Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Leslie Paul, Annibilation of Man (İnsanlığın Yok Oluşu) adlı kitabında şöyle yazıyordu: Bütün yaşam yok olacak, bütün zihinler duracak ve her şey, sanki hiçbir şey hiçbir zaman olmamışçasına geriye dönecek. Dürüst olmak gerekirse, evrimin uğruna yolculuk yaptığı hedef de budur; çılgıncasına yaşayıp çılgıncasına ölmenin varıp varacağı “ hayırlı" son... Yaşam dediğimiz şey, karanlıkta yakılan ve hemen ardından sönen bir kibritten farksızdır.
652 syf.
9/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Güzel bir kelime oyunlu bu uzun maceranın 20 sayıdan oluşan son cildi. Kapak resmi çok kötü bence ama neyse ki içerik dolu dolu ve renkli. Bruce Wayne'in Bane' e yenilip belini kırdırmasının ardından iyileşme sürecine girişi ve bu sürede Batman'liği Azrael-Jean Paul Valley'e devredişinin ardından yaşananların son kısmını içeriyor bu cilt. Valley dengesiz kişiliği ve şiddete meyli ile Batman'ın yapmamaya yemin ettiği şeyi yapıp can alır. Gördüğü halüsinasyonlar da iyice zıvanadan çıkmasına sebep olur. Valley'i çok vahşi, saldırgan görünümlü bir Batman kostümü içinde görüyoruz. Metal zırhlı bir başlık, keskin metal pençeler ve kollarına monte edilmiş , bir makineli tüfek gibi batarang atan iki silahla donanmış bir giysi içinde bu ölümcül Batman. Wayne'in yokluğunda işleri toparlamak da eski Robin , sonraların Nightwing'i olan ve Batman kostümünü giymek durumunda kalan Dick Grayson ve yeni- acemi Robin Tim'e kalır. Catwoman da kendi usulünce yardım eder tabii. Sonlarda da Wayne - Grayson arasında adeta bir baba-oğul çatışmasına tanık oluruz. Bu ciltte daha önce görmediğim iki kötü adam The Ventriloquist ve Tally Man ile tanıştım. Batman'in kötü adamları gerçekten de bir başka oluyor :) Bu cillte bir de Gotham demiryollarını kullanan bir Bat lokomotifi gördüm ilk kez. Albert'in yokluğunu da konuşma ve postür bozukluğu olan dahi mühendis Harold Allnut dolduruyor.
Batman: Knightfall Vol. 3
Batman: Knightfall Vol. 3Kolektif · DC Comics · 20122 okunma
Reklam
Tembellik rejiminde, bizi saniye saniye öldüren zamanı öldürmek için sürekli ve sürekli temsiller ve tiyatro göste­ rilerine yer verilecek; bu bizim yasa koyucu burjuvalarımız için biçilmiş kaftan. Onları küçük gruplar halinde örgütleye­ ceğiz, panayır panayır, köy köy dolaşacaklar, yasama tem­ silleri verecekler. Uzun konçlu çizmeleri,
OSCAR ADAYLARI 2024 AÇIKLANDI!
EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU Sterling K. Brown Robert De Niro, Killers Of The Flower Moon Robert Downey Jr., Oppenheimer Ryan Gosling, Barbie Mark Ruffalo, Poor Things
160 syf.
·
Puan vermedi
·
18 saatte okudu
"Roman Kuramı bir edebi tür olarak roman üzerine yapılmış ilk büyük sistematik çalışmadır. Kuramlar, sınırları özenle belirlenmiş bir yaklaşım, birbiriyle tutarlı ilkelerin meydana getirdiği bir çerçevedir. Kuramlar bize edebiyat metinlerini hangi yollarla, nasıl okuyacağımıza dair yol gösterir. Kuramı oluşturan tekil örnekler değil, bütüncül bakıştır.
Georg Lukács
Georg Lukács
burada biçimsel ve estetik kategorilerin tarihsel-mantıksal zorunluluğunu, imkanlarını, iç çelişkilerini ve sınırlarını ortaya koyar..
Georg Lukács
Georg Lukács
'ın bu gençlik yapıtı, Walter Benjamin'den Adorno'ya, Paul de Man'dan Edward Said'e kadar birçok eleştirmen ve edebiyat kuramcısı için de her zaman ana kaynaklardan biri olmuştur..
Roman Kuramı
Roman Kuramı
Kant ve Hegel'in felsefeleri ve Schlegel gibi Romantik yazarların düşünceleriyle modern edebiyat kuramları arasındaki en önemli bağlantı halkalarından biridir.
Georg Lukács
Georg Lukács
'ın önemli eseri Roman Kuramı'nı
Orhan Koçak
Orhan Koçak
’ın önsözüyle yayımlıyoruz.
Roman Kuramı
Roman KuramıGeorg Lukács · Metis Yayıncılık · 201984 okunma
Reklam
Proust'un yakın okumanın istemsiz hafızamızı harekete geçirdiğine dair fikri, aralarında Benjamin Franklin, Paul de Man ve Edward Said'in de bulunduğu pek çok düşünürün eleştirilerine ilham verdi.
...Eco son çalışmalarında, çağdaş eleştirel düşüncenin önde gelen çizgilerinden bazılarının -özellikle Derrida’dan esinlenmiş olup, kendini “Yapıçözüm” olarak adlandıran ve öncelikle Paul de Man ile J. Hillis Miller’in yapıtlarıyla bağlantılandırılan Amerikan eleştirisi üslubunun- okura sınırsız, denetlenmesi olanaksız bir “okumalar” sağanağı yetkisi vermesi olarak gördüğü tarzından duyduğu rahatsızlığı dile getirmiştir.
Sayfa 21 - Özellikle şu yapıtta bir araya getirilen yazılara bakınız: Umberto Eco, 1 limiti dell’interpretazioııe (Bompiani, Milano, 1995).Kitabı okuyor
Mən isə onun nə olması barədə neçə vaxtdır baş sındırı- Bax Ürəkbulanma bu imiş. Demək, o, gözə çarpan aşkarlıqdan ram! Onun haqqında belə yüksək fikirlər yazmışam! İndi isə bilirəm: mən mövcudam, dünya mövcuddur və mən dünyanın mövcud oldu- ağunu bilirəm. Vəssalam. Ancaq mən bunların hamısına laqeydəm. de Hər şeyə qarşı belə qəribə laqeydliyim məni qorxudur. Bu həmən bəd gündə, əlimə götürdüyüm çınqıl daşı suya atmaq istədiyim an- dan başladı. Mən artıq daşı atmağa hazır olduğum anda ona baxdım dik və hər şey bundan sonra başladı: mən onun mövcud olduğunu hiss etdim. Bundan sonra Ürəkbulanma bir neçə dəfə təkrar olundu: za- man-zaman predmetlər sənin əlində mövcud olmağa başlayır.
Sayfa 189Kitabı okudu
Eco son çalışmalarında, çağdaş eleştirel düşüncenin önde gelen çizgilerinden bazılarının -özellikle Derrida'dan esinlenmiş olup, kendi "yapıçözüm" olarak adlandıran ve öncelikle Paul de Man ile J. Hillis Miller'in yapıtlarıyla bağlantılandırılan Amerikan eleştirisi üslubunun- okura sınırsız, denetlenmesi olanaksız bir "okumalar" sağanağı yetkisi vermesi olarak gördüğü tarzından duyduğu rahatsızlığı dile getirmiştir. Eco'nun bu kitaptaki konferansları, "sınırsız semiosis" fikrinin yanlış temellük edilişi olarak gördüğü anlayışa karşı bu protestoyu geliştirerek, kabul edilebilir yorumlar yelpazesini sınırlamanın, dolayısıyla bazı okumaları "aşırı yorum" olarak belirlemenin yollarını araştırmaktadır. (Giriş: Stefan Collini)
Reklam
uzun süre yalanlarla kandırılmış bir insan kendisinden saklanan hakikatin çok değerli olduğunu bilir.
Geri19
146 öğeden 136 ile 146 arasındakiler gösteriliyor.