Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ama bu gecelerin beni asıl şaşırtan yanı, gündüzleri heybetleri ve kıyafetleriyle dıştan bakanlarda ihtişam, özlem, imrenme, belki biraz ürküntü ve saygı uyandıran bu adamların, karanlık çöküp de kendileriyle baş başa kalınca aslında birer çocuk gibi ağlamalarıydı. Hemen hepsinin kalbini kanatan, uzaklarda bıraktıkları bir Leyla vardı.
Sayfa 112Kitabı okudu
Belki de bilinçdışınızın söylemek istediği şey o kadar can sıkıcı ki dinlememeyi tercih ediyorsunuz. İnsanlar bazı şeyleri kabul edebilselerdi muhtemelen daha az nevrotik olurlardı. Ancak genel olarak bu şeyler uygunsuz ya da can sıkıcı şeylerdir. Bu yüzden her zaman belli bir miktar bastırma vardır ama asıl olay o değildir. Asıl olay onların gerçekten bilinçsiz olmasıdır. Bilinçli olması gereken belirli şeyler hakkında bilinçsizseniz o zaman siz ayrışıksınız demektir. O zaman siz sağ eli sol elinin ne yaptığını bilmeyen bir insana dönüşürsünüz. Entelektüel insan için sorun budur.
Reklam
Sizi ele geçiren mit, sizi olduğunuz şeyin etisine taşır. Mitler birer kayıktır, içine bindiğimizde sizi bilmediğiniz coğrafyalara taşırlar ruhani potansiyelin ipuçlarıdırlar. Üstelik mitler inançları, hapsoldukları kültürel hapishanelerden kurtarırlar çünkü onlar insanın hayal gücünün evrensel birer şarkısıdırlar. Kolektif bilinçdışının tuttuğu depoladığı tüm Kadim bilgiyi mitlerde işlenmiş anlatılmıştır. Joseph Campbell'in Kahraman'ın sonsuz yolculuğunun peşine düşmesindeki motivasyonun ardında da bu vardır: Dünya mitlerindeki tema ortaklarını bulmak ve insan ruhunun derin ilkeleri merkezleştirme konusundaki gereksinimine işaret etmek. Hemfikir oldukları şey şudur: Mitler bize tüm insanlığın yaşam deneyimlerini özetler, mitoloji daha önce o yolda yürüyen insanlar tarafından çizilen içsel bir deneyim haritasıdır.
Bilinçdışının arka tipsel imgeleri kaldırın göç etme yeteneği, karıncaların organize olup koloniler kurması, arıların besin kaynağının yerini bildirmek için yaptıkları danslar kadar güdüseldir.
İçimiz açılsınnn 😍 🌹 (iç sesim: duruşundaki heybetine bakın hele ❤️🧿)
Özlem :/
En güzel yıllarımın lise ve üniversite olduğunu bilmiyodum keşke dönebilsem o yıllarıma
Reklam
"En çok can yakan duygular ve en çok yaralayan hareketler olanaksız olanlardır: sırf imkânsız oldukları için gidip de imkânsız şeylere özlem duymak, hiç var olmayan bir şeyin hasretini çekmek, kesin olma- yan bir şeyi arzulamak, bir başkası olamamanın pişmanlığını yaşamak, dünyanın varoluşundan hoşnut olmamak. Ruh bilincinin bütün bu yarı tınıları içimiz de ne olduğumuza dair güneşin sonsuza kadar battığı acı dolu bir manzara yaratır."
Sayfa 65 - Zeplin yayınlarıKitabı okudu
#100 İleti
Geçmişime özlem çektim bir taraftan, Yaşadığım düne peşkeş çektim bir yandan. Sevgisiz kalan zamanlar vardı, Kırılan parçalar arasında dünler kaldı. Sessizce oturdum, yazıyorum bunu, Kime kalır sevgiler, yarınlar? Avutmaya benzemez bu hayasızca bugünü, Sessizliğin yok eder, bu sefer hayatlar. Yanlıştı belki doğrularım, Yaşamaktı belki doğduğum anların tazeliği, Sevinenlerin aksine üzüntülerim. Kimse duymaz o gün yaşadığım bağırmaları. Suçlarım yüklenir omuzlarıma yaşadığım sürece, Son nefeste kalır, bittiğine sevindiğimde. Zalimliğin yanında bizim sessizlikler, Zorbalığın sesi olur belki bilmeceler. Omuzumda kalır günahlar, Sözlerimden geçer yaşadığım o acılar.
Mutlu kadınlar da mutsuz kadınlar da kendilerini hemen ele veriyorlardı.Mutlu olanların yüzünden ışık,mutsuz olanların yüzünden gölge eksik olmuyordu.
"Her uzun günün sonunda Böyle mahzun olduğumda Bir şeylere özlem duyduğumda Sensizliğimi hatırlarım"
Anahtar yayıncılıkKitabı okuyor
Reklam
Mektup-44
Aylar sonra rafa kaldırdığım yazıları sana dair tekrar bir şarkının etkisiyle gün yüzüne çıkardım, çıkarmakla hata mı yaptım bilmiyorum ama sanırım bu canımı yakmadı desem yalan olur. Üstü tozlanmış cümleler birer birer bir rüzgar etkisiyle okunacak hale geldi kalbimde unuttuğum sandığım duygularda ardı ardına içimde oluştu gözlerimde birikmiş özlem ve birazda pişmanlık. gözyaşlarım süzele süzele akmıştı çoktan kalbimde en iyi seninle geçirdiğimiz günlerin anıları saplamıştı bile ama hersey o an işte o an durmuştu benim için yazıları okudukça saplanıyordu kalbime bir hançer gibi sonra aylardır sakladığım senin birden bire parmağıma taktığın yüzüğü çıkardım önce derin bir tebessüm ederek sonra sanki 90'lardan çekilmiş bir fotoğrafımız ve doğum günüme dair bir not kağıdına baka kaldım. açtığım şarkının sözlerinde dediği gibi ''İnkâr etme yalvarırım Sen de sevdin beni bir zamanlar'' şarkının her sözü nasılda zihnimde canlandırıyordu seni bir bilsen... Sonra açtım pencereyi yaktım sigarayı derin bir nefes çekerek gökyüzüne bakıp hayatın devam ettiğini tekrardan fark ettirdim kendime o anlık duygusal boşluğunda.havada kuşların uçuşunu sokakta çocukların oyun oynaşlarını izledim bir kaç dakika, sonra döndüm tekrar rafta aldıklarımı, tekrar ait olduğu yere sokup hayata karşı mutlu maskemi takıp çıktım evden ve yürüdüm sokaklarca.
Çiçek açar bakireler bilinmeyene doğru ve özlerler çocukluklarındaki sakinliği; ama yoktur artık o, ne kadar isteseler de ve titreyerek kapatırlar tekrar kendilerini ve unutulmuş arka odalarda geçirirler hayal kırıklığı içinde annelik günlerini, uzun geceler boyu önüne geçilmez sızlanmalar ve güçsüz ve mücadelesiz soğuk yıllar. Ve tam karanlığın içinde durur ölüm döşekleri ve özlem duyarlar ona doğru farkına varmadan; ölürler uzun sürede, ölürler sıra halinde ve sonunda bir dilenci gibi ayrılırlar buradan.
160 syf.
·
Puan vermedi
“Kadın olmadan hayat olmazdı” Hekate mitosunu özetle anlatan kısa bir kitaptı konuyu ve mitolojiyi merak edenlerin değerlendirmesini tavsiye ederim…
Hekate - Bize Ne Mesaj Veriyor?
Hekate - Bize Ne Mesaj Veriyor?Özlem Ertan · Destek Yayınları · 202323 okunma
Gerçi kırsal alanlardan kente ya da yabancı ülkelere göç eden gruplar Türk toplumunun en canlı ve yeniye açık kesimini oluşturmaktadır, ama yine de bu insanlarda toprağa duydukları özlem ve doğadan kopmakta olmanın acısı açıkça gözlemlenebilmektedir. Geçiş toplumu denilen grubu oluşturan bu insanlar, önce kentin çevresinde küçük köy evlerinin benzerlerini kurmakta ve kentin toplumsal yapısı onları yutana dek orada geleneksel yaşantılarını sürdürmede direnmektedirler. Bir yandan geleneksel yapıyı sürdürmeye çalışırken, diğer yandan kentin içine nüfuz etmeye çalışarak dışlanmışlık duygusundan kurtulmayı istemek, geçiş toplumunun yaşadığı çelişkilerin temelini oluşturmaktadır.
Sayfa 26 - Metis Yayınları 26. BasımKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.