Karşında duran insanı derinlemesine tanımadan, ilgi duyabilirsin ona; hatta sevebilirsin de... Ama paylaşımlar çoğaldıkça, olumsuz yönler su yüzüne çıkmaya başlar.
XPRO PRIZE Vakfı'nın kurucusu ve başkanı olarak tanınan Yunan asıllı Amerikalı mühendis, doktor ve girişimci Peter Diamandis bir keresinde o kadar mükemmel bir cümle kurmuştu ki: “Eğer bugün elinizde bir akıllı telefon tutuyorsanız, bu Amerika Birleşik Devletleri başkanının 1990'lı yılların sonunda sahip olduğu bilgiden daha fazla bilgiye erişiminiz olduğu anlamına gelir.” Akıllı telefonlar yeryüzündeki her bir bireye insanları, politikayı ve iş dünyasını etkileyen paylaşımlar ya da araştırmalar yoluyla elde edilen bilgi aracılığıyla bir etki yaratma fırsatı vermektedir.
Eline üç beş giysi alan, gidip biçare çocukların fotoğraflarını çekiyor, paylaşıyor. Artık çocuklar kanıksamış; elinde bir bot, bir mont, ucuz bir oyuncak gördüğü yabancılara hemen poz veriyor. Oysa unutulan bir şey var, bu çocuklar büyüyecek! Büyüdüklerinde belki bu
paylaşımlar onların hayat seyrini hiç umulmadık şekilde etkileyecek... Üstelik çocuk kaçırılma vakalarına baktığımız zaman kimsesiz görünen ve muhtaç durumda olan çocukların daha dikkat çekici olduğunu hiç düşündünüz mü?
İlişkiler eksik tarafımıza yerleştireceğimiz protezler değil... Bütünlüğümüzü taçlandıracağımız sevgi dolu paylaşımlar, ortaklıklardır. Yaslanmak için değil, güç ve sevgi birliği yaparak çoğalmak için ilişkilere ihtiyaç duyarız.
Müzik dinlemezdi. Neredeyse hiç şarkı ya da türkü bilmezdi. Şiirden anlamaz, bir tek kıta bile bilmez, şiir okumazdı. Hayatı boyunca hiç sinemaya gitmemişti. Kitaplarla arası hiç yoktu. Kitap okuma namına, okul yıllarında yarım yamalak okuduğu birkaç hidayete erme serüvenli yeşil roman ile siyasal İslamcı popüler tarihçilerin çoğu Atatürk düşmanlığıyla, menkıbevi dini anlatılarla ve yalan yanlış bilgilerle dolu birkaç kitabını sayabiliriz. Sağdan soldan duyduğu şeyler üzerinden polemik yapardı. Sosyal medyayı kullanır ancak doğruluğunu teyit dahi etmeden bir sürü şey paylaşırdı. En çok da Osmanlı, ümmet, partisi ve din üzerine paylaşımlar yapardı.
Her kim kendi karanlık gölgesini bilinçli bir şekilde kendini bilmenin nûruna maruz bırakır ve gölgesinden çıkan başkalarına yönelik bilinçdışı yansıtmaların kökünü kazırsa dünyayı şekillendirecek nispette büyük bir görev ifa etmiş olur.