Bin bir türlü zorluğa rağmen, zirveye çıkmayı başarmış isimlerden birisi de, ünlü fizikçi Stephen Hawking’dir. Stephen Hawking, 1942 yılında doğmuş, Oxford Üniversitesinin fizik bölümünü birincilikle bitirmiştir. Hayatının kâbus dolu günleri, ALS motor nöron hastalığına yakalanmasıyla başlamış. Omurilik ve beynindeki şuurlu kas hareketlerini düzenleyen sinir hücreleri dağılmıştı. Genç yaştaki Hawking’in vücudu beyni dışında resmen çökmüştü. Konuşma bozukluğu ve yutma güçlüğü çekiyordu. Derken elleri de tutmaz olmuştu. Hatta doktorlar iki yıl ömrü kaldığını düşünüyorlardı. Ruh hali yıkım içinde olan Hawking, sürekli klasik müzik dinleyip bilim kurgu romanlarını okumaya başladı ancak, ailesinin ve hocasının yoğun ilgisi ve sevgisiyle hayata tekrar bağlanarak doktorları yanılttı. Ama artık ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkûm, konuşamayan biri haline gelmişti. İletişimini ancak bilgisayar yardımı ile sağlayabiliyordu. Sağlık durumunun bu kadar kötü olmasına rağmen âşık oldu ve evlendi. Eşinin yardımıyla yüksek lisansını, ardından doktorasını yaptı ve profesör oldu. 1978’de teorik fizikte en büyük ödül olan Albert Einstein ödülünü aldı. 1982 yılına geldiğinde artık dünyanın dört bir tarafından ödüller yağmaya başlamıştı. Kraliçe tarafından verilen Britanya İmparatorluğu kumandanı nişanı bunlardan biriydi. Küresel ısınmayı ilk ortaya atan Stephan Hawking oldu. Buna benzer verilerin ve teorilerinin sahibi acı çekerek zirveye çıkanlardan sadece birisiydi.