Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şiirin aşkı yok etme yeteneğini ilk kim keşfetti merak ediyorum doğrusu! I wonder who first discovered the ability of poetry to destroy love!
Sayfa 47 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları XLVII. BasımKitabı okudu
Reklam
The Greatest Living Author, Karl Shapiro, 1960 - v.
I call Henry Miller the greatest living author because I think he is. I do not call him a poet because he has never written a poem; he even dislikes poetry, I think. But everything he has written is a poem in the best as well as in the broadest sense of the word.
Grove PressKitabı okudu
Film Önerisi: Poetry (2010)
« Kendi deyişiyle çiçekleri seven, acayip acayip konuşan şair damarı olan biri Mija. Bir gün kolunun uyuşuyor olması şikayetiyle doktora gidiyor ve alzaymır belirtileri gösterdiğini öğreniyor. Çok geçmeden de hastalığın başlangıcında olduğu ortaya çıkıyor. Hastalığı pek de ciddiye alınmıyor gibi görünen Mija’nın kelimeleri unuttuğuna, bir şeyleri karıştırdığına birkaç kere tanıklık ediyoruz. Bir gün rastlantısal olarak bir duvar üzerinde gördüğü ilanla beraber şiir yazmaya karar veriyor Mija. “Edebiyat yazmaya Kursu - Siz de şair olabilirsiniz". Kursa kaydını yapan Mija büyük bir merak ve tutkuyla derslere katılmaya ve bir şiir yazmaya çalışır. Bir gün beraber yaşadığı 14-15 yaşlarındaki torununun arkadaşlarından birinin babası kendisini arar ve öğle yemeğine davet eder. Davette torunun diğer beş arkadaşının da babasıyla karşılaştığında, çok geçmeden bu toplanma sebebinin pek de hayırlı bir sebepten olmadığını anlar. Torunun da içinde olduğu altı öğrenci, sınıflarındaki Agnes Park Heejin adındabir kıza aylarca tecavüz etmiş ve en sonunda intihar etmesine sebep olmuşlardır. Tüm bunları öğrenen Mija, bu ana gelmeden evvel filmin erken sahnelerinde hastaneden çıktığında hastane önünde bir kadının intihar eden çocuğu için çılgına dönmüş, neredeyse sanrılar içinde söylendiğini ve ağıtlar yaktığını görmüştü. Kadını ve kızını aklından çıkaramayan Mija, bu sahnede de torunun bundan sorumlu olduğunu öğreniyor. »
Sayfa 99 - Poetry (2010), Tugay KarakuzuKitabı okudu
Pound'un 1913'te, Poetry (Şiir) dergisinde bizzat söylediği gibi, "İngilizcedeki hemen tüm vezin-sanatının gelişimi, Fransızlardan çalıntı yoluyla" sağlanmıştı.
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
“O, karanlık bir mağaradaki kör bir adam için ilk görüşte aşktı.”
Dişimizin Zarı (1958 tarihli yazı)
MAKALE - 16: The Signs of Secular: Myth and Symbol in Sezai Karakoç’s Poetry “Laleli’den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız. İşte yeni şiiri özetleyen bir mısra. Bu artık klasik şairin yolculuğuna benzemiyor. Klasik şair, azgın davetle neredeyse toprağın sonuna gider. Uçmak, kayıp gitmek, kaçıp dönmemek şartıyla. Orhan Veli akımında ise insan, Laleli’den çıkar bir yolculuğa ve tramvaya atlar; ama mutlaka Sirkeci’ye gider. Yeni gerçekçi akımda ise (çünkü bence, yeni akım, bir çeşit neo-realist akımdır), Laleli’den çıkar yolculuğa tramvayla ama dünyaya gider. Ben’in en küçük davranışı bile büyük bir haber gibidir. Yaşamı vardır ve önemlidir ama bir haber olarak. (…) Zaman önemini kaybetmiştir, insandır hep bu şiir. İsa ve İncil varsa bu şiirde, mistik ya da dinî bir şiir sanmayın. Tam anlamıyla laik bir şiirdir. Din bir dekor, ya bir benzetim ya bir sondaj aletidir. Yaşamayı çekip çıkarmak için bir alet” (Karakoç 1986b: 27-28).
Sayfa 376 - TDED YayınlarıKitabı okudu
"You see, we're all savages, more or less. We're supossed to be civilized and cultured - to know all about poetry and philosophy and art and science, and so on; but how many of us know even the meanings of these names?"
Sayfa 56
575 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.