Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Düşman kim? Düşman burjuvazi! Bayrağı sallayan kim? Kim olacak, proletarya! Nasıl sallıyorlar? Soldan sağa! Sonra efendim sağdan sola, sonra bir daha. İşte bayrağın tam sallandığı yer, "sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerindeki tahakkümü..." Bayrak sallanmaya devam ettiği için de "memleket içinde müesses iktisadi veya siyasi veya hukuki temel nizamlar" böyle yıkılıp gidiyor. Öyleyse bayrağı sallamayın. Sallayan olursa, yakalayın, atın içeri!
Sayfa 7 - um:agKitabı okudu
688 syf.
9/10 puan verdi
·
17 günde okudu
"İnsan aşağılık mıdır?"
Spoiler içerir!!!! Herkese merhaba Dostoyevski'nin Suç ve Ceza romanını ilk kez klasik kitapları okuma serüvenimin başlarında kasabamdaki halk kütüphanesinde bulup okumuştum. Roman iki ciltten oluşuyordu. Ben ilk cildini okuyunca romana bayılmıştım. Fakat kütüphanede 2. cildi yoktu. Hep aramama rağmen diğer cildi bulamamıştım. Yıllar içinde
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Yordam Edebiyat · 2022159bin okunma
Reklam
1808 syf.
10/10 puan verdi
·
18 günde okudu
SAVAŞLAR VE BARIŞLAR ÜZERİNE
''Damarlarındaki kanı boşalt, yerine su doldur, işte o zaman savaş olmaz.'' (I. cilt, s. 587) Savaş... savaş... savaş... Nedir bu savaş? Dostoyevski der ya, ''Her insan doğuştan gaddardır,'' diye, bence savaş, gaddarlığın, açgözlülüğün ve hükmetme aşkının dışa vurumudur. Barış ise, aynı savaş gibi, sadece çıkarların kesişmesiyle oluşan, başka
Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)
Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202220,9bin okunma
Emaneti Ehline Teslim
Osman Gazi rahmet-i Rahman'a kavuştuğu zaman, oğlu Orhan Gazi ile Alâaddin Paşa bir araya geldiler. O devirde Ahi Hasan diye bir veli-i kâmil vardı. Onun tekkesi ise Bursa hisarında bağ sarayının yanında idi. O devirdeki ehl-i kemal zatlar bir araya geldiler: «Osman'ın malı var mı yok mu?» diye sordular. Teftiş ettikleri zaman baktılar ki ancak
Sayfa 19 - Yeni Asya Yayınevi
MAVİ SİNEKÇİL KUŞU Bir Yılbaşı sabahı dostum Sherlock Holmes’u ziyarete gitmiştim. Yanı başında piposu ile kanepeye uzanmıştı. Üzerinde ropdöşambr vardı. Yanında duran bir yığın buruşmuş gazetenin hepsinin okunduğu belli oluyordu. Gözüme bir şapka çarptı. Kanepenin yanında bir sandalye bulunuyordu. Sandalyenin arkasına bir şapka konmuştu. Bu,
Yakup Kuyu'nun Hayatı -3-
Sorduğumuz sorularla insanların yaralarına dokunmuş olabiliriz. Soruyu sormadan yaranın neresi olduğundan bihaber olmamız da bizim suçumuz değildir. İnsanız ve cahiliz. Cehaletimiz olmasaydı yaşayamazdık. Bazen kendi kendime derim, iyi ki birtakım şeylerin cahiliyiz. Çünkü cahilliğin karşısında herzaman alimlik yoktur. Ki alimlik her zaman iyi bir
Reklam
Beşeri Şef, planları ile sarhoş olduğu bir sırada Başkatiple Başyaver telaşla içeri girdiler. Birisi haykırdı: - “Aziz Şefim! İşler çok fena, haber!” - “Ne var? Ne oluyor?” - “İhtilal çıktı! Hızla gelişiyor! Beşeri Şef, öfkeyle yerinden fırladı: - “Nankör millet! Bu kadar iyiliklerime, hizmetlerime rağmen hala bana isyan ediyor,
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.