Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
335 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Oldukça güzel bir tarihi eser. Abdülhamid Han hakkında bilinmeyen pek çok noktayı detaylı bir şekilde belgeleri ile ortaya koyan bir eser. Özellikle siyasi dehası ve manevraları, ayrıca insani vasıfları ve diğer kişilik özellikleri ile çok farklı bir portre sunuyor okuyuculara. Bilinenin dışında bir sultan olduğunu öğretiyor. Mutlaka okunması gerekenlerden.
Abdülhamid'in Kurtlarla Dansı 1
Abdülhamid'in Kurtlarla Dansı 1Mustafa Armağan · Timaş Yayınları · 20183,716 okunma
223 syf.
9/10 puan verdi
Gogol ile tanışmama vesile olan 6 öyküden oluşan(Biri hariç diğer hepsini beğendiğim) edebi dil bakımında çok güzel olan genelde insanın olumsuz yönlerini ele almış. Bazı hikayelerin kurgularına bayıldım. Okuyan birisinin kesinlikle kendine bir şeyler katabileceğini düşündüğüm bir eser. Özellikle beni etkileyen Neva bulvarı , Portre , Palto ve Bir Delinin Anı Defteridir.
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201955,5bin okunma
Reklam
284 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Etkileyici bir distopya. Gerçekten de distopik dehşet verici bir portre çizmiş başarılı, sürükleyici bir roman. Okumadıysanız okumanızı tavsiye ederim.
Topaç
TopaçGülayşe Koçak · Kanat Kitap · 200437 okunma
Ailenin ve aşkın gücüne dair muhteşem bir roman… Çok sevdiği karısı Mikaela geçirdiği bir kaza sonucu komaya girince Liam’ın dünyası başına yıkılır. Liam karısının bir daha asla uyanamama ihtimaline rağmen hem umudunu yitirmemeye hem de çocukları için güçlü olmaya çalışmaktadır. Günlerini Mikaela’nın baş ucunda oturup ona hatıralarını ve sevgisini anlatarak geçirmekte, bir mucize, bir umut ışığı görmek için dua etmektedir. Fakat daha sonra karısının geçmişine dair beklenmedik bir şey keşfeder: Mikaela ilk evliliğini dünyaca ünlü bir film yıldızı olan Julian True’yla yapmış ve görünüşe bakılırsa onu hiç unutamamıştır. Liam yalnızca eski kocasının ismine tepki veren karısını hayata döndürmek için her şeyi göze alarak Julian’ı kasabaya çağırır. Birlikte kurdukları o sıcacık aile ortamının acı verici sırlarla dolu olduğunu öğrenmek Liam’ı paramparça eder. Hayatlarına giren bu yeni gerçekle birlikte umutlar, acılar ve hayal kırıklıkları birbirine karışacak, bazı şeyler sonsuza dek değişecektir. Gümüş Gözyaşları, aşk uğruna her şeyini riske atmaktan çekinmeyen sıradan bir adamın hikâyesini anlatırken evliliğe ve bağlılığa dair dokunaklı ve akıllardan çıkmayacak bir portre çiziyor.
256 syf.
4/10 puan verdi
Biliyorum zamanlamam manidar ama durum sandığınız gibi değil. İş yerimde yaklaşık bir aydır okunmak için sürünüp duruyor bu kitap. Aslında kitap demek de pek doğru değil. Küba Devriminden sonra Güney Amerika'nın tamamında devrim gerçekleştirme hayali ile Bolivya'ya geçen Che'nin 7 Kasım 1966'dan öldürülmesinden bir gün önceye (7 Kasım 1966) kadar
Bolivya Günlüğü
Bolivya GünlüğüErnesto Che Guevara · Say Yayınları · 2012312 okunma
350 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Deliduman.. Hepimizin içinde vardır bir deliduman,hepimiz kaybetmişizdir çünkü.En başta da kendimizi...Bizi bizden çaldılar çünkü.Biz böyle değildik..Biz her elini attığı işi yüzüne bulaştıracak insanlar değildik.Hayattan bıkacak insanlar değildik.Biz her şeyi sevecek insanlardık,her şeyden nefret ettirdiler.Bizi insanlar için ölecek kadar onları sevip,onlardan kıyı köşe kaçacak kadar birbirimize düşman ettiler. Ve şimdi hepimizin içinde barikatın arkasında yumruğunu sallayıp bağırmayı bekleyen bir deliduman var.Her şeye,herkese; nefretini,öfkesini kusmayı bekleyen..Çünkü deliduman boşuna yazmadı "kırılan bütün kalplerin hesabını soracağız" diye.Çünkü kırılan bütün kalplerin hesabını soracağız!Şimdi senin içindeki deliduman belki geçenlerde Gezi'de aynı barikatın arkasında yan yana bizim delidumanla beraber haykırdı,belki daha haykırmadı haykıracak.Belki daha ondan haberdar bile değilsin,belki daha geçenlerde oturup karşılıklı içtiniz. Emrah Serbes o delidumanı anlatmış işte.Kırılan bütün kalplerin hesabını birlikte soracağımız delidumanı.Aman ha yanlış anlaşılmasın.Serbes onu yaratmamış bize ayna tutmuş.Keşke anlatımı daha derin edebi incelikler taşısaymış,daha derin bir ruhsal portre çizip bu portreyi imgelerle sanatlarla bezeseymiş.Buram buram isyan koktuğu gibi buram buram edebiyatta koksaymış o zaman belki bu yüzyılın eseri olabilirmiş;çünkü bu bizim hikayemiz,bu yüzyılın insanının hikayesi.Fakat yine de kırılan bütün kalplerin hesabını soracağız!
Deliduman
DelidumanEmrah Serbes · İletişim Yayıncılık · 20204,531 okunma
Reklam
1980’li yıllardan sonra düşünce hayatımızın genel özellikleri köklü olarak değiştirilmiştir. Bu ülkede yaşayan insanlar bir bütün olarak düşünceden, sistematik fikirden, ideolojilerden, estetikten, etikten, bilimden uzaklaştırılmıştır. Bu yıllarda insanların temel referans kaynakları önemli oranda yerle bir olmuş, bunun yanı sıra okuma edimi köklü
ARA GÜLER 100 YÜZ “100 YÜZ”, Ara Güler’in Türk Edebiyatından 100 edebiyatçının portre fotoğraflarını çektiği ve her edebiyatçının eserlerinden kısa bir örnekle zenginleştirdiği yazar fotoğrafları kitabı. Ara Güler, kitabın arka sayfasında şöyle yazar; “Eğer ben bu insanların fotoğraflarını çekmese idim, Türk Edebiyatı yüzsüz(100 süz)
320 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Fi bir girişti bu seride, Çi ise gelişme ve bence ayrıca sonuç. Bu fikre elbette ki Pi'yi okuduktan sonra varabildim. :) Bu seride iki karakter var: Deniz ve Özge... Özge yaşadığımız çürük (maalesef) sistemi, kendini dahi yaralayacak kadar (insan acı çektikçe insan çünkü) sert, bir o kadar da net ve doğru sözlerle ortaya koyuyor kendi farkındalığı artarken. Deniz ise sistemin farkında fakat kendini ve çevresini sistem dışında tutmaya çabalarken (Fi'de) aldığı yarayı iyileştirmek için kendine dönüyor ve sistemi yerle bir etmek isteyen bir kişinin adımlarını atmaya başlıyor Çi'de. Göksel, Ada, Duru, Can, Sadık ve diğerleri sistemi gözünüze adete sokmak için yaratılmış kuklalar. Sadık'ın Özge ile olan diyalogları sistemi yaşamaya mecbur (!) insanın imdat çığlıkları gibi, fakat sistem kadar güçlü değil. Göksel, sistemin şiddet yönünü oldukça başarılı aktaran bir portre. Göze en son çarpan Ali ise sistemin farkında ve bunun karşısında kendi çıkış yolunu bulmuş bir karakter. Kitaptaki "farkında ideal insan" olarak tüm seride sessiz sessiz çığlık atıyor, bekliyor başta Bilge'nin ve diğerlerinin bu noktaya ulaşabilmelerini. Çağırmıyor çünkü biliyor herkes kendi engellerini aşmak zorunda oraya varabilmek için. Yani... Çi daha güçlü söylüyor sözlerini...
Çi
ÇiAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201415,1bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Öğrencilerini okumaya, yazmaya yönelten, yönlendiren ve dahası öğrencilerinin ruhsal sıkıntılarından anlayan bir öğretmen. Gerçekten ihtiyacımız olan bir portre. Okunası kitaplardan.
Ölü Ozanlar Derneği
Ölü Ozanlar DerneğiN. H. Kleinbaum · Nokta Yayınları · 200326,2bin okunma
Reklam
“Kitabı bitirdiği zaman, ateşli bir Gorki hayranı olmuştu. Bulduğu bütün kitaplarını bir çırpıda okudu Gorki’nin. Hepsini beğendi. Fakat Benim Üniversitelerim başkaydı. Oscar Wilde’ı unutmuştu; edebiyatın sadelikten başka bir şey olmadığına karar vermişti. Kitaplardaki fotoğraflarını büyüttü Gorki’nin. Birkaç portre yaptı. Çini mürekkeple çizdiği portre bende durur. Benim Üniversitelerim’i yatağının başucuna koymuştu. Akşamları, yatağa girince, kutsal bir kitapmış gibi ondan sayfalar okurdu. ‘Düşünün bir kere Esat Ağabey,’ diyordu. ‘İntiharını o kadar sade bir biçimde anlatıyor ki; çarşıdan dört toplu bir tabanca satın almış. Kalbine isabet ettirmek için sol göğsünün altına ateş etmiş: sadece ciğerini delmiş. Bundan samimi anlatılabilir mi?’ Bilmiyorum kaç kere okudu kitabı. Durmadan: ‘Benim İncil’im bu kitap,’ derdi. ‘Gorki’yi kendime benzetmek isterdim ama, rıhtımda un çuvallarını bir taşıyışı var: nerede bende o kuvvet?’ Rus yazarlarına hayranlığı böyle başlamıştı.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.