Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
112 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Erken Dönem Romanlarımız ve Tatlı Teknik Aksaklıkları
İlk kadın romancılarımızdan biri olan Fatma Aliye'nin Udi (1899) adlı romanı ilk olarak İkdam gazetesinde tefrika edilmiş. Sunuş yazısında Reşat Nuri'den öğrendiğimize göre, "Çanakkale'de kış gecelerinde, komşu hanımların okuryazarları toplanarak romanı okurlardı. Fatma Aliye Hanım'ın Udi diye bir romanını
Udi
UdiFatma Aliye Hanım · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022792 okunma
Eski Türk topluluklarının özellikle su kaynaklarına (ırmak, göl vs.) ve yaylak-kışlak hayatı üzerinde kurulu bir sistemleri vardı. Bu her boyun kendi insan topluluğu ve ekonomisinin temeli olan hayvanlarıyla birlikte yaşadığı belirli bir alan vardı anlamına gelmektedir. Böyle bir hayat tarzını asalak toplumların yaşadığı ile karıştırmamak gerekir. Bozkırın derinliklerinde doğa ile bütünleşmiş insan gruplarının hayatlarını sürdürebilme mücadelesidir. Tarıma elverişli alanlar bulamayan kabileler büyük sürüler halinde baktıkları hayvanların ürünleriyle hayatlarını devam ettirebiliyorlardı. Üretim fazlalarını da komşu yerleşik topluluklarla değiş tokuş yaparak kendi ihtiyaçlarını giderme yoluna gidiyorlardı. Özellikle at ve koyun ile bu hayvanlardan elde edilen ürünler, Altay Dağları'ndan çıkarılan demir komşularının dikkatini çekiyordu. Tabii ki bozkırda yaşamak çok zordu. Vahalarda, verimli arazilerde yaşamanın kolaylığı ve getirdiği ekonomik zenginlik bozkırda ya­şayan toplulukları her zaman cezbediyordu. Vurgulanması gereken bir baş­ka nokta Eski Türklerin yaşamaya uygun alanlarda yerleşik hayata geçmeleri ve şehirler kurarak, bu hayat tarzında eserler meydana getirmeleridir. Ayrıca kendilerine tarım alanları açarak hem tahıl hem de meyve-sebze yetiştirmiş­lerdir. Dolayısıyla sözünü ettiğimiz Avrasya coğrafyasında bütün Türklerin yaylak-kışlak hayatını sürdürdüklerini söylemek pek doğru olmaz. Kısacası Türkler kendilerine elverişli buldukları alanlarda hayat tarzlarını değiştirdiler, daha kolay ve rahat olan yerleşikliği tercih ettiler.
Reklam
Mısır'ın en az 3500 yıl sürmüş bir tiyatrosu var. Belki de çok da­ ha fazla. 4500 yıl İ.Ö. 4000'den İ.S. 400'e kadar. Bu kadar uzun ya­ şamasına karşılık pek az değişikliğe uğramış bir tiyatro. Din, inanç, gelenek tiyatrosu. Judea'da ise Tevrat var. Kızgın bir güneşin altında din adamlarından, inançlı kişilerden kurulmuş bir alay ilerliyor. Kralın sarayından büyük Osiris Tapı- nağı'na doğru ağırbaşlılıkla gidiyorlar. Bir yanda duygusuz, sessiz bir sfenk, ötede Mısır'ın eski dünya içindeki büyüklüğünü, eziciliğini dile getiren bir piramit, sonrası uçsuz bucaksız çöl.
Sayfa 28 - Mitos Boyut yayınları 2010Kitabı okudu
Anam ve kız kardeşim Akaretler’de 76 numarada ikamet ediyorlardı. Ben diğer bir ikametgâh arıyordum. Benim çocukluğumdan beri bir tabiatım vardır. Oturduğum evde ne ana, ne kız kardeş, ne de ahbap ile beraber bulunmaktan hoşlanmazdım. Yalnız ve bağımsız bulunmayı, çocukluğumdan çıktığım zamandan itibaren daima tercih etmiş ve sürekli olarak öyle yaşamışımdır. Tuhaf bir halim daha var, ne ana, -babam çok erken ölmüş- ne kardeş, ne de en yakın akrabamın kendi zihniyet ve anlayışlarına göre bana şu veya bu tavsiye veya nasihatte bulunmasına tahammülüm yoktu. Aile arasında yaşayanlar pekâlâ bilirler ki, sağdan soldan pek saf ve samimi ihtarlardan kurtulamazlar. Bu vaziyet karşısında iki hareket tarzından birini seçmek zaruridir: Ya itaat, yahut da bu ihtar ve nasihatleri hiçe saymak. Bence ikisi de doğru değildir. İtaat nasıl olur? En aşağı benimle yirmi, yirmi beş yaş farkı olan anamızın ihtarlarına itaat geçmişe dönmek olmaz mı? İsyan etmek, faziletine, iyi niye-tine, yüksek kadınlığına inandığım anamın kalbini ve anlayışlarını altüst etmektir. Bunu da doğru bulmam.
130 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Merhaba arkadaşlar, Okuduğum kitapta nasıl nereden baktığına göre değişiyor. Yaşlı adam ile genç adam arasında insan nedir? İle başlayan konu akıcı bir şekilde ilerliyor. İnsanın doğru bildiği ama duymayı pek sevmediği şeyler konuşuluyor. Ondan dolayı gerçekler ile yüzleşmek isteyen için güzel bir eser. Düşündürücü bir kitap, bana birşeyler kattığına inanıyorum. Ön yargı ile okunulduğu zaman saçmalık diyebilirsiniz keyifli okumalar dilerim.
İnsan Nedir?
İnsan Nedir?Mark Twain · Alfa Yayınları · 202115,1bin okunma
İnsanlar bazen, bir şeyin tümüyle doğru olduğunu sanırlar. Ben öyle şeyleri pek sallamam, ama birileri bana yaşıma uygun davranmam gerektiğini söylediğinde canım sıkılır.
Reklam
Bacon'ın Mağara Putları
Bacon’ın “Mağara Putları” diye adlandırdığı bir de ikinci sınıf yanlışlar var. “Çünkü herkesin, doğanın ışığını kırarak yansıtan, rengini değiştiren bir mağarası, bir ini vardır;” bu, insanın yaradılışı ve beslenişi tarafından ya da beden ve zihninin rûh hâli ya da durumu tarafından biçimlenen huyudur. Bazı zihinler, sözgelişi yaradılıştan analitiktir. Her yerde ayrılıklar görür. Bazı zihinlerse yaradılıştan sentetiktir. Her yerde benzerlikler görür. Böylece bir yanda bilimci ve ressam, öte yandaysa şair ve filozof vardır. Aynı şekilde, “bazı eğilimler eski şeylere sonsuz hayranlık gösterir, bazısı da yeniliğe kucağını açar. Pek az kişi ancak Doğru Orta’da durabilir. Ne eskilerin doğru kurduğu şeyleri bozarlar, ne de çağdaşların doğru yeniliklerini hor görürler.” Hakikat taraf tutmaz.
Bediüzzaman said Nursi mektubat kitabında hilâfet hakkında:
"İslâm'da net bir yönetim biçimi yotur. İslâm'ın üç ana delili ve üç ana kaynağı olan Kur'an, Sünnet ve icma açısından bakıldığında, yönetim şekli hakkında sadece bazı esaslar tavsiye edilmiştir. Bu esaslar ise şûra, meşveret, hesap verebilirlik gibi değerlerdir. Bunun dışında 'yönetim şu şekilde olsun' diye net bir
Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.