Ben bu kitabı okurken,çok fazla altını çizerek veya not alarak okudum. Şimdi sıra kalemi alıp,kağıda dökmek. Üstadın düşüncelerine geçmeden önce kendi düşüncelerimi anlatmak istiyorum. İnsanlığın en güzelinin,en değerlisinin,en sevgilisinin,en merhametli ve en sadığı,bir şair zarafetiyle anlatıldığı tek kelimeyle mükemmel bir kitap. Peygamber efendimiz(s.a.v)'in hayatını bir çok yazarlardan ve bir çok kitaplardan okumuştum lakin Necip Fazıl Kısakürek in o eşsiz anlatımıyla tekrar okumak çok güzeldi.
Peygamberimizin hayatını,gayesini,ufkunu, olayları birbirinden koparmadan kronolojik bir şekilde akıl ve kalp kapılarını aralayarak kimi satırlardan bir tebessümle kimi satırlarda gözyaşları içinde o müstesna hayata tanıklık ediyoruz.
Kitabı okurken bir takım eleştirilerle karşılaştım. Kitabın başından bilimsel tekniklerle hazırlanmış, bir siyer olmadığını Necip Fazıl Kısakürek, eserini takdim ederken belirliyor zaten. Saf iman sahiplerinin okuması için yazdığını ispat ve tespit kaygılarından uzak olduğunu belirtiyor.eserinde söyle başlıyor usta;"İzin ver;onu bir kerede ben anlatayım! İzin ver;herkesin boyuna göre açıldığı bu ufuksus denizde sana yaklaşabilmek degil,fakat kıyılarından yani kendimden uzaklaşabilmek manasına bir kerede ben gücümü deneyeyim!öyle ki,sahili kaybetsem,artık gerilere dönemesem ve sende boğulsam,işte o zaman aradığım hayatın eşiğine ayak basmış olurum.
"onu bukezde bende dinleyin"
Hakında yüzlerce,binlerce kitap yazılmış,
Âlemlere rahmet kainatın efendisini birde benden dinleyin diyor.
GÖNLÜNÜZ DE VE HAYATINIZ DA KALMA DİLEĞİYLE