Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Kitap yorumum
SAKIN YALAN SÖYLEME
Sakın Yalan Söyleme kitabının yorumuyla sizlerleyim. Kan donduran olayları okumaya hazır olun! Sırların açığa çıktığı an neredeysen küçük dilimi yutacaktım Gerilim hiç bitmiyor ve yüreğimin sıkıştığını hissettiğim bir okuma oldu. Hiçbir şey görüldüğü gibi masum değil.
Sakın Yalan Söyleme kitabından bahsedecek olursam;
Andrey Yefimıç, tiyatronun, müziğin olmadığı; hatta sohbet edeceği tek bir akıllı adam bulamadığı küçük bir kasabadaki tımarhanede doktorluk yapar. Üstelik mesleği de kendi seçimi değil, babasının isteğidir. Kendisi bir papaz olmanın hayalini kurmuş lakin babasının dediği olmuştur. Hayat sıkıcıdır, kasaba ölüdür. Dedikodu yapıp, iskambil oynayarak
Topluma ayak uydurmadığınız için dışlandığınız oldu mu? Herkesin yaptığını yapmıyorsunuz diye çeşitli ithamlara maruz kaldınız mı? Fazla sorguluyor, düşünüyor, iyimser ya da uysal olduğunuz için eleştirildiğiniz oldu mu hiç? Peki ya sen değilsen de etrafındaki bazı insanlara böyle atıflarda, bakışlarda bulundun mu? Onlar için böyle düşündün mü?
“Çünkü gelecek, istediğim renklerle boyamak üzere hâlâ benimdi. Özgürce karar vermek, istersem değiştirmek üzere hâlâ benim...”
#Kitap = Mısırlı yazar Nevâl El-Seddavi’nin 1987’de basılmış olan “Sıfır Noktasındaki Kadın” kitabı, feminizm edebiyatının mihenk taşlarından biri ve gerçek bir hayat hikayesini konu alıyor. Aktivist ve psikiyatrist olan yazarın daha sonra mahkum olarak gireceğini bilmeden “Mısırlı Kadınlarda Nevroz” adlı araştırmayı yapmak üzere gittiği Kanatır Cezaevide tanışma fırsatı bulduğu Firdevs’in hayat hikayesini sayfalara akıtmasını görüyoruz.
🪄Adam öldürmekten hüküm giymiş, hakkında idam kararı verilmiş olan Firdevs’in infazına saatler kala Seddavi ile görüşmesine ve yaşadıklarını anlatmasına tanık oluyoruz. Firdevs ataerkil sitemin içinde hiç var olamamış, fahişe olarak nitelendirilen kadınlar arasında yer almaya mecbur bırakılmış insanlardan. Doğduğu andan itibaren çevresindekiler tarafından defalarca fiziksel ve psikolojik tacize, şiddete maruz kalmış; hor görülmüş ve kendine ait bir odası olmamış kadınlardan. Kendini var etmeye ve kurtarmaya çalışan bu kadın toplum tarafından itilip, felakete sürüklenerek adeta ölüme terk edilmiş.
🪄Tek oturuşta bitirdiğim, uzun süre etkisini üzerimden atamadığım bir kitap oldu. Maalesef coğrafya kaderdir sözünü iliklerime kadar hissettim. Günümüzde aynı kafa yapısına sahip insanlarla yaşadığımı bilmek beni daha çok üzdü. Gerçek bir hayat hikayesi olması ve bir kadının gözünden bir toplumu gördüğüm bu kitabı herkese tavsiye ediyorum. Firdevs gibi kadınların daha mutlu olduğu bir geleceğe ulaşmak dileğiyle. İyi okumalar dilerim.
ORMAN KLİNİĞİ'ne hoş geldiniz
Psikoterapi ve Psikosomatri Psikiyatri hastanesi
Geniş klinik arazisindeki hız limiti saatte yirmi kilometreyi gösteriyordu ,ama Dr. Ellen Roth'un hız göstergesindeki ibre neredeyse elliye yaklaşmıştı.
Yukarıdaki sözcüklerle başlıyor kitap ...
Orman Kliniğinin yedi numaralı odası zor vakalara ayrılmış özel bir odadır .Bu odada özellikle yakınlarından şiddet görmüş,tecavüze uğramış zor vakalar kalmaktadır.Hastanede bu hastalara :''Özellikle İlginç Vaka '' adı verilmiştir.
Ellen bu vakalarla ilgilenirken , bu hasta kadınlardan biri , kendisini ,kara adamlardan korumasını istediğini ,Mark 'a söyler.
Mark ,Ellen'in çalışma arkadaşıdır. Mark , Ellen'in yaşadığı olaylara kendisini kaptırmamasını ister.
Aslında Yedi Numaralı oda , uzun zamandır boştur . Uzun zamandır o odada kimse kalmamıştır .
Kitabın sonlarına doğru , on yaşına girmek üzereyken , Lara Bauman 'ın küçükken yaşadığı ,kendisi üzerinde büyük izler bırakan olayları , genç kızlığında bu olayların etkisinden kurtulmak için adını Ellen olarak değiştirip yaşamına devam etmesini , ama olanlardan sürekli kendini sorumlu tutmasından dolayı FÜG rahatsızlığının ileri seviyelerinde yaşamaya devam etmesini ,çalışırken geçmişinde yaşadıklarından kurtulamayışını , çocukluğundaki yer ve olayları zaman zaman hatırlayıp ,içinde bulunduğu yer ve zamandan farklı bir zamanda yaşamasını ilgiyle okuyacağınızı tahmin ediyorum.
372 syf.
·
Puan vermedi
Yazarın TED-X konuşması: youtu.be/yK7PsjTRfwY
Kitaba nereden başlayacağımı bilmiyorum, bundan sonra kime güveneceğimi de bilmiyorum, çünkü kitap çok derin etkiler yarattı. Hani bir laf vardır:" Babana bile güvenme " işte kitap tam da bunu anlatıyor. Kitabı okuyunca bırakın dedenizi, amcanızı, dayınızı... babanızdan bile
Vasatlığa Övgü
Gündüz Vassaf’ın 1980'li yıllarda yazdığı deneme tarzında yazılardan oluşan kitabı. Kitapta, zaten kitabın adı olan ‘ gündelik hayatta totalitarizm’ örneklerle anlatılmaya çalışılmış. Batının (güçlünün) kültür hegemonyası, tek tip insan.. gibi günümüzde iyice dillere pelesenk olmuş düşünceleri ve söylemleri yer yer mantığı zorlayan
