Kuzey-Güney Savaşı’nda Kuzeyli askerler her gün tekmil veriyorlardı: “Five people are killed” (5 kişi öldürüldü), kısaca “five key” Kimse ölmemişse bugün ölen yok anlamında “OK” (Ovv-Key) diyorlardı.
Ovv
Uganda siyasetçileri kainatı, galaksileri, karadelikleri yaratan o büyük gücün iki hemcins Homo sapiens biraz eğlendiğinde kahrolduğunu düşünüyorlarsa bilim bu garip görüşlerinden sıyrılmaları için onlara bir nebze de olsa yardımcı olabilir.
Ovv
Üniversitedeyken mecbur kalmadıkça iş dünyasına hazırlık olarak kabul edilen fizik, kimya, matematik, muhasebe gibi derslerden uzak durdum. Ben daha çok felsefe ve sosyal bilimlerle ilgileniyordum. Tarih, psikoloji, siyasal bilimler gibi derslerin yanı sıra metafizik, epistemoloji, mantık, din ve antik Yunan felsefesi gibi dersler aldım.
Ovv!!
Bu dünyanın kadınları da acı dolu bir yaşam sürdürür. Terzi kadıncağızların dikmek için canlarının çıktığı o perilere layık kıyafetleri denemek ve değerlendirmek amacıyla sabahtan akşama elbiselerin birini çıkartıp diğerini geçirirler sırtlarına; o içi boş kafalarını da, ne pahasına olursa olsun [bu içi boş kafanın] saçlarından kat kat topuzlar yapma tutkunlarını tatmin etmek isteyen şu saç sanatkârlarına teslim ederler... Hem de bu saatler boyunca. Köşeler içinde [eşekler ve beygirler gibi] sıkıca kolanlanmış olarak, dapdaracık çizmeleri içinde, abaza delikanlıların yüzünü kızartacak kadar dekolte kıyafetlerle şu yoksullar dünyası için birkaç kuruş toplayabilmek için geceler boyu hayırsever balolarinda döner dururlar. Ne yüce ruhlar yarabbi!
Sayfa 48Kitabı okudu
Aşırı komikti yazmasam duramazdim.
"senle ben olamayız, eğer olursak çizgi filmlerden nefret ettiği halde sırf sevdiği kızın elini tutabilmek için sinemaya gidip iki saat çizgi film izleyip yine de kızın elini tutamayan o adam kadar kotu bir halde oluruz."
"Ovv bu fena bir kapakti çadırda inledi."
Sayfa 208Kitabı okudu
Ov ovv ooovvv
İmana mukayyet olmanın zor olduğu bir çağdır; bir bakıma, imanın yeniden inşasıdır gereken. Bir yerde, kendisine Bediüzzaman değil aslında "Bid'atüzzaman" [zamanın yenilikçisi, yenilik çıkartanı] denmesi gerektiğini söyler.
