Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
3 Mayıs - Ötüken, 11 Nisan 1973, Sayı: 5 Bundan 29 yıl önce Ankara'da yapılan bir yürüyüş, bugün farkına varılmamış olmakla berâber, Türk târihinin gidişi üzerine son derece tesirli olmuştur. Havadaki zehirli gazla boğulacak hâle gelmiş bir insana oksijen verilmesi, aşırı hummâ içinde kıvranan hastaya bir antibiyotik şırıngası yapılmasının
  MALAZGİRT’İN 900. YILDÖNÜMÜ VE MİLLÎ KÜLTÜR Hüseyin Nihal Atsız Geçmişi anmak insanlara mahsus bir iştir. Hayvanlar geçmişi düşünmez. Onlar yalnız içinde bulundukları ânın kaygısındadır. “Geçmiş” ne kadar kusurlu olursa olsun bugün ve yarın için vereceği derslerle, göstereceği ibretlerle ihmaline imkân olmayan bir kitap, insanlara milletlerin
Reklam
Devrimci bir çağ eylemci bir çağdır; bizimkisi ise reklam ve propaganda çağı. Gerçekte vuku bulan hiçbir şey yoktur ama her yerde propaganda vardır.
Sayfa 52
KRAL OLACAK KİŞİ Krallığa Giden Yol Hastalıklı bir çocuktu, ancak birkaç yıl ömrü kalmıştı. Kral Murşili' nin dördüncü oğlu için koyulan teşhis buydu. Ancak daha sonra iyi haberler geldi. Kral uyurken en büyük oğlu, gele­cekteki kral, Muvattalli rüyasında krala tanrıça İştar'dan bir mesaj getirdi: Eğer kral hastalıklı oğlunu İştar' ın hizmetine
Türkçülük bir ülkü, siyaset ise iktidara geçme taktiğidir. Bu sebeple bir ana inanç ve ana düşünce olan ülkü asla değişmediği halde siyaset yani taktik her zaman değişir. İnsanlar iktidara geçmek için partiler kurarak çalışırlar. İktidara geçmek oy kazanmakla mümkün olduğu için oy sahiplerinin fikrini ve gönlünü almaya uğraşırlar. Bunu sağlamak
Mühim sorular
Bilindiği gibi mektepler, millî kültürün işlendiği ve "çağı hayran bırakan" millî eserlere ulaşmasını temin eden müesseseler iken, neden bizim "okullarımızda" millî ve mukaddes değerlerimizden kaynaklanan bir "estetik eğitimi" yoktur? Neden çocuklarımız, kendi şiirine, musikisine, mimarisine, nakış ve tezhib dehâsına yabancı bırakılmaktadır? Neden hattatlarını, nakkaşlarını tanımamakta; neden Müslüman-Türk'ün "bediiyatından" (estetik telâkkilerinden) habersiz kalmaktadır? Neden radyo ve televizyonlarımız, neden basın ve yayın organlarımız bizim kültür ve medeniyetimizin silkinip ayağa kalkmasına yardım etmemekte; neden yabancı kültür ve medeniyetlerin propaganda sahası biçiminde işlemektedirler? Bütün bu soruların cevabını kim verecek?
Reklam
Küreselleşme İdeolojisi ”Modernleşme, Batılılaşma, Avrupalılaşma, Postmodernlik, Demokrasi: Bilgi Çağı, Siber Uzay Çağı, Uygarlaşma, Liberalizm, Kapitalizm, Muhafazakârlık, Dinler Arası Diyalog, Medeniyetler İttifakı, İdeolojilerin Sonu” hangi adla anılırsa anılsın Batı medeniyetinin hegemonyasını artırmaktan başka bir şey değildir. Ve sorunda zaten buradadır. Batı, ideolojilerin sonu diyerek Küreselleşmeyi propaganda ederken aslında yaptığı kendi ideolojisini dayatmaktır. “İster küreselleşme veya postmodernizm ister tarihin veya ideolojinin sonu olsun, bunların her birinin ideolojide eleştirdiği şey genellikle bizatihi ideolojik bir özelliğe sahiptir. Her bir tez, rakiplerinden üstün siyasî fikir ve değerler dizisini şekillendirmeye ve kendi nihai zaferini öngörmeye çalışır. Tarihin yetkisi, ister sosyal reformizm, liberal demokrasi, müzakereci demokrasi ister küresel kapitalizm olsun, tek bir ideoloji veya inancı geçerli kılmaktır ve bütün diğer siyasi inançları gözden düşürmektir. İdeolojinin nihai ölümünü müjdelemek yerine bu tür iddialar, daha çok, ideolojik tartışmaların hâlen canlı ve ideolojinin devam eden ve bitmeyen bir süreç olduğunu göstermektedir.”10
Her gün birbiri ardına ikna edici mesaj bombardımanına tutuluyoruz. Medya dünyasından gelen bu çağrılar argümanın haklı ve tutarlı olmasından değil,sembollerin ve en temel insanî hislerimizin manipülasyonu vasıtasıyla ikna edici oluyor, iyisiyle,kötüsüyle, içinde yaşadığımız çağ bir propaganda çağı.
103 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.