Yıl 1345… Baron Sir Roger, Fransa’ya karşı savaşan Kral 3. Edward’a katılmak üzere bir ordu topladığı sırada Ansby köyünün semalarında dev gibi gümüş renkli bir gemi belirir ve köyün yakınına iniş yapar…
Wersgorlular daha önce fethettikleri tüm gezegenler gibi burayı da kolayca ele geçireceklerini sanarlar… Fakat burası Dünya ve karşılarında gözüpek İngiliz Sir Roger vardır…
Sir Roger birisi hariç tüm Wersgorlar’ı öldürür ve kalanıda gemiyi kumanda etmesi ve krala yardım için kendilerini savaş alanına taşıması için kullanıcaktır…
Tüm köylü tüm ordu ve hayvanlar devasa gemiye yüklenir ve herşey başlar… Kendilerini kandıran Wersgorlu hepsini uzayda kendi egemenlikleri altında bir gezegene götürmüştür…
Sir Roger’ın inanılmaz azmi, kurnazlığı ve blöfleri sayesinde tüm dezavantajlar lehine dönecektir ve fetih üstüne fetih yapacaktır… Fakat herşey böyle mükemmel mi devam edecek?
Tüm bilim kurgu kitaplarından farklı inanılmaz eğlenceli bir kitap… Sir Roger karakterine bayılacaksınız :)
“Weinbaum, Bir Mars Destanı’yla birlikte sempatik uzaylıyı icat etti. Bilimkurgu onunla birlikte bağnazlıktan uzaklaştı.” –Ursula K. Le Guin
“Bilimkurgu alanında klişelerden kurtulup özgün hikâyeler üretebilen tek yazar. Büyük bir hayranıyım.” –H. P. Lovecraft
“Weinbaum, var olmak için kendi sebeplerine sahip dünyadışılar yaratan ilk yazar.”
En sonunda Marslıları bulduk, uzay birbirimize yetmedi bir de savaştık. Ha o da yetmedi bir de yenildik. Şimdi kendi gezegenimizde özgürlüğümüz yok.
Uzay adamı David de savaştan evine döner ancak Marslılar onun evine karargah kurmuştur. Zamanla onsan David'le marslı komutan Regelin farklılıklarının arkasını görebilmeye başlarlar.
Sonrası ise süper gelişti. Aksiyon ve gizem dolu hikayeye dalın gitsin.
BİLİM VE KURGUNUN kaynaştırılması bazen ilginç sonuçlar ortaya çıkarıyor. Hayat mı sanattan esinleniyor yoksa tam tersi mi, ayırt etmek zor. Mesela Kurt Vonnegut Jr., Satürn'ün en büyük uydusunda atmosferik koşulların o kadar sert olmadığını öne süren The Sirens of Titan (Titan'm Sirenleri) adın da örnek niteliğinde muhteşem bir roman yazdı. Birkaç sene önce aralarında benim de olduğum bazı gezegen bilimcileri, Titan'm yoğun bir atmosfere sahip olabileceğine ve hava sıcaklığının beklenenden daha yüksek olabileceğine işaret eden kanıtlar sununca birçok kimse bana Vonnegut'un bilimsel öngörüsünden bahsetti. Ama Vonnegut Cornell Üniversitesinde fizik eğitimi aldığı için astronomideki son bulgulardan doğal olarak haberdardı. (Önde gelen bilimkurgu yazarlarının çoğu bilim veya mühendislik eğitimi almıştır; örneğin Poul Anderson, Isaac Asimov, Arthur C. Clarke, Hal Clement ve Robert Heinlein.) 1944'de Titan'da metan atmosferi keşfediliyor, böylece Titan güneş sisteminde atmosferi olduğu belirlenen ilk uydu oluyordu. Birçok benzer vakadaki gibi burada sanat hayattan etkileniyordu.
PKD'nin dokuz öyküsünden oluşan bu kitabı tavsiye ederim. Ölmeden önce yüzlerce öykü yazmış olan PKD'yi sallasan ne öyküler çıkar. Hepsini çevirmeleri dileğiyle. Bilimkurgu öyküleri sevenler kaçırmasın.
Gizli GözPhilip K. Dick · Karizma Yayınları · 199945 okunma
Charles G. Waugh ve Martin H. Greenberg tarafından oluşturulan bu derlemenin orijinal dildeki basım tarihi 1997. Kısa bir süre sonra dilimize kazandırılan ve Karizma Yayınları tarafından 1999 yılında kitapseverlere buluşturulan bu derlemede 9 öykü bulunuyor.
Bilimkurgu türünün önde gelen yazarlarını bir araya getiren derlemede bilimkurgu
KONUSU
Uzay aracı Leonora Christine’in destansı yolculuğu, onu ve elli kişilik mürettebatını yaklaşık otuz ışıkyılı uzaklıktaki bir gezegene götürecek. Ancak, gemi ışık hızına yakın hızlanacağı için, gemidekiler için öznel zaman yavaşlayacak ve yolculuk yalnızca birkaç yıl sürecektir.
Geminin yıldızlararası bir toz bulutuna çarpması her şeyi değiştirir. Yavaşlama sisteminin hasar görmesiyle artık gemiyi durdurmanın bir yolu yoktur. Işık hızına, yani Tau Sıfır’a ulaştığında, gemi zamanı ile dış zaman arasındaki fark hayal edilemez boyutlara ulaşır. Çağlar ve galaksiler hızla geçiyor ve Leonora Christine’in mürettebatı bilinmeyene doğru hızla ilerliyor.
DÜŞÜNCELERİM
Öncelikle tarz olarak ilginç bulduğum bir kitap oldu. Hikayenin ilerlediği iki kol var. Geminin uzaydaki yolculuğunu açıklayan kol oldukça detaylı, bilimsel terim dolu ve hard science fiction kuruluğunda. Diğer kol ise mürettebat arasındaki ilişkilere odaklı; psikoloji, aşk ve drama ağırlıklı. Benim için sorun olmasa da bu iki ucu birlikte işlemesi herkese hitap etmeyebilir.
İlk çeyreğinde inanılmaz sıkılmama rağmen kitabın geri kalanı sürükleyiciydi. Konunun epikliği hayranlık uyandırıcıydı ve mürettebatın sonu ne olacak diye merakla okudum. Biraz daha az kuru bilim ve biraz daha az aşk draması ile favorilerim arasına girecek bir kitap olurdu.
2000 yılında, Us Yayıncılık‘ın "Bilimkurgu Dizisi" kapsamında çıkardığı kitaplardan biri Mikromega. Yine aynı yayınevinden çıkan bir başka öykü derlemesi
Sus Projesi‘ne yakın çevirmen kadrosu ise şöyle: Akın Akıncı, Aylin Uzmaner, Bora Dursun, Emir Gümrükçüoğlu,