SONUNA KADAR OKUYUN!
İbn-i Abbas (r.a.) Hazretleri'nden naklen Muaz b. Cebel rivayet ediyor:
- Bir gün Resulullah (s.a.v.) ile beraberdik. Ensardan birinin evinde toplanmıştık... Tam bir cemaat olmuştuk. Sohbete dalmıştık. Bu arada, dışarıdan bir ses geldi;
- Ev sahibi... İçerdekiler.. Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir
' Bir kimse sabah namazını kıldıktan sonra dizlerini büküp otursa ve dünya kelâmı etmeden önce on defa ' La ilâhe illallahû vahdehû lâ şerike leh, lehül hamdü, yuhyî ve yümît, ve hüve alâ külli şey'in kadîr ' ( Allah'tan başka ilah yoktur, O tektir, ortağı yoktur; mülk O'nundur, hamd O'na mahsustur, diriltir ve öldürür, O her şeye kâdirdir ' dese ona on sevap yazılır, on günahı silinir, derecesi on kat yükseltilir, o gün her kötülükten korunur, şeytanın ona zarar vermesi önlenir ve Allah'a ortak koşmaz ise o gün hiçbir günah ona erişemez. '
Sayfa 258 - Ebû Zer el Gıfârî (r.a) rivayet edilmiş olup, kaynak için bknz; Tîrmizî, Daavat 63, numara 3474
Peygamberimizin zevcesi Hz. Ümmü Seleme der ki «Resûlullah Aleyhisselâm, bir gün, yanı üzerine yattı. Kaygılı ve üzüntülü olarak uyandı. Sonra uyudu. Yine kaygılı ve üzüntülü olarak uyandı. Yine uyudu. Sonra, uyandı. Avucunda, kırmızı bir toprak bulunuyor ve onu öpüyordu! (Nedir bu?) diye sordum.
(Hüseyin için, Cebrâil, O'nun Irak toprağında öldürüleceğini bana haber verdi. Bu da, oranın toprağıdır!) buyurdu.»
"İnsanlar üç sınıftır. Kârlı olanlar, selâmette olanlar, günahkârlar.
Kârlı olan, Allah’ı(c.c) zikreden kimsedir.
Selâmette olan, sükût edendir.
Günahkâr olan da, batıl ve boş işlere dalandır."
Resûlullah (sas) buyurdu ki : "Ademoğlu'na zinadan nasibi yazılmıştır. Buna mutlaka erişecektir. Gözlerin zinası bakmak, kulakların zinası dinlemek, dilin zinası konuşmak, elin zinası tutmak, ayağın zinası da yürümektir. Kalp ise heves eder, diler.
5. Madde: O gün insanlara selam vermelidir.
Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki: ''Kim Aşure günü Müslümanlardan on kişiye selam verirse, bütün müminlere selam vermiş gibi olur.''
Şir'atül-İslam şerhi Mefâtihül-Cinan s. 217
«Şeytan mel’un olduğu zaman Allahü Teâlâ’ya, “İzzetine yemin ederim ki, canı bedeninde olduğu müddetçe insanın kalbinden dışarı çıkmam”, dedi. Allahü Teâlâ, “Canı bedeninde olduğu müddetçe tevbesini bağlamam”, buyurdu»
Hasan-ı Basrî’nin şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Hz. Peygamber (s.a.v.)’in başı Hz. Aişe (r.a.)’nın kucağındaydı. Derken uykuya daldı. Hz. Aişe (r.a.) Âhireti hatırlayarak ağladı. Gözünden akan yaşlar Hz. Peygamber
(s.a.v.)’in mübarek yanakları üzerine damladı.
Resûlullah (s.a.v.) bu gözyaşlarıyla uyandı. Başını kaldırdı ve: (‘Niye ağlıyorsun, ey Aişe?’) diye sordu. Hz. Aişe: (‘Ey Allah’ın Resulü,
Âhireti hatırladım da... Acaba Kıyamet günü yakınlarınızı hatırlar mısınız?’) dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: ‘Canım kudretinin elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, şu üç yerde kişi kendisinden başka hiç kimseyi hatırlamaz: Teraziler kurulup insanların amelleri tartıldığı zaman iyilik
kefesinin hafif mi, yoksa ağır mı geldiğini
öğreninceye kadar. Amel sahifeleri dağıtıldığı zaman, sağ
elinden mi, yoksa sol elinden mi verildiğini bilinceye kadar. Bir de Sırat yanında.”
• Seddâd b.Evs'ten (ra) rivayetle:
Ben Resulullah’tan(sas)iki şey(hadis)muhafaza ettim.Buyurdu ki:
"Allah (cc) her şeyin güzel yapılmasını yazdı.
O halde dürdüğünüzde güzel bir şekilde öldürünüz,(hayvanınızı)kestiğinizde güzel bir şekilde kesiniz.
Hayvan kesecek kişi önce bıçağı bileylesin,böylece keseceği hayvan rahatlarsın."
(Müslim)
Abdullah b. Ömer'den (ra) rivayetle:
Resalullah (sas)bıçakları bilenmesini ve hayvanlardan gizlenmesini emretti.
Buyurdu ki: "Biriniz hayvan keseceği zaman hızlı davransın."(İbni mace)
• Amr b.eş-Şeridden (ra) rivayetle:
Şerid'i şöyle söylerken duydum:
Resulullah'ın(sas)şöyle buyurduğunu işittim:
"Kim bir serçeyi lüzumsuz yere öldürürse kıyamet günü bu serçe Allah'tan (cc) yardım isteyerek:
“Ya Rabbi! Falanca kulun beni fayda sağlamak sebebiyle değil lüzumsuz yere öldürdü."
diye bağırır."(Nesâî)
• Bir Bir Ebu Salih el-Haneffî’nin(ra),
Resûlullah'ın(sas)sahâbilerinden
İbn Ömer'den (ra) rivayetiyle:
Resulullah'ı (sas) şöyle buyururken işittim:
"Kim bir canlıya eziyet eder ve bundan dolayı tövbe de etmezse kıyamet günü Allah (cc) da o kimseye eziyet eder."
(Ahmed Bin Hanbel)
"Hz Peygamber (s.a.v.)'in başı Hz. Aişe (r.a.)'nın kucağındaydı. Derken uykuya daldı. Hz. Aişe (r.a.) Ahireti hatırlayarak ağladı. Gözünden akan yaşlar Hz. Peygamber (s.a.v.)'in mübarek yanakları üzerine damladı. Resûlullah (s.a.v.) bu gözyaşlarıyla uyandı. Başını kaldırdı ve: ('Niye ağlıyorsun, ey Aişe?') diye sordu. Hz. Aişe: ('Ey Allah'ın Resulü, Ahireti hatırladım da... Acaba Kıyamet günü yakınlarınızı hatırlar mısınız?') dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: 'Canım kudretinin elinde bulunan Allah'a ye- min ederim ki, şu üç yerde kişi kendisinden başka hiç kimseyi hatırlamaz:
✓Teraziler kurulup insanların amelleri tartıldığı zaman iyilik kefesinin hafif mi, yoksa ağır mı geldiğini öğreninceye kadar.
✓Amel sahifeleri dağıtıldığı zaman, sağ elinden mi, yoksa sol elinden mi verildiğini bilinceye kadar.
✓Bir de Sırat yanında."