insan kaygılarıyla birlikte açmaz gözlerini hayata. Süreç aynen şöyle başlar: Kişi günün birinde, negatif bir olay yaşar. Korku, acı, üzüntü gibi bir durumla karşılaşır. Daha sonra bilinçaltı düzeyde bu olayı o kadar uzun süre tutar ki, önce küçük çapta korkular başlar ve bu korkular zamanla farkına bile varmadan büyür. Kaygıları ve panik hali olan her insanın hayatında, bu durumun başladığı bir an mutlaka vardır. Bu günü bazen kişi hatırlayabilir, bazen de hatırlamaz ve neden bütün bunları yaşadığına bir türlü anlam veremez. Kişi hatırlasın ya da hatırlamasın, bilinçaltı zihnimiz bu olayı kaydeder ve kişiye sürekli korku halini yaşatır.
Reklam
Korku yüreğinde kanat çırpıyordu. Pan Tanrı her insan gibi ona da panlaşma, yani panik duygusunu hediye etmişti.
Artık dua yerine psikoterapi, okuma yerine televizyon, hafıza yerine bilgisayar var. Ara sıra elektrik kesilip asansörde kalırsanız panik yok. Cep telefonu var.
Hep uykuda olmuştu; şimdiyse hayat kaçınılmaz bir surette gümbür gümbür gelip kapılarına dayanmıştı. Bir yandan kapıları sürgüleyip kilit vurmak için zihinsel bir panik yaşarken, diğer yandan kontrolsüz içgüdüleri kapılarını ardına kadar açıp bu hoş yabancıyı içeri davet etmeye teşvik ediyordu onu.
Hemen üstüne gelen panik duygusuna karşı saldırıyı başlattı ve yüksek sesle bir mantar gibi şunları söyledi: "Benim yapabileceğim hiçbir şey yok, onu kurtaramam, yapabileceğim hiçbir şey yok."
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.