Bir otobüs yolculuğu gibidir hayat
Sağ tarafta manzarayı izlerken
Sol tarafı kaçırırsın
Unuttuklarını hatırlamak isterken
Hatırlamak istemediklerin gelir aklına
Artık beni nasıl unuttuğunla değil
Nasıl hatırlayacağınla ilgileniyorum…
GİDERSEN YIKILIR BU KENT
Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki
Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı
Üşür müydük nar çiçekleri ürpeririken
Gidersen kim sular fesleğenleri
Kuşlar nereye sığınır akşam
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım
her durakta ölümsüz bir aşk edineceğim
bir bakıştan, bir duruştan
çağrışımın sonsuz hızından
unutulmaz bir sevgili daha bırakacağım ardımda
belki de yaşanabilecek en uzun serüveni terk edeceğim
daha otobüsün ilk basamağında
kim bilebilir ki?
sonrayı, sonrasını kim bilebilir?
gizli gizli veda edeceğim ona, görmeyecek
ve bu duyguyla burkulmuş yüreğim
otobüs camına bağrında kanlı bir ok ile
bir aşk levhası çizecek, ah min-el!
bu da ötekiler gibi kendisini ölesiye sevdiğimi bilmeden
yaşayıp gidecek