Eneke: Kuş şöyle der ; " İnsanlar ıskalamadan ateş etmeyi öğrendiğinden beri kuşlar da konmadan uçmayı öğrenmiştir.
Reklam
Kırılacak, çok değerli bir şeyin ta yukarıdan yere bırakılıvermesi ve ayaklarının dibinde patlayıp dağılması. Kaybetmek, dehşet. En acısı, eğer kendi bedeninden hayat verdiğin bir insansa bu, acın sonsuza kadar sürecek bir parçalanma duygusuna dönüşüyordu.
Varolma Mücadelesi
Bedenime dayatılan eylem tasalarıyla sokağa saçılıyorum. Yolların, yapıların ve mekânların bir uzantısı oluveriyorum. Gitmem gereken yerler, yapmam gereken şeyler var... Her hareketimde biraz daha parçalanıyor, yeryüzüne yayılıyorum büsbütün. Zaman ilerledikçe, dışarıda kaldığım süre uzadıkça, kendimi toparlamam, yeniden bir araya gelmem giderek imkânız hâle geliyor. Yekpare bir çokluğa dönüşen insanlar bir zorunluluk kipinde karşıma dikiliyor ve bir şeyler bekliyorlar benden ve herkesten. Onlar bekledikçe yaşadığım parçalanma giderek derinleşiyor ve zamanla kökleşerek katı bir bütün hâlini alıyor. Beklemediğim bir anda olabilecek her şeyi beklemeliyim. Bir zorunluluk olarak bulunabileceğim her yerde üzerime yapıştırılan etiketler bana olmam gereken şeyi söylüyorlar. Hayır! Beklemediğim bir an olmayacak! Olgusal olarak insanın bir parçasını olan ben, tanrılarla yarışabilecek bir varolma eylemi içerisinde bulunabilmeliyim. Böylelikle her an her yerde daima tetikte olacağım ve üzerime düşeni yapacağım. Bu benim çokluğu yaşama biçimim olacaktır; ve kendimi var edememe biçimim aynı zamanda...
Sayfa 70 - Bir Çokluk Olarak Ölümün PortresiKitabı okudu
Çok uzun zamandan beri, diri diri parçalanıp dağıldığımı düşünüyorum. Sadece bedenim değil ruhum da kalbimle bir tezat içindeydi. Herhangi bir uyum yoktu aralarında. Garip bir dağılma ve parçalanma yaşıyordum sürekli, bazen öyle şeyler düşünüyordum ki kendime inanamıyordum; bazen de kendime acıyordum, aklım bu durumu kınasa da.
Sayfa 72 - Kırmızı YayınlarıKitabı okudu
Yaşamın kendine özgü bir iç dinamizmi vardır; bu büyüme, dile getirilme ve yaşanma eğilimindedir. Bu eğilimin engellenmesi halinde, yaşama yöneltilen enerjinin, bir parçalanma süreci geçirdikten sonra, yıkıcılığa yöneltilmiş enerjilere dönüştüğü anlaşılmaktadır. Başka şekilde söyleyecek olursak: Yaşama yönelik itkiyle yıkıcılığa yönelik itki, aynı ölçüde bağımsız etmenler değildir, tersine işleyen bir içsel bağımlılık içindedirler. Yaşama yönelik itki ne ölçüde engellenirse, yıkıma yönelik itki o ölçüde güçlenecektir; yaşam ne kadar gerçekleştirilirse, yıkıcılığın gücü o ölçüde azalacaktır.
Sayfa 152
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.