Ben ve bu esire öylesine şaşırtıcı bir serüven yaşadık ki! Gözlerin iç köşelerine iğnenin ucuyla yazılsa, onu saygıyla okuyanlara bir ders oluştururdu.
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın, Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın, Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın..
Paralar bozduruyoruz, gereksiz eşyalar alıyoruz bu yüzden
İçtikçe içiyoruz o çocukluk günlerinin yüzüyle
Biri mi öldüydü ne; selviler, mezar taşları, kalabalık
Ya da bir masal mı söyleniyordu, hiç mi hiç bitmeyecek bir masal
Kim bilir n'olduydu gene
İşte bir sevgilinin bırakıp gitmesi üzerine
Apışıp kaldığımız, yatıverdiğimiz yemekten sonra
Saatin kaç olduğu - üstelik sorulmaz ki
Sabaha kadar sabaha Uyuyup uyandığımız
BİTMEDİ, DiYORUM BİTMEDİ ŞAŞKINLIGIMIZ
Evlere sığamıyoruz, öylesine büyüdü ki vücutlarımız
Ve konuşmalarımız, öyle büyüdüler ki peşi sıra
Hani hep bir olup da eve taşıdıklarımız Kahveden, meydandan, sokak içlerinden Bulup da çıkardığımız