Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
My rose is more important than the hundreds of other roses. Because I watered her, I put the gladd globe around her, I killed the caterpillars for her, I listened to her when she boasted... Because she is my rose.
Sayfa 60 - Mk publications, prince
My rose is more important than the hundreds of other roses. Because I watered her, I put the gladd globe around her, I killed the caterpillars for her, I listened to her when she boasted... Because she is my rose.
Sayfa 60 - Mk publications, prince
Reklam
cahiliye dönemi, kız çocuklarının diri diri gömülmesi... " İlah diye diktikleri putlarına da , put kadar katı yüreklerine de lanetler olsundu. "
Nietzsche 'nin çekici :Bir put kırma projesi
"Yeryuzune küfretmek" , yani yani bir takım soyut değerleri putlaştırıp gerçek dünyadan yüzünü çevirmek. Böyle buyurdu Zerdüşt kitabında Nietzsche en büyük günah olarak kabul ettiği bu davranışı terk etmeye çağırır tüm insanlığı..
düşünsenize edmund husserl'ın favori öğrencisisiniz
The famous German philosopher Edmund Husserl, his dissertation director, thought he was brilliant, not just as a philosopher but as a multitalented renaissance man. As the professor put it in a letter to his star student, “You can work not only with shovels and hoes, cutting trees and building houses, but also with a fine intellectual scalpel—you have fine fingers, and an incorruptible love of truth, free from prejudice to the last.”
Sayfa 8 - pdfKitabı okuyor
Ama yüreği, sevgisi Tanrı'nın önünde eğilmez, yalnızca şeylerin, yuvarlak metal ve ağır kâğıdın, zevk düşüncesinin ve makinenin önünde eğilir. Sevgili kardeşlerim, Tanrı'ya tapmamızın yanı sıra saygı gösterip, sevgiyle yüreğimizde taşıdıklarımıza put denirse eğer, Papalagi'nin bizden daha çok putu vardır.
Sayfa 99 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir gün Don Kişot, hüzünlü kişiliğin bu ünlü şövalyesi, dünyanın gelmiş geçmiş şövalyelerinin en saf, en yüce gönüllü, en kalbi temiz olanı Don Kişot, sadık seyisi Sancho'yla serüven peşinde yolculuklara çıkarken birdenbire onu uzun süre düşündüren kuşku ve şaşkınlığın içine gömülüyor. Olay şu: Yaşamöykülerini şövalye romanları adı verilen ve
Sayfa 950 - 951, 952, 953, 954, 955 Yapı Kredi Yayınları
bizden geri kalan eserler, birbirine benzer taşlar, yazılar, yapılar olmamalıdır. putlar gibi ayırıcı özelliği olmamalıdır. hristiyanlık da ikonolist bir dönem yaşadı; ilk hristiyanlar eski yunan ve roma’dan kalanları yok ettiler. islamlık, özellikle osmanlı bu işi ciddiye aldı. osmanlı, islamlığı ciddiye aldı. islamlık put kırıcılığını ciddiye aldı. osmanlı bunu islamlığın ciddiye alışından da öteye götürdü. kuralları ciddiye aldı, insanı ciddiye almadı.
"Benim Tanrımın onunkinden daha büyük olduğunu" ve Hıristiyan Tanrının "gerçek Tanrı olduğunu, Müslümanların tanrısının ise bir put olduğunu biliyordum. "
Sayfa 33 - Henkel
Reklam
Sanat bizi eskimiş, resmi putlardan olduğu gibi, gene alalede bir put olan yüce gönüllülük putundan da kurtarır
“Hey. Calm down.” Baji put a hand on her shoulder. “You’re shaking. What’s wrong?” “Nezha’s over there.” “And you’re afraid for him?i She whispered without thinking. “I’m always afraid for him.” “Ah. I get it. You’re in love.”
“However, I also must order you to attend a weekly psychological meeting with me to work on homicidal impulses. As a war general, you must curb them if you are to be successful.” Auntie’s exuberant smile said she wasn’t actually concerned about curbing any impulses. I was half-worried that Sadie would become more intense if she met with Auntie. The little alpha said nothing, just glared back at the woman with a stony expression. “I have to disagree. It wasn’t homicidal. It seemed logical,” Aran said loudly from beside Sadie. The blue-haired boy put a serious expression on his face, but it was clear what he was doing. Unfortunately, Auntie fell for it. “Very well. Aran is also ordered to attend my sessions with Sadie. Anyone else showing signs of sociopathy?” The entire room stayed dead silent,
Once the cannibal killers were finally put away, Raccoon would be ideal again - beautiful, clean, a white-collar community nestled in the mountains like a secret paradise.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.