Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ve reddedilme korkusu ile yalnız yaşamanın güzel olduğunu savunuyordu....
Aşık olacağım diyemezssin hiç,hoş desende bunu bu şekilde hayata geçiremezssin.Seçemezssin de kimi seveceğini,seçersende bu aşk değildir sevda değildir birgün anlarsın sana bu büyük duygunun teyet geçtiğini... Olmadık bir anda çıkar karşına Eros ve okunu hiç hayal etmeceğin bir anda fırlatır sinsice.Önce anlamazssın bu neydi dersin.Küçük bir sivrisinek ısırığı gibidir aşkın ısırığı.İğnesini çekmeden hiç mi hiç bilmezssin.Çektiğindeyse artık çok geçtir... Aşk neydi? Kimbilebilir ki...Kimine göre bir karın ağrısı,kimine göre çarpıntı,kimine göre anlaşılmaz,anlatılmaz sadece yaşanır ve yaşanılması gereklidir...Aslına bakarsan insan olmanın erdemi sevdadan geçer...Önceleri hoşlanmak sanırsın...Kaşı gözü,boyu posu önemli değildir...Sadece onu gördüğünde,konuştuğunda,yazıştığında yada düşündüğünde sebebsiz bir gülümseme ve bir hoşluk duygusu yaşarsın...Bu böyle devam edip gider taki bireylerden biri diğerine duygularını ürkek ifadelerle açıklayana dek...Ürkek diyorum çünkü reddedilme korkusu varya işte bu o an ölüme denktir ve hissetmeyen bilmez... Aşk; bir isyandır,Kişinin belkide tüm kainata karşı başkaldırışıdır.Aşk nadide bir çiçektir.Emekle büyür,saygı ve sevgiyle beslenir,sadakatla güçlenir.Aşk sen olmaktan,ben olmaktan çıkıp biz olmanın erdemine ermektir...Aşk çıkar gözetmeksizin karşı tarafa olduğu gibi yüreğini avuçlarına teslim etmektir... V#V
Reklam
240 syf.
8/10 puan verdi
Başarısızlık, reddedilme ,reddedilme korkusu ,güvensizlik, depresyon ,insanlardan uzak yaşamayı isteme ,hayattan tat alamama, tüm zenginliğe rağmen bunları haketmediğini düşünme ve doyum alamama, en sonunda hayatini sonlandırma isteği.. Peki tüm bunlar sizde değil de sizden 3 nesil önceki yaşananlardan kaynaklandığını söylesem ne hissederdiniz ? Bu kitap sorunun cevabını yaşanmışlıklarla dolu bir manzumeyle veriyor.
Seninle Başlamadı
Seninle BaşlamadıMark Wolynn · Sola Yayınları · 202212,8bin okunma
Reddedilme korkusu.
O reddetmeden ben reddedeyim kaygısı sonucu yalnız kalan insanların sayısı o kadar çoktur ki!
Mutlu ve haz dolu olduğunuzu düşleyin. Kendinizle ve diğer insanlarla uyumlu bir yaşam sürdüğünüzü düşleyin. Kendi rüyalarınızı ifade etmekten korkmadığınız bir yaşam düşleyin. Başkaları tarafından yargılanmaktan korkmadığınız, istediğiniz zaman "evet", istediğiniz zaman "hayır" diyebildiğiniz bir yaşam düşleyin. Kimsenin fikrinden sorumlu olmadığınız, kimseyi kontrol etme ihtiyacı duymadığınız, kimsenin sizi kontrol etmesine izin vermediğiniz bir yaşam düşleyin. Kimseyi yargılamadığınız, herkesi kolaylıkla affettiğiniz bir yaşam düşleyin. Haklı olma ihtiyacı duymadığınız, kimseyi haksız kılma ihtiyacı duymadığınız bir yaşam düşleyin. Kendinize ve başkalarına saygı duyduğunuz ve başkalarından saygı gördüğünüz bir yaşam düşleyin. Sevme korkusu ve sevilmeme korkusu olmadan yaşadığınızı düşleyin. Reddedilme korkusu ve kabul görme ihtiyacı duymadığınız, özgürce "seni seviyorum" diyebildiğiniz bir yaşam düşleyin. Risk almaktan korkmadığınız ve yaşamı keşfetmenin hazzını duyduğunuz bir yaşam düşleyin. Yaşamaktan da ölmekten de korkmadığınız bir dünyayı düşünün. Bunları düşlemenizi istiyorum. Çünkü bu düşledikleriniz tümüyle mümkün. Bu cennet boyutu sadece sevme yeteneğiyle mümkündür.
Sayfa 114Kitabı okudu
Bazen durup dururken gidip kucaklamak istiyorum onu. Ama pek az yapabiliyorum. Yakınlarıma sevgimi ve dokunma istegimi göstermede çok beceriksizim, çekingenim. Büyük olasılıkla sıcak, sevgi dolu bir aile ortamında büyümemiş olmam bunun nedeni. Duyguların denetlendiği, yakınlaşmaların gizlendiği, ayıp sayıldığı, disiplin ve ciddiyetin çok önemsendiği bir ortamda yetişmiş oluşum. Bu beni en çok sevdiğim insanlara yaklaşmada inisiyatifsiz bıraktı hep. Gereksiz, yersiz duygusallığa düşüp gülünç olma ve reddedilme korkusu, başkalarına dokunma, sarılma, göğsüme bastırma önceliğimi engelledi. Çok zaman sevgiyle dolup taşarken bile kendimi fethedilmesi gereken bir kale gibi uzak ve sağlam tutmaya çalıştım. Ne yazık ki benim en acıklı, en dokunaklı yanım oldu bu.
Reklam
Ödül aldığımızda kendimizi iyi hissederiz ve bu ihtiyacımız olan ödülü alabilmek için insanların bizden bekledikleri şekilde davranmayı sürdürürüz. Cezalandırılma ve ödül alamama korkusuyla, kendimiz olmayan farklı bir kişiliğe bürünürüz. Başkalarının bizi görmek istedikleri gibi biri olarak onların onayını almaya çalışırız. Anne Babayı memnun etmeye çalışırız, okulda öğretmenleri memnun etmeye çalışırız, kiliseyi memnun etmeye çalışırız ve bir oyuncu olmaya başlarız. Kendimiz olmaktan korkarız, çünkü kendimiz olduğumuzda reddedilmekten korkarız. Reddedilme korkusu, yeterince iyi olamama korkusuna dönüşür. Sonunda olmadığımız biri haline geliriz. Annenin inançlarının, Babanın inançlarının, toplumun inançlarının, dinin inançlarının bir kopyası oluruz.
Bir çocuğun en büyük korkusu sevilmemek, en çok korktuğu cehennem reddedilmektir. Bana kalırsa dünyada herkes reddedilme hissini az veya çok yaşamıştır. Reddediliş öfke doğurur; öfkenin sonucu, reddedilişin intikamı olan suçtur; suçtan da suçluluk kaynaklanır - işte insanoğlunun öyküsü.
Sayfa 298 - Sel yayıncılıkKitabı okudu
Rank'a göre her insan, bağımlılık ve bağımsızlık ya da boyun eğme ve kendine yön verme biçiminde yaşanan karşıt eğilimlerin yarattığı çatışma ile dünyaya gelir. Doğum birbiriyle çatışma durumunda olan bu eğilimlerin prototipidir. Çünkü insanın, bir başkasına tümden bağımlı ve çaba gerektirmeyen bir durumdan, ayrı bir varlık olmayı ve kendi eylemlerinin sorumluluğunu üstlenmeyi gerektiren bir yaşama geçişini simgeler. İnsanın bağımsız olma çabası yaşamın özüdür. Bunun karşıtı, dölyatağındaki çabasız yaşam biçimine dönme ya da ayrı bir varlık olmak yerine, kendisini çevresine bırakıverme eğilimidir. Rank bunu ölüme ulaşma isteği olarak yorumlamıştır. Bir başka deyişle, ayrılık yaşamla, birleşme ölümle eşanlamlıdır. Dölyatağı içinde dölüt, çevresiyle sürdürdüğü ortakyaşamın bir parçasıdır. Doğum, bu beraberliğin ölümü anlamına gelir ve insanın yeni ilişkiler kurabilmek için önceki beraberliklerini terk ederken yaşadığı anksiyetenin prototipi olmaktan öte bir anlam taşır: doğmak için ölmek. Başka bir deyişle, insanın bağımsız bir varlık olarak yaşayabilmesi için bir önceki ortak yaşamının sona ermesi gerekir. Öte yandan, bağımsızlığa doğru attığı her adımı irkitici bir tehdit olarak yaşar. Başkalarından farklı davrandığı oranda reddedilme ve sevgiyi yitirme ve kendisine yön vermede yenilgiyle karşılaşma olasılığı, ona sürekli bir korku yaşatır. Rank'ın "yaşam korkusu" dediği bu korku, aslında insanın kendi yaşamını sürdürmekten korkmasıdır.
Sayfa 43 - MetisKitabı okudu
Başkalarının bizi görmek istedikleri gibi biri olarak onların onayını almaya çalışırız. Anne babayı memnun etmeye çalışırız, okulda öğretmenleri memnun etmeye çalışırız ve bir oyuncu olmaya başlarız. Kendimiz olmaktan korkarız, çünkü kendimiz olduğumuzda reddedilmekten korkarız. Reddedilme korkusu iyi olamama korkusuna dönüşür. Sonunda olmadığımız biri haline geliriz.
Reklam
Kendimiz olmaktan korkarız, çünkü kendimiz olduğumuzda reddedilmekten korkarız. Reddedilme korkusu, yeterince iyi olmama korkusuna dönüşür. Sonunda olmadığımız biri haline geliriz. Annenin inançlarının, babanın inançlarının, toplumun inançlarının, dini inançlarının bir kopyası oluruz.
Sayfa 28 - Kuraldışı YayıncılıkKitabı okudu
Gereksiz, yersiz duygusallığa düşüp gülünç olma ve reddedilme korkusu, başkalarına dokunma, sarılma, göğsüme bastırma önceliğimi engelledi. Çok zaman sevgiyle dolup taşarken bile kendimi fethedilmesi gereken mağrur bir kale gibi uzak ve sağlam tutmaya çalıştım. Ne yazık ki benim en acıklı, en dokunaklı yanım bu oldu.
Sayfa 53 - Can YayınlarıKitabı okudu
Yüzleşmekten korkmak özellikle onaylanma ihtiyacı taşıyan kişilerde gördüğümüz bir durumdur. Yanlış ebeveyn tutumundan ya da çocuklukta yaşanan travmatik bir süreçten sonra başkaları için yaşayan, diğer insanların onayı olmazsa yaptığının ya da söylediğinin yanlış olduğunu düşünen insanlarda bir süre sonra çekince ve korkular ortaya çıkar. Peki ne yapmalıyız? Çok klasik ama çok doğru olan bir şeyi yapmalı ve kendi değerimizin farkına varmalıyız. Değerli olduğumuzu bildiğimizde reddedilme korkusu yaşamayız. Çünkü reddedilsek bile bu bizim değersiz olduğumuzu göstermez. Tüm korkuların, tüm yüzleşmelerin çözümü kendimizi sevmekten geçer. Ne yapmalıyız? Başka insanların düşüncelerini önemsediğimiz kadar kendi düşüncelerimizi de önemsemeliyiz. Hayat bir dengeden ibarettir ve her zaman doğru yoktur. Yanlış yapmaktan korkmamalı, yaptığımız yanlıştan ne öğrendiğimize odaklanmalıyız. Ne yapmalıyız? Söylemek istediklerimizi birden söyleyemiyorsak ufak adımlar atmalıyız. Her zaman beklediğimiz cevabı almayabiliriz. Bu bizi zayıf değil tersine daha güçlü yapar. Ne yapmalıyız? Bu hayata bir kere geldik. Cesur olmayı tercih edip korkularımızın üstüne gitmeliyiz. uplifers.com/reddedilme-yuzl...
kendimiz olmaktan korkarız,çünkü kendimiz olduğumuzda reddedilmekten korkarız. Reddedilme korkusu,yeterince iyi olamama korkusuna dönüşür. Sonunda olmadığımız biri haline geliriz.Annenin inançlarının ,Babanın inançlarının,toplumun inançlarının,dinin inançlarının bir kopyası oluruz.
769 öğeden 751 ile 765 arasındakiler gösteriliyor.