A+ takım kurarken neler sana kırmızı alarm vermeli?
Her startup'in kendi değerleri vardır ve bu değerlerin dışına çıkan her unsur kırmızı alarm vermelidir. Yine de doğru bir işe alım sürecinde her startup için genellenebilecek kırmızı alarm unsurları bulunuyor. Bunlardan ilki takımı zedeleyebilecek kişilerin bünyeye katılmamasıdır. Bazı insanlar negatif duruşları ve düşük enerjileriyle problem çözmeye değil tam tersi, tartışma yaratmaya yönelik çalışırlar. Netlikten uzaktırlar. Tartışmalarda işin uygulama boyutundan bahsetmezler; felsefik temelde kalırlar. Bu kişiler startup'ta kötü bir hava yaratıp çevrelerinde sisli bir ortam oluştururlar. Kırmızı alarm çaldıran ikincil grup da özgüvenini kibre grup dönüştürmüş insanlardır. Bu insanlar kendilerini her zaman takımın dışında konumlarlar ve yaptıkları eylemlerin sorgulanmasını istemezler. Bu da takım için en kötü şeydir. Son grup ise tek motivasyonu para olan insanlardan oluşur. Bu kişiler startup'ın her sürecinde finansal bir kazanım beklerler ve buna oynarlar. Ama startup inişli çıkışlı bir hız treni gibidir. İyi günler olduğu gibi kötü günler de olacaktır. Bu insanların o kötü günlerde daha yüksek teklif veren başka şirketlere gitme ya da farklı yollardan seni finansal anlam da zorlama ihtimalleri çok yüksektir. Bu üç ana unsur ge nel anlamda her startup için kırmızı alarm oluşturabilecek unsurlardır. Geri kalan unsurlar, senin startup'in kültürü ve değerlerine göre adayları değer, yetenek ve becerileri kapsa minda değerlendirmene bağlıdır.
Sayfa 69 - Elma Yayınevi
‘Hastalıklı durumlarda görülen düşlerin, belirginlik, açıklık, canlılık ve gerçeğe çok uygun oluş gibi özellikleri vardır. Bazen son derece korkunçtur tablo, ama ortam ve tüm düşünce–tasarım süreci öylesine gerçeğe uygun, sanat yönünden tüm tablo ile uyuşan öylesine ince ve beklenmedik ayrıntılarla doludur ki, düşü gören kişi, Puşkin, Turgenyev gibi bir sanatçı dahi olsa, uyanıkken böylesine bir tabloyu uydurabilmesi olanaksızdır. Hastalıklı düşlerdir böylesine düşler, uzun süre unutulmazlar ve düş sahibinin zaten hastalıklı olan yapısı üzerinde derin izler bırakırlar.’
Öyle bir ortam inşa ettiler ki artık harama haram demek linç vesilesi. Bir baba tesettüre giren kızına “açıl, dansa kalk’ dese bu çağdaşlık; Müslüman evladına ‘şunlar gibi olma’ dese ya da tesettür çağrısı yapsa bu gericilik(!)oluyor. Harama ‘haram’ demeyen neslini haramdan koruyamaz.
"İnsan da tüm canlılar gibi güvenli bir ortam arayışı içerisinde ama bu yetmiyor; insan yaşamının anlamlı ve keyifli olmasını da istiyor."
Sayfa 92 - Kronik ~∞~Kitabı okudu
Hastalıklı durumlarda görülen düşlerin, belirginlik, açıklık, canlılık ve gerçeğe çok uygun oluşu gibi özellikleri vardır. Bazen son derece korkunçtur tablo, ama ortam ve tüm düşünce tasarım süreci öylesine gerçeğe uygun, sanat yönünden tüm tablo ile uyuşan öylesine ince ve beklenmedik ayrıntılarla doludur ki, düşü gören kişinin Puşkin, Turgenyev gibi bir sanatçı bile olsa, uyanıkken böylesine bir tabloyu uydurabilmesi olanaksızdır.
Sayfa 65 - Türkiye İş bankası yayınlarıKitabı okudu
Orhan Pamuk röportajı
Bu "iyimser olalım" ifadesini başka yerlerde de gördüm. Ne yazık ki düşünce özgürlüğünün olmadığı, eleştiri yapamadığımız yerde "Eleştiri yapamıyoruz, bari kötümser olmayalım" gibi bir anlayış var. "Siyasi olarak hiç olmazsa olumlu olalım", "bu kadar da ezilmeyelim" gibi biraz da yapay iyimserlik bence. Ama bunu da çok fazla abartmayalım çünkü gerçekten haklı olarak kötümser olacağımız ortam var.
Üç Soru, Üç Cevap: Gündelik Bilim
Terli terli su içilmez, elektriğe su ile yaklaşılmaz, toprak elektriği alır, bakır iletken olarak kullanılır gibi birçok klişeyi, günlük hayatımızda duyarız. Basit gibi görünen bu ifadelerin arkasında tabii ki bilim yatıyor. ‘Üç Soru Üç Cevap’ serimizin bu bölümünde de gündelik bilim ile ilgili bazı sorulara yanıt aradık. Tuzun neden yararlı
Hürriyet kötü bir kavram Olric. Öyle, anlattıkları gibi özlenecek bir ortam değil. Bu hürriyet, kulağıma kötü şeyler fısıldıyor Olric. Duymak istemiyorum.
Sayfa 348Kitabı okudu
İnsan da tüm canlılar gibi güvenli bir ortam arayışı içerisinde.
Bugün doğmuş olsaydım! Gelecek, ne güzel maceralar hazırlıyordu bana. Kimsenin yaşamadığı güzellikleri tanıyacaktım. Selim de ölmemiş olsaydı. Allahım, ben ne yaptım! Bugüne kadar söylediğim her sözü geri alıyorum. Konuşmayı da bir unutabilsem. Yeni bir dünya var, anlıyor musun Olric? Her şeyi geride bırakmak gerekiyor. Bir sabah kalkacaksın, arkana bakmadan... Hürriyet kötü bir kavram Olric. Öyle, anlattıkları gibi özlenecek bir ortam değil. Bu hürriyet, kulağıma kötü şeyler fısıldıyor Olric. Duymak istemiyorum. Hayır, çalışacağım önce: araştıracağım. Bütün gücümü bu araştırmaya vereceğim. Bitkinlikten, hürriyeti düşünemeyecek duruma gelinceye kadar çalışacağım. Yeter bu miskinlik! Demek aylardır ölüyormuşum ben. Peki bu nasıl iş Olric? Selim de başka türlü yaşadı: yani, yaşayamadı, öldü. Belki de bu görev size verildi, efendimiz. Selim, sadece ışık mı tuttu Olric? Belki de efendimiz. Hiç olmazsa düşünmeyi öğretseydi bana ölmeden önce. Bu kadar gizlenmeseydi. Gizlendiğini sanmıyorum, efendimiz. Biliyorum, çok şey öğrendim Olric: fakat ölümü?
Ölümü bilerek yaşamak istiyorum Olric. Yaşamanın anlamını bilmek için, ölümün anlamının karanlıkta kalmasını istemiyorum.
Sayfa 348Kitabı okudu