Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Özlememek daha zor özlemekten ve özlemek daha kolay susmaktan.’’
Sayfa 198Kitabı okudu
Adı Kalmayan Kent...
"Özlemek ne zor kelime" diyor şair. Özlememek daha zor, diyorum âcizane.
Timaş
Reklam
Toplantıdaki tarihçilerden biri : Her cemaatin birbirinden nefret ettiği bir bu dünyada Osmanlı yönetimini özlememek mümkün değil diyor.
"Özlemek ne zor kelime" diyor şair. Özlememek daha zor diyorum, âcizane.
İnsanların yalnız hakkıyla yapabilecekleri işle meşgul oldukları bir dünyada yaşamanın nasıl bir saadet olabileceğini düşünmemek, böyle bir dünyayı özlememek imkansızdı.
Sayfa 102Kitabı okudu
Kendinden bu kadar tatminkar ol­mak, başkalarından bu kadar az şey istemek, hiçbir zaman başkaları­nın varlığını özlememek kulağa çok yalnız geliyor Philip.
Reklam
"Özlemek ne zor kelime" diyor şair. Özlememek daha zor, diyorum âcizane.
"Kendinden bu kadar tatminkar olmak, başkalarından bu kadar az şey istemek, hiçbir zaman baş­kalarının varlığını özlememek kulağa çok yalnız geliyor Philip." "Tam tersine," dedi Philip, "geçmişte başkalarının arkadaşlığını istediğimde, yani vermeyecekleri, aslında veremeyecekleri bir şeyi istediğimde asıl yalnızlık oydu. O zaman yalnızlığı çok iyi biliyor­dum. Kimseye ihtiyaç duymamak hiçbir zaman yalnızlık değildir. Benim aradığım şey bahşedilen yalnızlık."
Sayfa 204
insanların yalnız hakkıyla yapabileceği işle meşgul oldukları bir dünyada yaşamanın nasıl bir saadet olabileceğini düşünmemek, böyle bir dünyayı özlememek imkânsızdı.
Sayfa 105 - Dergah yayınlarıKitabı okudu
Harika olmalı. Bir şeyleri özlememek. Bir şeye geri dönmeyi istememek. Hep geriye bakmamak.
Reklam
Öyle ki, onunla birkaç saat konuştuktan, şikâyetlerini, tahlillerini, gelecek için düşündüklerini dinledikten sonra, insanların yalnız hakkıyla yapabilecekleri işle meşgul oldukları bir dünyada yaşamanın nasıl bir saadet olabileceğini düşünmemek, böyle bir dünyayı özlememek imkânsızdı.
Sayfa 102Kitabı okudu
"Özlem nasıl bir şey?" diye düşünüyordu Emre. "İnsan neyi özlüyor, başka bir insanı mı, yoksa onunla birlikte yaptımğı şeyleri mi? O insan yerli yerinde duruyorsa, kendi hayatını sürdürüyorsa; özlemek onunla birlikte paylaşılan şeyleri özlemek mi? Bir yeri özlemek, bir kişiyi özlemek, hayatın belli bir dönemini, mesela gençliği özlemek, bir yemeği özlemek, akrabaları özlemek, eski dünyayı özlemek, bir şarkıyı özlemek, açık havayı özlemek, bir kokuyu özlemek gibi sonsuz sayıda çeşitlendirilebilecek olan özlem kıvranışları beynin hangi kıvrımına yerleşerek insanın yüreğini böylesine buruyor olabilirdi? Eğer birlikte yaşanan şeyler özlenmiyorsa, yavuklunun sadece yüzünü görmek hasreti dindirebilir miydi? Elbette dindiremezdi. Başkasıyla birlikte gördüğün zaman, hasret dindirilmiş olmazdı ki. Tam tersine, kendisine olduğu gibi derine giren bıçak daha da kanırtılmış olurdu. Ne tuhaftı! Görmediği zaman özlememek ama gördüğü zaman özlemek... Gökten aniden inen, kaçmaya imkan tanımayan bir asit yağmuruyla ıslanır gibi yakıcı bir özlemle tutuşmak..."
Ne tuhaftı! Görmediği zaman özlememek ama gördüğü zaman özlemek… Gökten inen ve kaçmaya imkan tanımayan bir asit yağmuru gibi yakıcı özlemle tutuşmak.
731 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.