Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
. . . VÂDÎ-İ AŞK ******* (Selâm efendim!...
Sa'd bin Ebî Vakkâs [radıyallahu anh], Hz. Osmân bin Affân [radıyallahu anh]'ın şahâdeti hususunda şöyle dediğini rivâyet etmiştir: "Şâhitlik ederim ki, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem]: Öyle bir fitne/karışıklık çıkacak ki oturan kimse ayakta olandan daha hayırlı olacaktır. Ayakta olan, yürüyenden daha hayırlı durumda olacaktır. Yürüyen ise koşan kimseden daha hayırlı konumda olacaktır!' buyurdu. Sa'd b. Ebî Vakkâs [radıyallahu anh]: - 'Evime girip beni öldürmek için elini uzatana ne dersin?” diye sordu. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem]: - 'Âdem'in oğlu (Hâbîl) gibi ol!' buyurdu."
Sayfa 124 - Ebû Dâvud, Fiten 2 (4257); Tirmizi, Fiten 29 (2194); Ahmed bin Hanbel, el-Müsned, I, 185. Ayrıca bk. Ebû Ya'lâ, el-Müsned, (750). Hadisin senedi, sahihtir.Kitabı okudu
Reklam
Osman b. Affân -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: ''Sizin en hayırlınız Kur'an-ı öğrenen ve öğretendir.'' hadeethenc.com/tr/browse/hadit...
Osman b. Affan radıyallahu anh
İnsanlara emirlik yemeğinden yedirir, kendisi evine gelir sirke ve sıvı yağ yerdi. Sürekli oruç tutar, hizmetçileri olmasına rağmen kendi işini kendi yapardı.
Uzun, Ama Müslüman Kardeşlerim İçin Yazma Gereği Hissettim:)
“Salebe b.Hatab-i Ensari, Rasûlallah Sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve: “Ya Rasûlallah! Bana, servet nasip etmesi için Allah’a dua et!” Dedi Rasûlallah Sallallahu aleyhi ve sellem: “Ey Salab’e! Şükrünü eda ettiğin az mal, şükrünü eda etmediğin çok maldan daha hayırlıdır!” Buyurdu. Salebe,Rasûlallah Sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına
Sayfa 96
Sa'd bin Ebî Vakkâs [radıyallahu anh], Hz. Osmân bin Affân [radıyallahu anh]'ın şahâdeti hususunda şöyle dediğini rivâyet etmiştir: "Şâhitlik ederim ki, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem]: Öyle bir fitne/karışıklık çıkacak ki oturan kimse ayakta olandan daha hayırlı olacaktır. Ayakta olan, yürüyenden daha hayırlı durumda olacaktır. Yürüyen ise koşan kimseden daha hayırlı konumda olacaktır!' buyurdu. Sa'd b. Ebî Vakkâs [radıyallahu anh]: - 'Evime girip beni öldürmek için elini uzatana ne dersin?" diye sordu. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem]: - 'Âdem'in oğlu (Hâbîl) gibi ol!' buyurdu."
Sayfa 124 - Ebû Dâvud, Fiten 2 (4257); Tirmizi, Fiten 29 (2194); Ahmed bin Hanbel, el-Müsned, I, 185. Ayrıca bk. Ebû Ya'lâ, el-Müsned, (750). Hadisin senedi, sahihtirKitabı okudu
Reklam
Osman b. Affân'dan (radıyallahu anh) rivayet edildiğine göre Peygamberimizﷺ buyuruyor ki: -"Herhangi bir kimse farz bir namazın vakti gelince onun abdestini, huşunu ve rukuunu eksiksizce yerine getirirse, büyük günahlar işlenmemişse, o namaz, o güne kadar işlemiş olduğu tüm günahlara kefaret olur. Bu her zaman böyledir." (Müslim)
Ebû Bahriyye el-Kindî tanıklığında: Ömer b. Hattâb [radıyallahu anh] dolaşırken aralarında Osman b. Affân'ın da bulunduğu bir topluluğa rastgeldi, selâm verdi, aralarına katıldı. Hz. Osman'ı göstererek, "Yanınızda öyle bir adam var ki imanı bir orduya dağıtılsa hepsine yeter" dedi.
Sayfa 116Kitabı okudu
Osman b. Affan radıyallahu anh
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Osman radıyallahu anh’ı kızı Rukiyye ile evlendirmiştir. Rukiyye radıyallahu anha onun nikahında iken Bedir günlerinde vefât etmiştir. Bundan sonra da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Osman radıyallahu anh’ı kızı Ümmü Gülsüm ile evlendirdi. Bu sebeple ona “Zinnureyn (iki nur sahibi)” lakabı verilmiştir.
Osman b. Affan(radıyallahu anh) :"Eğer kalbiniz tam temizlenmiş olsaydı Rabbinizin kekamından doymadı" buyurdu.
Sayfa 45
Reklam
firâset
يقول السبكي في طبقات الشافعية الكبرى أثناء حديثه عن عثمان بن عفان : دخل إليه رجل كان قد لقي امرأة في الطريق فتأملها ، فقال له عثمان رضي الله عنه : يدخل أحدكم وفي عينيه أثر الزنا ! فقال الرجل : أوحي بعد رسول الله صلى الله عليه (وآله) وسلم ؟ قال : لا ، ولكنها فراسة . - المترجم إلى اللغة التركية : يوسف ألاشاهان ( طبقات الشافعية الكبرى - ج / ٢ - ص / ٣٢٧ ) Tâcüddîn Sübkî, Osmân b. Affân ( Radıyallahu Anh ) hakkında konuşurken şunları söyledi : Bir gün Hz. Osman'a, yolda karşılaştığı bir kadını görüp de onun ( güzelliklerini ) düşünen bir adam geldi. huzuruna çıkar çıkmaz, Hz. Osman ona şöyle buyurdu : Sizden birinizin gözünde zina eseri var. Adam bu ikaz üzerine şaşırarak sordu : " Ya Osmân, Resûlullahtan sonra vahiy var mıdır ? " Hz. Osman cevaben ; " Yoktur ; ama firâset vardır. - Türkçeye Tercüme : YUSUF ALAŞAHAN ( Tabakât'üş-Şâfiîyyeti'l-Kübrâ - 2 / 327 )
Osman b. Affan Radıyallahu Anh meleklerin haya ettiği sahabe
Aişe radıyallahu anha’dan; “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem evimde uyluğu veya baldırı açık halde yatıyordu. Ebu Bekir radıyallahu anh, girmek için izin istedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem halini bozmadan izin verdi. Konuştular. Bir müddet sonra Ömer radıyallahu anh girmek için izin istedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem aynı halini hiç değiştirmeden ona da izin verdi. Konuştular. Bir müddet sonra Osman radıyallahu anh izin istedi. Bu sefer Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yatağında doğrulup oturdu. Üstünü başını düzeltti. O da girdi ve konuştular. O gidince ben dedim ki: “Ey Allah'ın Resûlü! Ebu Bekir gelince şeklini bozmadın. Sonra Ömer geldi, şeklini bozmadın. Osman gelince oturdun ve elbiseni düzelttin.” Buyurdu ki: “Kendisinden meleklerin hayâ duydukları bir kimseden ben hayâ duymayayım mı?” Müslim (1401)
Osman b. Affan'dan (radıyallâhu anh) rivayet edildiğine göre Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki: -"En iyileriniz, Kur'an öğrenip onu başkalarına öğretenlerdir." (Buhârî)
Sayfa 319Kitabı okudu
Ebu Abdirrahman es-Sulemi şöyle demiştir: "Osman b. Affan, Abdullah b. Mes'ud radıyallahu anhuma ve daha başkaları gibi kendilerinden Kur'ân okuduğumuz kimseler bize anlattılar ki, onlar Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'den on ayeti, bu ayetlerin içerdiği ilim ve amel olarak öğrenmedikçe diğer ayetlere geçmezlermiş. Dediler ki: "Biz Kur'ân'ı ilmi ve ameli öğrendik."¹ Ibn Mes'ud radıyallahu anh dedi ki: "Bizden biri Kur'ân'dan on ayeti manaları ile öğrenip amel etmedikçe diğer ayetlere geçmezdi."² 1 Sahih. Tefsiru Mucahid (1/68) Abdurrazzak Musannef (6027) İbn Ebi Şeybe (6/118) Ahmed (5/410) Taberi (1/74) Ibn Sa'd (6/172) Tahavi Şerhu Muşkili'l-Asar (4/83) 2 Sahih. Taberi (1/74, 83) Tahavi Şerhu Muşkili'l-Asar (4/82) Hakim (1/557) Beyhaki (3/119)
Sayfa 37 - Üç S BasımKitabı okuyor
عن عثمان بن عفان رضي الله عنه مرفوعاً: «ما من عبد يقول في صباح كل يوم ومساء كل ليلة: بسم الله الذي لا يضر مع اسمه شيء في الأرض ولا في السماء وهو السميع العليم، ثلاث مرات، إلا لم يَضُرَّهُ شيء». [صحيح] - [رواه أبو داود والترمذي وابن ماجه والنسائي في الكبرى وأحمد] Osman b. Affan -radıyallahu anh- merfu olarak anlatıyor: «"Bismillâhillezi lâ yedurru ma’asmihi şey’ün fil'-Ardi ve'lâ fi's-Semâi ve Huve's-Semî’u'l-Alîm/ Ne yerde, ne gökte adı(nın anılması)yla hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah'ın ismiyle ki, O Semî ve Alîm'dir." duasını her günün sabahında ve akşamında üç defa okuyana hiç bir sıkıntı gelmez.» Her günün sabahında ve akşamında yani fecir/imsak doğduktan ve güneş battıktan sonra. İmam Ahmed'in rivayetinde; "Günün yahut gecenin ilk vaktinde" "Bismillâhi" Yüce Allah'ın ismini tazim ve teberrük ederek anarım demektir. "Ellezi lâ yedurru ma’asmihi" Halis bir niyet ve itikat ile anılırsa. "okuyana hiç bir sıkıntı gelmez." Ne yerde ve ne de gökte olan bela ve sıkıntılar zarar veremez. "ve Huve's-Semî" O sözlerimizi işitendir. "el-Alîm" O bütün hallerimizi bilendir. Bu hadis bu sözleri söyleyen kimseye hiç bir zarar ve sıkıntının dokunmayacağını haber vermektedir.
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.