İnsanların yalnız hakkıyla yapabilecekleri işle meşgul oldukları bir dünyada yaşamanın nasıl bir saadet olabileceğini düşünmemek, böyle bir dünyayı özlememek imkânsızdı.
İnsanların yalnız hakkıyla yapabilecekleri işle meşgul oldukları bir dünyada yaşamanın nasıl bir saadet olabileceğini düşünmemek, böyle bir dünyayı özlememek imkansızdı.
"..insanların yalnız hakkıyla yapabilecekleri işle meşgul oldukları bir dünyada yaşamanın nasıl bir saadet olabileceğini düşünmemek, böyle bir dünyayı özlememek imkansızdı."
“İnsanların yalnız hakkıyla yapabilecekleri işle meşgul oldukları bir dünyada yaşamanın nasıl bir saadet olabileceğini düşünmemek, böyle bir dünyayı özlememek imkânsızdı.”
Sükunetle yaşlanmanın imtiyazı, her zevkin peşinden koşturmak zorunda olmamaktır-Seneca'nın söylediği gibi, ''hiçbir hazzı özlememek alır hazların yerini''.
İnsanların yalnız hakkıyla yapabilecekleri işle meşgul oldukları bir dünyada yaşamanın nasıl bir saadet olabileceğini düşünememek, böyle bir dünyayı özlememek imkansızdı
Tahsilini yaptığı Viyana'dan yeni dönmüştü. İyi doktor olduğunu, çok parlak diplomalar aldığını sonradan herkesten öğrendim. Ayrıca psikanalize merak etmiş ve bir müessesede bir iki sene bu metotla çalışmıştı.
Daha o gün Doktor Ramiz'in bu tedavi sistemine, hastası çıkınca tatbik edilecek bir usulden ziyade bütün dünyayı ıslah edecek tek vasıta, ancak dinlerde görülen o tek kurtuluş yolu gibi baktığını anladım. Ona göre bu yeni ilim her şeydi. Cürüm, cinayet, hastalık, ihtiras, parasızlık, sefalet, talihsizlik, sakat doğma, düşmanlık, hülâsa insan hayatını bizim irademizin dışında cehennem yapan şeylerin hiçbiri yoktu. Yalnız psikanaliz vardı. Hepsi dönüp dolaşıp ona geliyorlardı. O hayat muammasının biricik anahtarı idi.
Dönüşünde kendisine bu mucizeli manivela ile bütün memlekete mihver değiştirtecek bir mevki ve imkân vermedikleri için hemen herkese ve her şeye dargındı. Kendisini tanıdığım zamanlarda bu dargınlık şahsiyetinden dalga dalga akıyordu.
Bu dargınlığı besleyen şey ise Doktor Ramiz'in bilhassa içtimaî meselelere olan büyük ilgisiydi. Öyle ki, onunla birkaç saat konuştuktan, şikâyetlerini, tahlillerini, gelecek için düşündüklerini dinledikten sonra, insanların yalnız hakkıyla yapabilecekleri işle meşgul oldukları bir dünyada yaşamanın nasıl bir saadet olabileceğini düşünmemek, böyle bir dünyayı özlememek imkânsızdı.
Sayfa 104 - İkinci Bölüm, Küçük Hakikatler, IKitabı okudu
Sakin olmak, her şeyin, her bir şeyin her an ve daima zevk vermesini gerektirmez. Aksine, sükûnetle yaşlanmanın imtiyazı, her zevkin peşinden koşturmak zorunda olmamaktır.
— Seneca’nın söylediği gibi, “hiçbir hazzı özlememek alır hazların yerini.”