Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sofistler haklı mıydı?
Arkadaşlar felsefenin Ilk Çağ Antik Yunan dönemlerinde filozoflar bir de Sofistler vardı. Filozoflar nerede alem, eğlence, festival var orada olur insanlar ile sohbet eder ve argümanlar öne sürerlerdi. Bir de Sofistler vardı onlar kötü.. Müydü? Sofistler ise para karşılığında insanlara felsefe yapmayı öğretmeye çalışan kişilerdi. Platon ve Platon'un öğrencileri(ben de bu gruba dahilim) Sofistleri yerden yere vuruyorlardı(zinhar ben öyle bir şey demedim). Lakin günümüzde armchair Felsefe yapan yani masa başı felsefe yapan akademisyenler daha doğrusu üniversitede ders veren hocalar da Sofist olmuyorlar mı bu durumda? Ve Sofistler kadar da felsefe yapma konusunda başarılı da değiller göründüğü kadarı ile. Sofistlere tarihin tozlu sayfalarında haksızlık edilmiştir. Gelin hep birlikte "Hepimiz Menon'uz Hepimiz Sofist'iz" yazılı pankartlar ile sokaklara döküle.. Şaka şaka
_Tanrı, ilk ateisttir. E. Hubbard _Din, gönüllü köleliktir. Herzen _Burada bir ateist yatıyor. Giyinip kuşanmış hazır, ama gidecek bir yeri yok; ne cennet ne de cehennem. Mezar taşı _Çürümüş bedenimden çiçekler çıkacak ve ben de onların içinde olacağım. E. Mumch _Bir zamanlar ateist olmak istemiştim. Artık vazgeçiyorum. Adamların tatili yok! H.
Reklam
_Tanrıları, tıpkı insanlar gibi sevgi ve nefretle harekete geçen, armağan ve kurbanlarla etkilenen duygulu ve zeki varlıklar diye biliriz. İşte, dinin kökeni budur. Dolayısıyla, puta tapıcılığın ya da çoktanrıcılığın da kökeni budur. Tanrısal varlıkları yetkinliğin en son sınırlarına değin yücelte yücelte, sonunda birlik ve sonsuzluk, yalınlık ve
Evvela sormak lazım;"Ben'ini bulabildi mi bu insan? Hakikat tarifine varabildi mi? Varmak nedir ona göre? Ölüm nedir? Ölmüşse şayet, bana oradan bir kanıt sunabildi mi? Sınanabilirlerin en mühimi olan iki şeyi -yaşamı ve ölümü- sınamışken hazır bu insan, oradan mana taşırabildi mi? Haklı mıydı bari? Söylesene Marks, haklı mıydın? Sartre, Camus, Hegel, Descartes, Kant, Heidegger, Husseri, Lenin, Platon, Aristotales, Socrates, Hobbes, Spinoza, Leibniz, Russell, Wittgenstein, Nietzsche, Rousseau... haklı mıydınız? Cevap yok mu? Keşke, ölümden sonra soracağımız bu soruyu hesaba katarak bir cevap vermek üzerine kafa yorsaydınız. Keşke yanıtsızlığınızın yaptıklarınızı manadan mahrum bırakacağını bilseydiniz. Keşke, derin olmak ile makul olmak, öze hizmet etmek ile öze lanet etmek arasındaki ayrıma baksaydınız biraz da. Sanırım bilmiyor değildiniz ölümü. O sizin için dahi hakikat olmaktan uzak değildi. Son nefesinizi vermeden muhakkak kendi hakkında size bir kanıt sunmuş olmalı. Söyleyin öyleyse; neydi ölümü hakikat kılan? Kulağınıza son anda ne fısıldadı öyle? Aranızda ne geçti? En çok ne hissettiniz? Son nefes ile ölüme ilk adım arasında nasıl bir sınır vardı? Söyleyemezsiniz değil mi? Çünkü ölüm susturucudur. İradeye ve yaşama boyun eğdirir. Kimi, nasılı, niçini yoktur. Sözün bittiği yerdir ölüm.
Sayfa 172Kitabı okudu
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Yazdığıma Pişmanlık duyduğum bir inceleme. Keşke olmasaydı
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in Savunması
incelemesini, depreme savunmasız olarak yakalanan kardeşlerime atfediyorum. Ölüm bir gerçek ama yine de geliş şekli ürkütüyor bizleri. Bir avcının (ölüm meleğinin) sokaklarımızda, köylerimizde, şehirlerimizde bu kadar kolay avlanıyor olması insana ağır geliyor işte. Hepimiz ölecez, bu değişmez kanuna boyun eğecez elbet. Ama
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in SavunmasıPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202052,8bin okunma
Reklam
Platon Atinalılara demokrasinin insanları eğitmesi gerektiğini söyledi. insanlar ca­hilse, dedi, onlardan daha bilgili olanlar zorbalaşıp onlara ne yap­ maları gerektiğini söylerler. Platon haklı mıydı? Bu konuda biraz fikir yoralım isterseniz. Size, hırsızlık veya mül­kiyet hakkında hiçbir şey öğretilmediğini farz edin. insanların bir şeylere sahip olma ve onları elinde tutma haklarının olduğunu bilmiyorsunuz. Kimse size çalmanın ne olduğunu anlatmamış. Bu konuda tamamen cahilsiniz. Diyelim bir LEGO seti almak için elinizde beş lirayla mağaza­ ya gidiyorsunuz. Yolda karşınıza komşunuz çıkıyor. Yaşça ve fizik olarak sizden daha büyük olan komşunuz beş liranıza el koymayı planlıyor. "Hey!" diyor. "Bugün çarşamba olduğunu bilmiyor musun?" "Ne olmuş?" diyorsunuz. "Şey;' diyor o da. "Çarşambaları bütün küçük çocukların parala­rını büyük çocuklara vermeleri gerekir. Bu bir kanundur! Eğer bana paranı vermezsen, kanunları çiğnemekten hapse girersin:' Siz doğru olanı yapmak istiyorsunuz. Kimse de size böyle bir kanun olmadığını anlatmamış! Bu yüzden paranızı uzatırsınız, komşunuz da alıp gider.
29 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.