Zeus ile Saddam Hüseyin'i, Jül Sezar ile Fidel Castro'yu, Kristof Kolomb ile Beethoven'ı ya da Rahibe Teresa ile Marquis de Sade'ı aynı kitap içinde buluşturabilmenin yolu nedir diye sorsam, ne cevap verirdiniz?
Saydığım isimleri ve çok daha fazlasını aynı kitapta bir araya getirmeyi başarmış olan Eduardo Galeano kitabının alt başlığına,
Tanrı’ya kayıtsız kalarak yaşayan muhteşem insanlar tanıdım.
Dindar çoğunluk dahi onun varlığını hiç bilmemiştir. Al mesela, hayatını Kalküta’daki cüzamlılara adayan Rahibe Teresa...
– İnanmıyor muydu?
– İnanmak istiyordu ama Tanrı ortalarda yoktu, sessiz kalıyordu.
Rahibe hiçbir zaman onun ziyaretiyle dolup taşmadı.
– Ama inanmayı istemek zaten inanmak demek değil mi?
– İnanmayı istemek feragat etmek kadar iştah, başarısızlık kadar tutku ortaya koyar. İnanmayı istemek hayal kırıklığına benzer. İnsanlar inanmayı arzu ederler ve küskünlükle inançsız olurlar. Tekrar ediyorum: İnanç Tanrı’dan gelir, insanlardan değil.
Kadın..
Maalesef bugünlerde, yaşadığımız ataerkil toplumun içinde sinip kalmış, şiddet görmüş, taciz edilmiş, kendisini aciz bir varlık hissedip intihar etmiş kadınlara rastlıyoruz. Ne acı.. Fakat tarihe damga vuran çok güçlü kadınlar da var feyz alınası. Bu kitapta sadece güçlü kadınlar değil, çıldırmış kadınlar, sadist kadınlar, çok zeki
Rahibe Teresa çok zeki bir insandı; "Savaş karşıtı bir toplantıya asla katılmayacağım; beni, barışa dair toplandığınızda davet edin" demişti. Biliyordu. "Sır"rı çözmüştü. Dünya üzerinde gerçekleştirdiklerine baktığımızda bunu görebiliyoruz.
İnanç bir şeyi örtmek içindir.Eğer şüphe çok büyükse,o zaman inancı sıkı bir şekilde genişletmek zorundasın. Şüpheni çok kuvvetli bir şekilde bastırmak zorundasın, çünkü eğer kuvvetli bir şekilde bastırılmazsa, inanç örtüsünü üzerinden atacağını ve kendi gözlerinin önünde çıplak kalacağını biliyorsun- şokun nedeni bu. Şok yersiz değil.
Ben Rahibe Teresa'yı eleştiriyorsam, senin neden şoke olman gerekiyor? Ya söylediğimi doğru bulursun ve şok söz konusu değildir ya da söylediğimi yanlış bulursun; o zaman da şok söz konusu değildir. Şok nereden geliyor?
مولانا وحید الدین خانؒ کا انتقال علمی و ادبی دنیا کا بہت بڑا خسارہ۔
Uluslararası üne sahip İslam alimi, vaiz, yazar, araştırmacı, müfessir-i Kur'an, yüzyılın en etkili din alimlerinden biri olan Mevlana Vahidüddin Han 21 Nisand 2021 tarihinde Hindistan'ın başkenti Delhi'de 96 yaşında Covid-19'dan dolayı Allah'ın rahmetine kavuştu. Allah Mevlana
'...Beni vuran Taliban mensubundan bile nefret etmiyorum. Elimde bir tabanca olsaydı ve o kişi önümde dursaydı bile onu vurmazdım. Bu, merhametin Peygamberi Hz. Muhammed, Hz. İsa ve Buda’dan öğrendiğim merhamettir. Martin Luther King, Nelson Mandela ve Muhammed Ali Cinnah'tan bana kalan değişimin mirasıdır. Bu Gandi, Badşah Han ve Rahibe Teresa'dan öğrendiğim şiddet karşıtı felsefedir. Annemden ve babamdan öğrendiğim bagışlamadır. Bu, ruhunun bana söylediği şeydir:
HUZURLU OL VE HERKESİ SEV.
-Malala Yusufzay