Böyle nutuklarını yüksek sesle tekrarlamak ve günde birkaç kere okumak âdeti idi. Kütüphanesinde gezerek okudu ve ben de dinliyordum. Birden durdu, "On yıl önce bu gün... Biliyor musun, ne mücadele içinde idik" dedi. "Meclis zabıtlarını okudum. Nutuk'taki açıklamaları biliyorum, sizden de dinlemiştim" dedim. Güldü: "Tarih, okuduklarındır, doğru. Fakat ben sana bilmediğin bir şeyi anlatayım. Tarihi hadiselerin cereyanı sırasında, bazen fizyolojik arızalar mühim rol oynarlar. Tabiat ya mani olur veyahut yardım eder" diye söze başladı. "On yıl önce bugün Cumhuriyet'i ilan etmek lazımdı. Hadiselerin seyri [olayların gidişi] bunu icap ettiriyordu. Fırka'da (Parti'de) ve Meclis'te münakaşalar cereyan ederken bildiğin gibi beni davet ettiler. O heyecanlı celselerde söz söylemek benim aradığım işti. Uzun söz söyleyemedim, cumhurbaşkanı seçildiğim zaman söylediğim nutuk en kısa beyanatlarımdan biridir. Neden? Çünkü dişlerimi yeni çektirmiştim, yeni yapılan dişlerim tecrübe devresinde idi. Söz söylemeğe başladığım vakit ıslık gibi bir ses çıkıyor veyahut da ağzımdan düşüyordu. Bu sırada yapılacak hiç bir çare yoktu. Bu tabii hadise, siyasi hayatımın en mühim safhasına, böylece bir mani teşkil etti. Kim bilir, uzun söylemediğim belki de isabetli olmuştur" diye de ilave etti.
Sayfa 224 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 22. Basım: Eylül 2020, İstanbulKitabı okudu
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.